Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/10521 E. 2023/7355 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10521
KARAR NO : 2023/7355
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1018 E., 2023/875 K.
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.03.2023 tarihli ve 2022/732 Esas, 2023/146 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 10.05.2023 tarihli ve 2023/1018 Esas, 2023/875 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II-TEMYİZ NEDENLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz İstemi
Özetle, olay yerinden ele geçen bulguların sanığın genotipi ile benzer olmasının mahkûmiyet kararı için yeterli olmadığına, soruşturmaya 2011 yılında başlanıp 2020 yılında tamamlanmış olması sebebiyle delillerin niteliklerini yitirip Mahkemece yanlış şekilde değerlendirildiğine, delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne, teşhis işleminin usulüne aykırı olduğuna, olayın üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen yapılan teşhisin hükme esas alınmaması gerektiğine, sanık hakkında takdiri indirimlerin uygulanması gerektiğine, her türlü şüpheden uzak delil elde edilmemesi sebebiyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince, ”Mağdur beyanı ve tanıkların görgüye dayanan anlatımları Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 2020/727 sayılı uzmanlık raporu ile olay günü mağdurun evinde bulunan meni lekelerindeki DNA’nın sanığa ait olduğuna ilişkin tespiti, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’ndan alınan 22.07.2022 tarih 2022/2625 sayılı raporu ile 18.01.2011 tarihli … Numune Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporu sonucunda mağdurun akli dengesinin yerinde olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, yapılan yargılamada, sanığın ruh sağlığı yerinde olmayan mağdurun evine gece vakti mağduru iterek zorla girdiği, rızası dışında mağdur ile birlikte olduğu, dosya tanığı …’in sanığı mağdurun evinde gördüğü, sanıkla tartıştığı, aynı şekilde diğer tanık …’in de sanığı gördüğü ve tartıştığı, savcılık aşamasında kendilerine gösterilen fotoğraflardan sanığı teşhis ettikleri, sanığın mağdurun evinde olay günü alınan meni izlerinde DNA’sının bulunduğu, sanığın olay günü İstanbul’da olmadığı beyanına bu kapsamda itibar edilemeyceği, sanığın suçları işlediğine ilişkin delillerin sanığın cezalandırılması için yeterli olduğu anlaşılmakla sanığın mağdura yönelik eylemlerinin beden veya ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı vücuduna organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçu işlediği kanaatine varılmış; ” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden müsnet suçtan dolayı sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 10.05.2023 tarihli ve 2023/1018 Esas, 2023/875 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.11.2023 tarihinde karar verildi.