YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8739
KARAR NO : 2023/2385
KARAR TARİHİ : 24.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/177 E., 2022/65 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.06.2013 tarihli ve 2012/247 Esas, 2013/148 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkranın (f) bendi, beşinci fıkrası ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası karar verilmiştir.
2. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.06.2013 tarihli ve 2012/247 Esas, 2013/148 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 07.07.2020 tarihli ve 2019/7420 Esas, 2020/3135 Karar sayılı kararı ile mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşının saptanması ve 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin tartışılarak hükme varılması gerekirken eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2020/177 Esas, 2022/65 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin çelişkili beyanda bulunduğuna, gerçek yaşını sanıktan gizlediğine, sanığın cinsel amacının olmadığına re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece “Tüm dosya kapsamı, sanık savunmaları, tanık beyanları, olay tutanakları, adli raporlar, bilirkişi raporları bir bütün olarak göz önüne alındığında, olay tarihinden önce müşteki-sanık … ******’ın eşinden ayrılıp 4 çocuğu ile birlikte yaşamaya başladığı, 2002 doğumlu olan mağdurunda müşteki …’nun kızı olduğu, … ****** ve çocuklarının 19/10/2012 tarihinde gelerek Antakya’da ***** Otelde kalmaya başladıkları, …’nun zaman zaman mağduru çevre iş yerlerine yiyecek satın alıp getirmesi için gönderdiği, otele gelmelerinden kısa bir süre sonra -2012 Ekim ayının sonlarında otelin karşısındaki kebapçıda çalışan sanık … ******* ile mağdurun tanıştıkları ve daha sonra arkadaş oldukları, bir birlerine telefon numaralarını verdikleri, daha sonraki günlerde mağdurun sanığı aradığı, buluştukları, birlikte gezdikleri, daha sonra sanık …’ın mağdureyi Narlıca yolu üzerinde bulunan patronuna ait bağ evine götürdüğü, orada bir süre oturduktan sonra mağdurun rızasıyla onunla önden bir kez organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, daha sonraki günlerde mağdure ile sanık …’ın mağdurenin rızası dahilinde 4-5 kez daha cinsel ilişkiye girdikleri (2012 yıl Ekim ayının son haftası ile 03/11/2012 arası) ilk ilişkiye girdikleri yerin bağ evi olduğu, daha sonra ki ilişkilerin depoda gerçekleştiği, gerek sanık savunmaları gerekse de mağdur beyanları göz önüne alındığında sanıkla mağdur arasındaki cinsel ilişkinin mağdurun rızası dahilinde gerçekleştiği ve bu şekilde sanık … *******’nin üzerine atılı 15 yaşından küçük mağdur ile rızası dahilinde birden fazla kez ilişkiye girdiği ve bu şekilde atılı suçları işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Sanık aşamalardaki savunmalarında mağdure ile rızası ile organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiğini ikrar etmiş ancak mağdurun 15 yaşından büyük olduğunu sandığını, mağdurun 18 yaşında olduğunu kendisine söylediğini ve yaşının 17-18 gösterdiğini beyan etmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda, mağdurenin kemik yaşı ile ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu, 6. İhtisas Kurulundan aldırılan 09/02/2022 tarihli, 0449 sayılı rapora göre, mağdurenin suç tarihlerinde -nüfus kaydına uygun olarak- 9 yaşını bitirmiş olup 10 yaşı içerisinde olduğu, 10 yaşını bitirmediği anlaşılmıştır.
Nüfus kaydı ve kemik yaşı raporuna göre mağdurenin suç tarihlerinde 10 yaş içerisinde bulunduğu, 15 yaşını bitirmesine yaklaşık 5 yıl olduğu, bu durumda sanık hakkında TCK 30 maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmış ve sanık hakkında hata hükümleri uygulanmamıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere mağdurenin 15 yaşından küçük -10 yaş içerisinde- olduğu, suça sürüklenen çocuk … *******’nin mağdure ile mağdurenin rızası dahilinde 4-5 kez mağdure ile cinsel ilişkiye girdiği, bu ilişkinin mağdurenin rızası dahilinde gerçekleştiği, mağdureye ait alınan raporlarda mağdurenin cinsel ilişkiye girmiş olduğunun belirtildiği, cinsel ilişkinin normal yoldan gerçekleştiği, bu şekilde sanık … *******’nin nitelikli cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği mağdure beyanları, sanığın ikrar içerikli savunması, adli raporlar ve dosyadaki tüm delillerden anlaşılmakla, sanığın mağdureye karşı gerçekleştirmiş olduğu cinsel saldırı eylemlerinden dolayı TCK.’nun 103/1-a maddesi yollamasıyla 103/2 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yine sanığın mağdureye karşı olan nitelikli cinsel istismar eylemlerini birden fazla kez tekrar ettiği anlaşılmakla sanığa verilen cezada TCK.’nun 43/1 maddesi uyarınca arttırım yapılması yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar sanık hakkında eylemi neticesinde mağdurenin ruh sağlığını bozduğu iddia edilerek hakkında TCK.’nun 103/6 maddesinin uygulanması talep edilmiş ise de, mağdurenin aldırılan raporunda ruh sağlığının sanığın eylemi sebebiyle bozulup bozulmadığının tespit edilemeyeceğinin bildirildiği anlaşıldığından mağdurenin beyanında başka kişilerle de ilişkisi olduğu hususu da göz önüne alınarak oluşan bu durum sanık lehine değerlendirilerek sanık hakkında TCK.’nun 103/6 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İddianame ile sanık … *******’nin üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı cezalandırılması talep edilmiştir. Gerek sanık savunmaları ve gerekse de mağdur beyanlarından mağdurenin kendi rızası ile sanık ile birlikte gittiği ve rızası ile sanığın yanında kaldığı anlaşılmış ise de, ayrıntıları Yüksek Yargıtay’ın Ceza Genel Kurulu’nun 11/03/2008 tarih ve 2007/5-253 Esas, 2008/52 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere ” 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı işlenen cinsel amaçlı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda çocukların rızalarının hukuken değer ifade etmediği, ancak 15 yaşını bitirip 18 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların rızalarının fiili hukuka uygun hale getireceğinin” belirtildiği anlaşılmakla, suç tarihinde mağdurenin 15 yaşından küçük olduğu ve bu nedenle 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı işlenen cinsel amaçlı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda çocukların rızalarının hukuken değer ifade etmediği anlaşılmakla sanığın üzerine atılı cinsel amaç ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da işlediği sonuç ve kanaatine varıldığından Sanığın eylemine uyan cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı TCK.’nun 109/1, 109/3-f, 109/5, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
M a h k e m e m i z c e k a b u l e d i l e n b u o l u ş k a r ş ı s ı n d a :
Tüm dosya kapsamı ve dosyadaki diğer belgeler göz önüne alındığında, Müşteki sanık … ******’ın eşinden ayrıldığı, 4 çocuğu ile yaşamaya başladığı, mağdur … ******’ın da annesi olan müşteki sanık ile birlikte kaldığı, bu esnada müşteki sanığın mağduru darp ettiği, bunun üzerine mağdurun kaldıkları otelden kaçtığı, daha sonra mağdurun sanık … ******* ile tanıştığı, arkadaş oldukları, birbirleri ile görüşmeye başladıkları, daha sonra sanığın mağduru bir gün Narlıca yolu üzerinde bulunan patronuna ait bağ evine götürdüğü, burada sanığın rızası ile mağdure ile cinsel ilişkiye girdiği, bu olaydan sonra da 3-4 kez sanığın mağdureyi alarak evine götürdüğü ve burada da rızası ile cinsel ilişkiye girdiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı bulunan suçları işlediği yapılan yargılama neticesinde anlaşıldığından, sanık … *******’nin eylemlerine uyan TCK.nun 103/2, 43/1, 53, 63 TCK.nun 109/1-3-f-5, 43/1, 53/1 Maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve sanık hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
Lehe Aleyhe Yasa Değerlendirilmesi yapıldığında; Sanığın üzerine atılı nitelikli cinsel istismar eyleminden dolayı, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 18/06/204 tarihli, 6545 sayılı yasa ile değişik TCK 103/2 maddesi gereğince takdiren 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasında TCK 43/1 maddesi gereğince takdiren 1/4 oranında artırım yapılarak 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekecektir. Görüldüğü üzere suç tarihinde yürürlükte bulunan hükümler sanığın lehine olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2020/177 Esas, 2022/65 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.04.2023 tarihinde karar verildi.