Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/16703 E. 2023/1572 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16703
KARAR NO : 2023/1572
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Viranşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli ve 2020/3 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ve üçüncü fıkrasının (c) bendi ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 07.02.2022 tarihli ve 2022/178 Esas, 2022/522 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, mağdur vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyizi
Sanığın Adana Dr. … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde usul ve kanuna aykırı olarak bir gün gözlem altına alınarak cezai ehliyet raporu hazırlandığına, tanıkların ve katılanların ifadelerinin çelişkili olduğuna, sanık lehine olan delillerin toplanmadığına, sadece mağdur beyanına itibar edilerek ceza verildiğine, kararın sanık lehine bozulması talebine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın mağduru korkuttuğu ve ona karşı cebir kullandığı, mağdurun tutarlı ve istikrarlı beyanları ile sabit olduğu dikkate alındığında sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiğine ilişkindir

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; ”Dünya genelinde güncelliğini koruyan ve mücadele edilmesi gereken çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçları , çocuklarımızın ve toplumumuzun geleceğini ve yaşamı tehdit eden çok ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.TCK’nın 103. maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçu 6545 ve 6763 sayılı kanunlarla önemli değişikliklere uğrayarak mevcut halini almıştır. TCK 103/2 maddesinde, cinsel istismarın vücuda bir organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, bu suçun nitelikli hali olarak tanımlanmıştır. Suçun bu nitelikli hali için vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin ithal edilmesi gerekir.
Buna göre iddianameye konu olayda; Olay tarihinde sanığın 3. dereceden akrabası olan öz ablasının oğlu 0-12 yaş aralığında bulunan mağdurun ağzına tenasül organını soktuğu, mağdurun, aynı günün akşamında parkta otururken olayı annesine anlattığı, bunun üzerine aile içerisinde tartışma çıktığı ve mağdurun kardeşi ….’nin 155 polis imdat hattını arayarak olayı bildirdiği anlaşılmıştır.
Sanığın soruşturma evresinde müdafi huzurunda alınmış olan 16.08.2018 tarihli beyanında olayı ikrar ettiği, daha sonra kovuşturma evresinde alınan beyanında ise suçlamayı kabul etmediğini söyleyerek çelişkili beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar müşteki … sanığın akıl sağlığının yerinde olmadığını beyan etmiş ise de; Sanığın cezai ehliyetinin tespiti için soruşturma evresinde gözlem altına alındığı ve Adana Dr. … … Ruh ve Sinir Hastalıları Hastanesi tarafından düzenlenen 18.09.2018 tarihli raporda özetle sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Adli Tıp 4.İhtisas Kurulu’nun 08/06/2021 tarihli 31705/2021-4191 karar nolu raporunda özetle, suç tarihinde sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında bulunan 24.10.2018 tarihli mağdurun beyanlarına itibar edilebileceğinin belirtildiği hekim raporu, mağdur … sanığın hazırlık evresindeki birbiri ile örtüşen beyanları, mağdurun ailesi ile sanık arasında ya da sanık ile mağdur arasında dosyaya yansıyan herhangi bir husumete rastlanılmadığı, mağdurun akrabası olan sanığa iftira atmasını gerektirir herhangi bir hususun dosyaya yansımadığı anlaşılmıştır. Böylece dosya kapsamındaki diğer tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı eyleminin sabit olduğu kanaatine varılmıştır. Sanığın yukarıda oluşu açıklanan eyleminin ve bu eylemiyle ortaya çıkan suçunun sabit olduğu, mahkememiz huzurundaki savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu dikkate alındığında, sanığın sonradan gerçeğe uymayan savunmalarının suçtan ve sorumluluktan kurtulmaya yönelik bulunduğu anlaşılmış ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mağdur olay tarihi itibarıyla 12 yaşını tamamlamamış olduğundan sanığa TCK’nın 103/2-son maddesinden ek savunma hakkı verilerek neticeten 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığın, eylemini cebir veya tehdit kullanarak işlediği iddia edilmiş ise de; Cebir veya tehdide yönelik dosya kapsamında bir delilin bulunmaması nedeniyle TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince on iki yaşından küçük mağdura karşı cinsel istismar eyleminden dolayı mahkumiyet hükmü kurulurken temel cezanın doğrudan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre belirlenmesi gerekirken aynı maddenin ikinci cümlesine göre temel cezanın 16 yıl olarak belirlenmesinin ardından son cümleye göre 18 yıl hapis cezası tayin edildikten sonra müteakip maddelerin tatbiki suretiyle terditli uygulama yapılması sonuç ceza miktarlarının doğru tayin edilmesi nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.

Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 07.02.2022 tarihli ve 2022/178 Esas, 2022/522 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Viranşehir Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.03.2023 tarihinde karar verildi.