YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10
KARAR NO : 2023/1975
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR :Nitelikli cinsel saldırı, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; Bakanlık vekiline usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı vermiş olduğu temyiz dilekçesinde temyiz gerekçesi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanık müdafilerinin temyiz istemi yönünden; Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.07.2017 tarihli ve 2013/45 Esas, 2017/264 Karar sayılı kararı ile inceleme dışı bir kısım sanıklarla ilgili kurulan hükümlerle birlikte sanık … hakkında da;
a) Şikayetçi …’ya yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan yapılan yargılama neticesinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
…) Mağdure …’ye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (…) bendi yollamasıyla, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrası, altıncı fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Mağdure …’ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (…) ve (f) bendleri, beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar vermiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2018/45 Esas, 2018/2212 Karar sayılı kararı ile bir kısım sanıklar ve dosyamız sanığı … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısı, katılan Bakanlık vekili ve sanıklar müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (…) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde sanık … hakkında mağdure …’ye karşı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile şikayetçi …’ya yönelik cinsel saldırı suçlarından kurulan hükümler yönünden sanıklar aleyhine istinaf başvurusunda bulunulması nedeniyle ifadelerinin alınamaması ve bu amaçla çıkartılan yakalama müzekkerelerinin uzun süre infaz edilememesi, infaz edilmesinin beklenmesinin diğer eylemler ve sanıklar yönünden yargılamayı uzatacağı ve zamanaşımına uğratabileceğinden sanıkların bu suçları yönünden davaların ayrılmasına ve ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve tefrik edilen bu dosya 2018/3544 Esas numarasını almıştır.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 26.02.2020 tarihli ve 2018/3544 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (…) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında;
a) Şikayetçi …’ya yönelik cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
…) Mağdure …’ye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Mağdure …’ye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (…) ve (f) bendleri, beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar vermiştir.
4. Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 17. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26.10.2021 tarihli ve 2021/13683 Esas, 2021/8676 Karar sayılı kararı ile “Katılan Bakanlık vekilinin ilk derece mahkemesi kararıyla ilgili süresinde verdiği süre tutum dilekçesinde sanık olarak sadece bağlantılı dosya sanıklarından … … …’ın ismini belirtmesi karşısında diğer sanıklarla ilgili istinaf talebinde bulunmayıp, sadece … … açısından aleyhe kanun yoluna başvurduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince iş bu dosyada sanık … müdafisinin lehe istinaf başvurusuna istinaden ve bağlantılı diğer dosyada sadece … … yönünden aleyhe başvuran Bakanlık vekilinin …’le ilgili bu yönde talebi olmadığı nazara alınmak suretiyle değerlendirme yapması gerekirken … aleyhine de istinaf başvurusu olduğu kabul edilip, mevcut mahkumiyet hükümleri kaldırılarak sonuç ceza miktarları itibarıyla daha ağır nitelikte mahkumiyet kararları verilmesi…” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (…) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 09.03.2022 tarihli ve 2021/878 Esas, 2020/246 Karar sayılı kararı ile;
a) Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının süre tutum dilekçesinde belirtmeyip istinaf süresi geçtikten sonra gerekçeli istinaf dilekçesinde bu sanık yönünden istinafa başvurduğu anlaşılmakla süre yönünden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin 5271 sayılı Kanun’un 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (…) bendi uyarınca istinaf başvurusunun reddine,
…) Sanık hakkında şikayetçi …’ya yönelik nitelikli cinsel saldırı suçundan, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanık hakkında şikayetçi …’ya karşı bozma öncesi cinsel saldırı suçundan verilen mahkumiyet hükmünün sadece sanık tarafından istinaf edilmesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 283 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza miktarı yönünden sanık lehine kazanılmış hakkı dikkate
alınıp sanığa verilen ceza daha önce verilen ceza miktarına indirilerek 6 yıl 3 ay hapis cezası üzerinden infazın yapılmasına,
c) Sanık hakkında mağdure …’ye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanık hakkında mağdure …’ye karşı bu suçtan verilen mahkumiyet hükmünün sadece sanık tarafından istinaf edilmesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 283 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza miktarı yönünden sanık lehine kazanılmış hakkı dikkate alınıp sanığa verilen ceza daha önce verilen ceza miktarına indirilerek 12 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden infazın yapılmasına,
d) Mağdure …’ye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (…) ve (f) bendleri, beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanık hakkında mağdure …’ye karşı bu suçtan daha önce verilen mahkumiyet hükmünün sadece sanık tarafından istinaf edilmesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 283 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza miktarı yönünden sanık lehine kazanılmış hakkı dikkate alınıp sanığa verilen ceza daha önce verilen ceza miktarına indirilerek 5 yıl hapis cezası üzerinden infazın yapılmasına, karar vermiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın … ile karşılıklı yakınlaşmalarının rızayla olduğuna, bunun aksine bir delil bulunmadığına, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrasından yapılan artırımın dayanaktan yoksun olduğuna, raporda anal bulgu bulunmadığına, sanığın rıza dahilinde gerçekleştirdiği ilişkinin cinsel birleşme boyutuna ulaşmadığına, fiili livata eyleminin maddi delillerin bulunmadığına, mağdure …’nin ruh sağlığının bozulmadığını açıkça ifade etmesine rağmen ruh sağlığının bozulduğunun kabul edilmesinin anlaşılır olmadığına, sanığın iddia edilen eylemi gerçekleştirmediğine, mağdurenin ruh sağlığının hangi sanığın eyleminden bozulduğunun tespit edilmesi gerektiğine, eylemlerin gerçekleştiği tarih ile rapor tarihi arasında uzunca süre bulunduğuna, sanığın suç teşkil eden herhangi bir eyleminin bulunmadığına, alıkoyma eyleminin cinsel istismar eyleminin unsuru olduğuna, 109 uncu maddeden cezalandırma yapılamayacağına, nitelikli cinsel istismar eylemi ile sınırlı şekilde alıkonulduğuna dair Yargıtay kararları olduğuna, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşmadığına, şüpheden sanığın yararlanacağına, şikayetçinin şikayetten vazgeçtiğine, şikayetin uzun süre sonra gündeme geldiğine ilişkindir.
Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ilgili maddesi “Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmünün amir olduğuna, ülkemizde, kadına/çocuğa yönelik şiddetin ve cinsel suçların her geçen gün artarak devam ettiği somut bir olgu olup, hakimlerin/mahkemelerin görevinin yasaları olduğu gibi uygulamanın ötesinde, toplumsal gerçekleri görüp, tespit edip, sonuçlarını önlemeye yönelik yasa uygulamalarının yorumunu yapmak ve gerektiği takdirde yanlış yorumların sonuçlarının önlenmesi için uygulamanın oturmasını sağlamak olması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1993 doğumlu … …. isimli şahsın 17.10.2012 tarihinde Sincan Savcılığına dilekçe vererek … …. … …. ve … ….’nın … kızları kandırarak onlara tecavüz ettiğini belirttiği, savcılıkta alınan ifadesinde, ismi geçen bu kişilerin …, …, … …. …, …, … …. ve … isimli kızlarla ilişkiye girdikleri ve bunu da mahallede anlattıklarını, şahısların kızların görüntülerini kaydederek onlara şantaj yaptıklarını, … ….’nin cinsel ilişki görüntüsünü kendisinin de gördüğünü, yine bu şahısların mağdure kızlarla ilişkiye girdiklerini anlattıklarını, bu durumun kendisini rahatsız ettiği için olayları anlatmak istediğini beyan ettiği, bu ihbar üzerine emniyet güçlerince kimlik bilgileri verilen mağdurelere ulaşılarak adli soruşturma başlatıldığı, dava dışı sanıklardan … ….’nin evinde bulunan bilgisayara el konulduğu, bilgisayar üzerinde yapılan incelemede mağdureler … ve …’ye ait müstehcen görüntülerin tespit edilmesi üzerine soruşturmanın derinleştirildiği, yapılan soruşturma neticesi sanıklar hakkında Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; sanıklar hakkında açılan davada kurulan hükümlere yönelik aleyhe ve lehe istinaf başvurusunda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda 12.12.2018 tarih 2018/45 Esas, 2018/2212 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk … … …. hakkında mağdure …’ye yönelik kişi hürriyetinden yoksun kılma, müstehcenlik ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları ve mağdure Beyza’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçu ile sanık … …. hakkında mağdure …’ye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, …’ya yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarından açılan davalarda, sanıkların aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğundan ve savunmaları alınamadığından bu sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasına karar verilip diğer sanıklar hakkında atılı suçlardan beraatlerine/cezalandırılmalarına karar verilmiş, sanıklar … …. ve … …. hakkında tefrik edilen davalara mevcut dosyada devam edilerek suça sürüklenen çocuk … …. hakkındaki yakalama kararının infaz edilememiş olması nedeniyle bu dosyadan da tefrikine karar verilerek sanık … hakkında yargılamaya devam olunmuştur.
Sanık … Hakkında Şikayetçi …’ya Yönelik Eylemi Nedeniyle Açılan Davada;
…’nın 2012 yılı Eylül ayı başlarında açık liseye kayıt için okula gittiğinde daha önce sınıf arkadaşı olan … …. ile karşılaştığı, şikayetçinin telefonunu istediği ve şikayetçinin numarasını verdiği, sanığın ısrarla buluşmak için mesaj attığı, evlerine davet ettiği ve kendisinin de kabul ettiği, 27.09.2012 tarihinde sanık … ile birlikte bir eve gittikleri, şikayetçinin evde kimsenin olmadığını görünce ayrılmak istediği, şikayetçi “Bırak beni gideceğim” demesine rağmen sanığın izin vermediği, şikayetçinin bağırdığı, zorla şikayetçiyi öpüp “Kes sesini olacaksa güzellikle olsun” dediği, şikayetçinin üzerindeki elbiseleri çıkardıktan sonra zorla yatağa yatırıp zorla hem anal hem vajinal yoldan cinsel ilişkiye girdiği, şikayetçinin …’ın elinden kurtulup tuvalete kaçtığı, peşinden gelen …’ın zorla şikayetçiyi oradan alarak tekrar odaya götürdüğü, bu sırada sanık …’in elinde cep telefonu ile odaya girdiği ve cep telefonu görüntülerini gösterdiği, şikayetçinin korktuğu, …’in şikayetçiye “…’le de ilişkiye gireceksin yoksa görüntüleri herkese gösteririm, diğer bebeleri de toplarım, rezil olursun, adın çıkar” şeklinde sözlerle tehdit ettiği, şikayetçinin …’… “Sen yapma ne olur bırakın beni” demesine rağmen …’in dinlemeyip şikayetçi ile anal yoldan ilişkiye girdiği, bu iddialarını kısmen doğrulayacak şekilde video görüntülerinin dosyaya kazandırıldığı ve bilirkişi tarafından bu görüntülerin çözülerek dosya içerisine konulduğu, ayrıca CD olarak da muhafaza edildiği, her iki sanığın soruşturma sırasında ifadesinin müdafii huzurunda alındığı, …’ın şikayetçiyle seviştiğini, ayrıca …’in de …’yı ilişkiye zorladığını söylediği, …’in ise videoya çektiğini, ancak ona organ sokmadığını, çektikleri video kayıtlarını aynı gün sildiklerini savunduğu dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesiyle hukuki süreç başlığında belirtildiği şekilde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Sanık Hakkında Mağdure …’ye Yönelik Eylemleri Nedeniyle Açılan Davada
Mağdurenin bir kısım suçlardan davası tefrik edilen suça sürüklenen çocuk … ….’yı lisede tanıyıp arkadaşlık kurduğu, bu suça sürüklenen çocuğun 11.04.2012 tarihinde kendisini annesiyle tanıştıracağını söyleyerek evlerine davet ettiği, birlikte eve gittikleri, kısa bir süre sonra annesinin evden ayrıldığı, mağdure evden ayrılmak istediğinde … ….’nın mağdureyi göndermeyip zorla tuttuğu, mağdureye vurduğu, …’ı çağırdığı, her ikisinin zorla mağdurenin kıyafetlerini çıkararak anal ve oral yoldan organ sokmak suretiyle ilişkiye girdikleri, bu ilişkiyi de kameraya kaydettikleri, bu olaydan üç hafta kadar sonra … ….’nın elindeki görüntüleri yayacağı tehdidiyle mağdureyi tekrar evine götürdüğü, korktuğu için mağdurenin gittiği eve daha sonra … …. … …. ve …’in de geldikleri, çıplak görüntülerini yayma tehdidiyle hepsinin zorla anal yoldan mağdureyle cinsel ilişkiye girdikleri, mağdure …’nin ruh sağlığının bozulduğu, her bir sanığın eylemlerinin ruh sağlığının bozulmasında aynı katkıyı sağladığının İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporunda belirtildiği dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesiyle sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde dosyaya özgülenen herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesi gerekçesiz olduğundan Tebliğnamedeki Bakanlık vekilinin temyizine ilişkin onama isteyen görüye iştirak edilmemiştir.
…. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Şikayetçi …’ya Yönelik Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Açısından;
Şikayetçinin samimi beyanları, dava dışı sanık … ile sanık …’in soruşturma sırasında müdafileri huzurunda alınan savunmalarında …’ın, şikayetçiyle seviştiğini, ayrıca …’in de …’yı ilişkiye zorladığını söylediği, …’in ise şikayetçi …’nın bir ay kadar önce (Eylül 2012) … ile evlerine geldiğini ve sohbet ettiklerini, … ile diğer odaya gidip 5 dakika kadar kaldıklarını ve ne yaptıklarını bilmediğini, … odadan çıkınca kendisinin girdiğini ve anal yoldan cinsel ilişkiye girmek istediğini, makatına sürtündüğünü, acıyor deyince bıraktığını ve …’ın görüntü çekip çekmediğini bilmediğine yönelik beyanları karşısında sanığın mağdureye karşı şantajla organ sokmak suretiyle atılı suçu işlediği anlaşılmış olup mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre de yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Sanığın mağdureye karşı nitelikli cinsel saldırı eylemini anal yoldan gerçekleştirdiği halde Bölge Adliye Mahkemesi Kararı gerekçe bölümünün 7. Sayfasında eylemin “Vajinal yoldan” olduğunun yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Mağdure … Han’a Yönelik Çocuğun Hitelikli Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümler Açısından;
Mağdurenin beyanları, teşhis tutanağı, anal muayene raporunda elde edilen bulguların livata eylemine delalet edebileceğinin belirtilmesi, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 25.02.2015 tarihli nitelikli eylemde bulunan sanıkların eyleminin mağdurenin ruh sağlığını birlikte bozduğuna dair raporu, bir kısım sanıktan ele geçirilen görüntülerde şahısların gizli görüntü aldıklarının ve bu kayıtları tehdit vasıtası olarak kullandıklarının tespit edilmesi, sanığın olay günü aynı evde olduklarını kabul etmesi birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı suçu işlediği, mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre de; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı , eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
…. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Gerekçenin (…) bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 09.03.2022 tarihli ve 2021/878 Esas, 2020/246 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.