YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2715
KARAR NO : 2023/2520
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mağdur vekilinin temyiz istemi yönünden; Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurun velayet hakkına sahip anne ve babası olan … ve …’in, İlk Derece Mahkemesinde verdikleri 02.08.2017 tarihli duruşma ifadelerinde sanıktan şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.06.2017 tarihli ve 2017/24856 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.11.2017 tarihli ve 2017/366 Esas, 2017/475 karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 17.09.2018 tarihli ve 2018/1176 Esas, 2018/1384 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının kabulüyle duruşmalı yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Özetle, tüm dosya kapsamına göre sanığın mağdurun bacağına dokunup okşaması, cinsel içerikli sözler söyleyerek cinsel organına dokunması şeklindeki eylemlerinin ani ve kesik hareketler şeklinde olmayıp süreklilik arz ettiğinden eylemin sarkıntılık kapsamında kalmadığına, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık hakkında kurduğu hükmün usul ve yasaya uygun olup istinaf talebinin esastan reddedilmesi gerektiğine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince oy çokluğuyla verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, usul ve esas yönden kanuna aykırı kararın bozulması talebine ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, karar hukuka aykırı olduğundan temyiz ettiklerine, sanığın mağdura yönelen eylemlerinin ilkinde alkollü olmadığına, sanığın cinsel içerikli konuşmalar yapması, mağdurun ayak bileklerine dokunması ve “Bacakların ne güzel” şeklinde ifadelerde bulunması suretiyle ilk eylemini gerçekleştirdiğine, sanığın davaya konu ikinci eylemini on beş dakikalık bir zaman aralığından sonra, aynı suçu işlemek kastıyla icrai hareketlerle aynı mağdurun yanına gelerek cinsel ilişki konusunda mağduru iknaya yönelik söylem ve konuşmalar yapmak suretiyle gerçekleştirdiğine, sanığın eylemlerinin ani, kesik olmayıp süreklilik arz ettiğine, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine, vaki olayda suçun çocuğun cinsel istismarı olduğuna, hukuki dayanaktan yoksun ve hakkaniyete aykırı kararın bozulması talebine ilişkindir.
C. Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, sanığın mağdurun bacağına dokunup okşaması, cinsel içerikli sözler söyleyerek cinsel organına dokunması şeklindeki eyleminin ani ve kesik hareketler şeklinde olmayıp süreklilik arz ettiğine, bu sebeple eyleminin sarkıntılık kapsamında olmadığına, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık hakkında kurduğu hükmün usul ve yasaya uygun olduğuna, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ve kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. İlk Derece Mahkemesinin oy çokluğuyla verdiği kararında; Olay günü sanığın, Kadıköy Moda sahilinde su ve çekirdek satan on beş yaşından küçük mağdurun yanına gelerek su aldığı, sonra sigara ve … istemek bahanesiyle sohbete başladığı, sohbet esnasında tanıma amaçlı sorular sorduktan sonra eliyle bacaklarına dokunup okşadığı, bacaklarının çok güzel olduğunu söylediği, daha sonra cinsel ilişkiye girme karşılığından bütün sattığı şeyleri almayı teklif edip sanığın kendi cinsel organına dokunmaya başladığı, “kabul edersen beni bul” diyerek mağdurun yanından uzaklaştıktan on beş dakika sonra tekrar mağdurun yanına gelip oturarak cinsel içerikli konuşmalar yapmaya başladığı, mağdurun bu konuşmaları cep telefonun ses kayıt özelliğinden faydalanarak kaydettiği ve daha sonra polis memurlarına giderek şikayetçi olduğu olayda sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2. Mağdurun dosyaya ibraz ettiği ses kayıtlarının incelemesinde aralarında cinsel içerikli konuşmalar geçtiği ve konuşma içeriğinin mağdurun ifadelerini doğrular nitelikte olduğu, mağdurun sanığa iftira atmasını gerektiren bir husumetinin bulunmadığı hususları nazara alınıp sanığın kendini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeyerek hüküm kurulduğu görülmüştür.
3. Sarkıntılık yönünden değerlendirme; “…Sanığın mağdurun bacağını okşadıktan sonra bacakların çok güzel dediği, sanığın mağdura elindeki tüm çekirde ve suları satın almamı ister misin dedi mağdurun evet dediği, sanığın mağdura satın almam için bazı durumların gerekli olduğunu fakat boşvermesini söylediği, akabinde mağdurun gitmek için ayağa kalktıktan sonra mağduru eli ile tutup biraz daha kal diyerek kendi cinsel organını elleyip çok büyük olduğunu söyledi, kendisi ile cinsel ilişkiye girerse elimdeki bütün eşyaları satın alacağını söyledi hususu dikkate alındığında…” gerekçesiyle sanığın ani bir hareket ile eylemini gerçekleştirmediği kabul edilerek, gitmek isteyen mağdurun elini tuttuğu cinsel ilişki teklif ettiği eyleminin sarkıntılık düzeyini aştığı istismar boyutuna vardığı kabul edilmiştir. Kısa kararda sehven sarkıntılık yazıldığı belirtilmiştir.
4. Zincirleme suç hükümleri yönünden değerlendirme; eylemlerin kısa aralıklarla olması bir bütün halinde cinsel istismar suçunu oluşturması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanmadığı belirtilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Bölge Adliye Mahkemesinin oy çokluğuyla verdiği kararında; İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün kaldırıldığı, sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller, savunma, mağdurun aşamalardaki anlatımları, tutanaklar, ses çözümleme tutanağı ve tüm dosya kapsamı nazara alınıp; 16.07.2002 doğumlu mağdurun suç tarihinde 14 yaşında olduğu, mağdurun kendisine yapılan davranışları yerel mahkemede “Elini eşofamanın paçasını altından paçanın bittiği yerden itibaren bileklerime kadar dokundurup gezdirdi, ‘Bacakların çok güzel’ dedi, elindeki tüm çekirde ve suları satın almamı ister misin dedi bende evet dedim, akabinde boşver vazgeçtim dedi, ayağa kalktıktan sonra beni diğer eli ile tutup biraz daha kal dedi, kendi cinsel organını elleyip çok büyük olduğunu söyledi, kendisi ile cinsel ilişkiye girersem elimdekli bütün eşyaları satın alacağını söyledi” şeklinde tarif ettiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında özetle mağdurla önceden tanışmadıkları ve olay günü olayın geçtiği yerde tanıştıklarını, bu sırada sarhoş olduğunu, tam olarak ne konuştuklarını hatırlamadığını beyan ederek olay tarihinde mağdurla olay yerinde karşılaşıp konuştuklarını kabul ettiği, sanıkla mağdurun olay öncesinde birbirlerini tanımadıkları, aralarında bir husumette bulunmadığı, mağdurun sanığa iftira etmesini gerektirecek bir durumun da bulunmadığı, mağdurun sanıkla yapmış oldukları bir kısım konuşmaları kayda alıp polis teslim ettiği, bu konuşmaların dosyada bulunan çözümlerinin mağdurun beyanlarını destekler mahiyette olduğu, içerik itibariyle on beş yaşından küçük bir çocuk ile yapılması gereken olağan konuşmalardan olmadığı hususları bir arada değerlendirilerek hüküm kurulduğu görülmüştür.
3. Sarkıntılık yönünden değerlendirme; “…Dosyada ki ihtilaf sanığın mağdura karşı yapmış olduğu davranışların basit cinsel istismar mı yoksu sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel istismar mı olduğu yönündedir. Yukarıda ayrıntısı verilen sanığın mağdura karşı sergilediği cinsel davranışların ,ani, kesintili ve süreklilik arz etmeyecek şekilde gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kalan davranışlardan olduğu sonucuna varılarak…” gerekçesiyle sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Mağdur Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurun velayet hakkına sahip anne ve babası olan … ve …’in, İlk Derece Mahkemesinde verdikleri 02.08.2017 tarihli duruşma ifadelerinde sanıktan şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı, mahkemece verilen katılma kararının da bu hakkı vermeyeceği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ile Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemlerinin İncelenmesinde
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanunun 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde vaki istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılarak sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine dair kurulan hükme yönelik bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile katılan bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Mağdur Vekilinin Temyizi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle mağdur vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle REDDİNE,
B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ve Katılan Bakanlık Vekilinin Temyizleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 17.09.2018 tarihli ve 2018/1176 Esas, 2018/1384 Karar sayılı kararında bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.04.2023 tarihinde karar verildi.