Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/3973 E. 2023/2664 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3973
KARAR NO : 2023/2664
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz istemi yönünden ise İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 31.03.2014 tarihli, 2014/12201 Esas sayılı iddianamesiyle beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.11.2017 tarihli, 2014/121 Esas, 2017/341 Karar sayılı kararı ile çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin,20.02.2020 tarihli ve 2019/332 Esas, 2020/165 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Soruşturma aşamasında teşhis yaptırılmadığı, mahkeme aşamasında da yüzleştirilmediği, mağdure ile cinsel ilişki yaşadığını kabul etmediği, alınan raporda bulgu bulunmadığı, mağdurenin başka dosyalarının da bulunması nedeniyle mağdure beyanına dayalı mahkumiyet hükmünün objektif delillere dayanmadığı, sanık hakkında takdiri indirim ve diğer lehe hükümlerin uygulanmadığından bahisle kararı bozulması ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mağdurenin 01.01.2000 doğumlu olup, babaannesi ve dedesiyle birlikte ikamet etmekte olduğu, mağdurenin 22.02.2014 tarihinde evinden kaçarak … Park olarak bilinen yere gittiği, orada sanık ile tanıştıkları, bir süre oturup sohbet ettikleri, içki içtikleri, akabinde kalacak yeri olmadığını söylemesi üzerine sanık ile birlikte ikamet etmiş olduğu adrese gittikleri, sanık ile mağdurenin aynı evde kaldıkları, ertesi gün öğle saatlerinde mağdurenin isteği doğrultusunda cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin 26.02.2014 tarihine kadar sanık ile birlikte kaldığı, sanığın amcası olan Nurettin’in mağdureyi evden kovması sonucunda sanığın yanından ayrılmak zorunda kaldığ iddia ve kabul edilen olayda; sanığın olay tarihinde alkollü olduğu için mağdure ile cinsel ilişkiye girip girmediğini hatırlamadığını beyan ettiği, mağdurenin Adli Tıp Kurumunca gerçekleştirilen genital incelemede; “Hymen anüler yapıda olup, saat kadranına göre 6 hizasında kaideye uzanan zemini sedefi beyaz renkte eski yırtık saptandığı, akut ve kronik oral yoldan livata bulgularına rastlanılmadığı” belirtildiği, İzmir … Uz Çocuk ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli çocuk psikiyatri doktorunca düzenlenen 07.03.2014 tarihli rapora göre “mağdurenin daha önce de psikiyatrik sorunlarının olduğu, EÜTF Çocuk Psikiyatri Servisinde yatarak tedavi gördüğü, ruh sağlığının bozulmuş olduğu, duygudurum bozukluğu ön tanısının olduğunun düşünüldüğü” belirtildiği, mağdurenin diğer dosyasından Adli Tıp 6. İhtisas Kurulundan alınan 20.01.2013 tarihli ruh sağlığı raporu dikkate alındığında mağdurenin bu olay nedeni ile ruh sağlığının bozulmadığının tespit edildiğinden 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesindeki düzenlemenin sanık lehine olduğu, böylelikle sanığın atılı suçu işlediği sabit olduğundan sanığın cezalandırılmasına, olayın oluş biçimi, mağdurenin rızasının bulunması nazara alındığında alt sınırdan hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın duruşmadaki hali, cezanın sanığın geleceği üzerindeki muhtemel etkisi mahkemece taktiri indirim nedeni sayılarak cezasından indirim yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan Bakanlık vekili temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın aşamalarda mağdurenin yaşını on sekiz on dokuz olarak bildiğine dair savunması, sanığın amcası Nurettin’in soruşturma aşamasında mağdurenin kendisine yaşını on sekiz olarak söylediği şeklindeki beyanı, mağdurenin mahkemede alınan beyanlarında ise yaşı konusundaki netlik içermeyen çelişkili beyanları, sanığın ilk olay gecesi mağdureyi görüp tanıması ve aynı gece mağdurenin de rızasıyla cinsel ilişkiye girmeleri, alınan raporlar ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine muhalefet edilmesi karşısında, söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.02.2020 tarihli ve 2019/332 Esas, 2020/165 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.05.2023 tarihinde karar verildi.