Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/8085 E. 2023/2703 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8085
KARAR NO : 2023/2703
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/381 E., 2022/124 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Koceali 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.04.2019 tarihli ve 2019/25 Esas, 2019/157 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü ve 62 nci maddeleri uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 02.10.2019 tarihli ve 2019/1581 Esas, 2019/1483 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

3. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 12.10.2021 tarihli ve 2021/22303 Esas, 2021/8314 Karar sayılı kararı ile olayın intikal şekli ve zamanı, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/909 sayılı soruşturma dosyasının içeriği, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığından bahisle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.03.2022 tarihli ve 2021/381 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle suç tarihinde, sanığın 12 yaşından küçük olan mağdure Ecrin’i dedesi olan tanık Ahmet Yaşar ile birlikte misafirliğe davet ettiğine, sanığın evine gelen mağdureyi oyun oynatma bahanesi ile bilgisayar masasının bulunduğu yere oturttuğuna, mağdurenin dedesi olan tanık Ahmet Yaşar ise bilgisayar masasına sırtı dönük vaziyette ve bilgisayar masasını görmeyecek şekilde koltuğa oturtup televizyon izlemesini sağladığına ve ismi geçen tanığın koltukta oturup televizyon izlediği sırada sanığın yaşı küçük mağdurenin bulunduğu bilgisayar masasının olduğu yere geçerek komşuluk ilişkisinin vermiş olduğu güven duygusu ve mağdurenin dedesi olan tanık Ahmet Yaşar’ın yaşlılığından da yararlanarak, cinsel duygularını tatmine yönelik olarak mağdurenin elbiseleri üzerinde ve bazen de ellerini elbiselerinin içine sokarak, mağdurenin gögüslerine ve cinsel organına dokunduğuna, ellediğine, okşadığına ve kendi cinsel organını mağdureye dokundurmaya çalışmak sureti ile mağdureye bir çok kez cinsel istismarda bulunduğuna, sanığın mağdureye yönelik bu şekildeki eylemlerinin bir yıllık süre içerisinde değişik zamanlarda gerçekleştiğinin mağdurenin tutarlı ve ısrarlı beyanları ile sabit olduğuna ve sanığa üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle müvekkilinin aşamalardaki beyanlarının tutarlı ve istikrarlı olduğuna, mahkemenin, mağdurenin Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/909 sayılı soruşturma dosyasının içeriğini ve işbu davaya konu edilen cinsel istismar olayını birlikte değerlendirmek suretiyle ceza yargılamasının şahsiliği ilkesine aykırı hareket ettiğine, sanığın mağdurenin dedesini, arkası kendilerine dönük şekilde oturtarak olayı görmesini engellenmesine rağmen, bu tanığın beyanlarının gerekçe gösterilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın savunmasının ispattan yoksun olup hükme esas alınamayacağına, mağdurenin annesi olan katılan …’nın ”…Olaydan önce bir tarihte kızımın telefonunda Facebook’tan mesajlar gördüm. Sanık ona nerdesin diye mesaj atmıştı…” şeklindeki

beyanına göre, sanığın, komşusunun kızı olan mağdureyi sürekli olarak evine davet etmesi ve mağdureye mesaj atmasının sanıktan beklenmeyecek bir durum olduğuna ve hayatın doğal akışına uygun düşmediğine sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkidir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ”olayın oluş şekli ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın aşamalardaki ısrarlı ve tutarlı savunmaları ile üzerine atılı suçlamaları kabul etmemesi, iş bu dava dosyasının ana delililin mağdurun beyanları oluşu, tanıkların olay anına ilişkin doğrudan görgü sahibi olmamaları, mağdura ait rapora göre muayenesinde cinsel istismara dair bir bulguya rastlanılmaması, mağdurun benzer nitelikteki Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/909 sayılı soruşturması esnasında alınan beyanlarının içeriği ve mağdur hakkındaki uzman görüşleri, yine bu soruşturma esnasında dinlenen zikredilen dosya şüphelileri olan mağdurun anne ve babası ile anneannesi olan tanığın mağdur hakkındaki beyanları, okul görevlilerince tutulan tutanak ve öğrenci görüşme formu içeriği dikkate alındığında bu durumun mağdurun beyanlarının güvenilirliğini olumsuz yönde etkilediği, salt mağdurun beyanları ile sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği ve açıklanan nedenlerle tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilememiş olup, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğince sanığın üzerine atılı suçu işlemiş olduğunun sabit olmadığı sonucuna varılarak beraatına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden kurmak olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın uzantısı olan, Latincede; “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ve gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanarak sanığın mahkumiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin şüphede kaldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.03.2022 tarihli ve 2021/381 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.