Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/6519 E. 2023/2552 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6519
KARAR NO : 2023/2552
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Beraat

Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden;
Katılan Bakanlık vekilinin usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Katılan vekilinin temyiz istemi yönünden;
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2019 tarihli ve 2017/306 Esas, 2019/185 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, 102 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 03.10.2019 tarihli ve 2019/1551 Esas, 2019/43 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, katılan vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararının sanık müdafileri ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/20154 Esas, 2021/8736 Karar sayılı kararı ile suç tarihinden önce çevresinde hoca olarak bilinen sanığın, daha evvel yanına gelerek babası için muska yazdıran katılana, erkek arkadaşı ile evlenmesine engel büyü olduğunu söyleyip, bu konuda vücuduna dokunmak suretiyle yardımcı olacağını söylemesinin ardından olay günü tekrar evine gelerek kendiliğinden soyunan reşit katılana içinde uyuşturucu madde bulunan çay içirip, kağıt yakmak suretiyle direncini kırdıktan sonra nitelikli cinsel saldırıda bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından mahkumiyet kararının yerinde olmadığından bahisle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.01.2022 tarihli ve 2021/469 Esas, 2022/13 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Temyiz dilekçesinde temyiz sebebi göstermemiştir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi
Katılanın sanığa iftira atması için bir neden bulunmadığı, 21.05.2018 tarihli rapor içeriğinde sanığın cinsel ilişkiye girme konusunda herhangi bir sıkıntısı olmadığı, aynı zamanda katılanda çıkan cinsel yolla bulaşan rahatsızlığın sanıkta da bulunduğunun belirtilmesi nedenleriyle sanığın mahkumiyeti gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Her ne kadar sanık hakkında katılana karşı nitelikli cinsel saldırı suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; katılanın ilk olarak babasının başka bir kadınla dost hayatı yaşaması nedeniyle annesi ve kardeşi … ile birlikte sanığın yanına muska almak için gittiği ve babalarının üzerinde bulunan büyüyü bozmak amacıyla para karşılığı sanığa muska yazdırdıkları, daha sonra katılanın sanığı arayarak hoşlandığı çocuk ile evlenip evlenemeyeceği hususunu sorduğu, sanığın da bunun için tek başına yanına gelmesi gerektiğini söylediği, katılanın sanığın evine tek başına gittiği, sanığın katılana üzerinde büyü olduğunu bu sebeple hoşlandığı erkeğin kendisine gelemediğini bunun için üzerindeki büyünün bozulması gerektiğini söylediği, sanığın bunun için üzerindeki büyünün bozulabilmesi için kendisine dokunması gerektiğini, tüm bedeninin çıplak olması gerektiğini çünkü okunmuş bir kağıt yakacağını ve dumanın cinsel organına temas etmesi gerektiğini söylediği, katılanın sanığın söylediğini kabul ederek soyunduğu, ardından sanığın katılan ile anal yoldan cinsel ilişkiye girdiği, sanığın katılan ile cinsel ilişkiye girdiği hususu dosya kapsamı ile sabit ise de; olay tarihinde katılanın reşit olduğu ve sanık ile cinsel ilişkiye kendisine yapılan büyünün bozulması amacıyla batıl inancı doğrultusunda razı olduğu, katılan sanığın kendisine içirmiş olduğu çay nedeniyle vücudunu hareket ettiremediğini ifade etmişse de sanığın evinde yapılan aramada bu tür uyuşturucu nitelikte herhangi bir maddeye rastlanmadığı, katılanın soyut anlatımları dışında sanığın katılanın direncini kırdıktan sonra nitelikli cinsel saldırıda bulunduğuna dair dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak somut delilin bulunmadığı anlaşıldığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilerek sanığın üzerine atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde
Sanık hakkında kurulan hükümde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
A. Katılan Bakanlık VekilininTemyiz Talebinin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.01.2022 tarihli ve 2021/469 Esas, 2022/13 Karar sayılı kararında katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.04.2023 tarihinde karar verildi.