Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1004 E. 2023/3029 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1004
KARAR NO : 2023/3029
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/107 E., 2022/182 K.
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki
HÜKÜM : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî düzelterek onama

Katılan mağdurenin hüküm tarihinde reşit olması nedeniyle üzerindeki velayet hakkı sona eren anne ve babası olan katılanlar… ile…’in buna bağlı olarak katılan sıfatlarının da hükümsüz hale geldiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin bu kişiler yönünden kararı temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

O yer Cunhuriyet savcısı, katılan mağdure vekili ile Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yönünden; suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu ve Bakanlık vekili tarafından kovuşturma evresinde katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, söz konusu madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, vekilinin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2007 tarihli ve 2007/13 sayılı iddianamesiyle suça sürüklenen çocuğun, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmıştır.

2.Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin bozma üzerine verdiği 23.12.2013 tarihli ve 2013/12 Esas, 2013/175 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 31 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 yıl hapis cezası hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin bozma üzerine verdiği 23.12.2013 tarihli ve 2013/12 Esas, 2013/175 Karar sayılı kararının suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 05.02.2016 tarihli ve 2016/4105 Esas, 2016/8255 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

4. Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 05.02.2016 tarihli ve 2016/4105 Esas, 2016/8255 Karar sayılı onama yönündeki kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.04.2017 günlü, KD-2017/20476 sayılı itiraznamesiyle 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 05.06.2017 tarihli ve 2017/2365 Esas, 2017/3101 Karar sayılı kararıyla itirazın yerinde görülmeyerek reddiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2019 tarihli ve 2017/14-939 Esas, 2019/108 Karar sayılı ilamıyla, “..Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 05.12.2016 gün ve 2016/4105 Esas, 2016/8255 sayılı onama kararının kaldırılmasına, sanığın, bu suça ilişkin cezasının infazının durdurulmasına ve tahliyesine, 23.12.2013 tarihli gerekçeli kararın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için tevdi kararı verilmesi amacıyla dosyanın Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine …” dair verilen kararla birlikte gönderilen dosyada verilen 17.12.2019 tarihli tevdi kararına istinaden gerekçeli kararın tebliğ edildiği Bakanlık vekilince hükmün temyiz edilmesi üzerine düzenlenen 13.03.2020 tarihli ek tebliğname ile dosya Dairemize gönderilmiştir.

6. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/13073 Esas, 2021/10461 Karar sayılı kararı ile Bakanlık vekilinin temyiz isteminin reddine, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi yönünden ise suça sürüklenen çocuğun, olay günü on yedi yaşındaki mağdureye yönelik eylemini hileyle kolasına içki koyarak bilinci yerinde olmadığı sırada gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

7. Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/182 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun eylemi reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 66 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Mahkemenin suça sürüklenen çocuğun eylemini reşit olmayanla cinsel ilişki kabul ederek zamanaşımı nedeniyle düşme kararı vermesinin hatalı olduğuna, dosya içeriği itibariyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğuna, hükmün iki numaralı maddesinde vekalet ücreti takdirine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş iken beş numaralı maddesinde suça sürüklenen çocuk lehine vekalet ücreti tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, hakkında düşme kararı verilen suça sürüklenen çocuk lehine vekalet ücreti tayin edilmesinin hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.

C. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuğun reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûmiyeti yerine zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği nazara alınarak, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek, atılı suç için öngörülen olağan üstü zamanaşımı süresinin aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında 12 yıl olduğu, on iki – on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk açısından ise aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre 6 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, bu durumda suç tarihi olan 01.01.2007 tarihinden itibaren 6 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin 01.01.2013 tarihinde dolduğu, buna göre dava zamanaşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılanlar… ve…’nın Temyiz İstemleri Yönünden
Katılan mağdurenin hüküm tarihinde reşit olması nedeniyle üzerindeki velayet hakkı sona eren anne ve babası olan katılanlar… ile…’in buna bağlı olarak katılan sıfatlarının da hükümsüz hale geldiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin bu kişiler yönünden davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Katılan Mağdure Vekili, Katılan Bakanlık Vekili İle O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemleri Yönünden
1. Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde, olayın adli makamlara intikal şekli, katılan mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, tanık anlatımı, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun, olay günü on yedi yaşındaki mağdureye yönelik eylemini hileyle kolasına içki koyarak bilinci yerinde olmadığı sırada gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve bu suç yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu yönündeki kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuk lehine vekalet ücreti tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Katılanlar… ve…’nın Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılanlar vekilinin katılanlar… ve… yönünden temyiz isteminin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Mağdure Vekili, Katılan Bakanlık Vekili İle O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (B-2) bölümünde açıklanan nedenle Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/182 Karar sayılı kararına yönelik katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün beşinci bendinde yer alan ”Sanık … Bağcıoğlu kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2022 yılı A.A.Ü.T gereğince 10.250 TL’nin hazineden alınarak sanığa verilmesine,” ibaresinin karardan çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.