YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16632
KARAR NO : 2023/2735
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.08.2019 tarihli ve 2019/60 numaralı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. İslahiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.06.2020 tarihli ve 2019/101 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 16.09.2020 tarihli ve 2020/1455 Esas, 2020/1560 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekilli, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık ile müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi kararının, katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16.03.2022 tarihli ve 2021/18170 Esas, 2022/2384 Karar sayılı kararı ile mağdure duruşmaya getirilerek iddiaya konu eylemle ilgili detaylı ifadesinin alınması ve mağdurenin on sekiz yaşından büyük olduğuna yönelik iddialar karşısında, suç vasfını belirlemeye etkisi bakımından suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanması için Adli Tıp Kurumundan(ATK) rapor alınması sonrasında sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
5. İslahiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/86 Esas, 2022/136 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 16.12.2022 tarihli ve 9-2022/151555 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
İl göç idaresinde düzenlenen belgeye göre mağdurenin 01.07.2013 doğumlu olması ve resmi belgelerin aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olması nedeniyle suç tarihinde on beş yaşında olan mağdureye karşı sanık tarafından gerçekleştirilen eylemin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu olarak vasıflandırılması gerektiğine ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık hakkında cezada indirime gidilmesinin suç ve cezanın caydırıcılığı ile bağdaşmadığına, düşük miktarlı bir cezaya hükmedildiğine, lehe vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
C. Sanık ile Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin ifade esnasındaki rahat tavırları, ifade verirken gülmesi nedeniyle gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğuna, daha önceden başka bir olay nedeniyle savcılığa müracaat ettiği sırada neden istismardan bahsetmediği kendisine sorulunca da şu an sinirli olduğu için söylediğine yönelik beyanının da iddianın gerçek olmadığını gösterdiğine, başkasıyla konuştuğunu sanığın öğrenmesi nedeniyle bu iftiranın atıldığına, olay sırasında bağırmadığını söyleyen mağdurenin iddiasının şüphe doğurduğuna, oluşan şüpheden sanık yararlandırılarak beraat hükmü kurulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Mahkemenin Olay Kabulü
Mahkemece, “…Mağdurun, sanığın yeğeni olduğu ve Suriye’de ikamet ettiği, mağdurun hasta olan çocuğunu tedavi ettirmek amacıyla misafir olarak Suriye’den Türkiye’ye geldiği ve sanığın evinde kalmaya başladığı, mağdurun Türkiye’ ye geldikten bir süre sonra, sanık tarafından ikamet ettiği ev haricindeki bir çiftlik evine götürdüğü ve mağdurun üzerine doğru yürüdüğü, mağdurun kıyafetleri ile kendi kıyafetini çıkardığı ve mağdurun rızasına aykırı olarak tehdit ederek ve zor kullanarak mağdurun ön ve arka cinsel bölgesine kendi cinsel organını soktuğu, sanığın belirtilen bu ilk olaydan beş gün sonra gerçekleşen ikinci olayda ise; ikametinde ve evin koridorunda bulunan mağdurun arkasından gelerek mağduru zorla evin arka odasına götürdüğü, yine mağdurun kıyafetleri ile kendi kıyafetini çıkardığı ve mağdurun rızasına aykırı olarak ve zor kullanarak mağdurun ön ve arka cinsel bölgesine kendi cinsel organını soktuğu, ikinci olaydan beş gün sonra gerçekleşen üçüncü olayda ise; sanık ile mağdurun çiftlik evine gittikleri, sanığın tehditlerinden korkan mağdurun çiftlik evine gitmek istemediğini sanığa veya çiftlik evine gittiğini bilen diğer kişilere söyleyemediği, çiftlik evine geldiklerinde sanığın, mağdurun rızasına aykırı olarak mağdurun ön ve arka cinsel bölgesine kendi cinsel organını soktuğu, Ramazan ayının ilk günü yani 06.05.2019 tarihinde gerçekleşen dördüncü ve son olayda ise; sanığın ikametinde sanıkla mağdurun yalnız kaldığı ve sanığın mağdurun rızasına aykırı olarak yine aynı şekilde mağdurun ön ve arka cinsel bölgesine kendi cinsel organını soktuğu, dört olayda da mağdurun sanığı itekleyerek karşı koymaya çalışmasının sonuçsuz kaldığı ve ayrıca sanığın tehditlerinden korkması nedeniyle; cinsel eylem sırasında bağırmak suretiyle yardım isteyemediği, yargılamaya konu olayın bu şekilde gerçekleştiği…” şeklindeki kabulü ile sanığın suç teşkil eden eylemleri belirlenmiştir.
B. Mahkemenin Delillere Yönelik Değerlendirmesi
Mağdurenin iddiası ile uyumlu olacak şekilde akut fiili livata bulgusu tespitini içeren adli rapor, mağdurenin maruz kaldığı istismar eylemlerini kimseyle paylaşmaması için başkasıyla birlikte olduğu iftirasını kendisine atacağı yönünde sanığın tehditlerinin olduğuna yönelik ifadesini doğrulayan tercüman H.T’nin bekleme salonunda mağdure ile beklerken sanığın yanlarına gelip mağdureye hitaben “İçeri girdiğim zaman senin başkası ile birlikte olduğunu söyleyerek sana iftira atarım.” dediğine şahitlik ettiğine ilişkin beyanı ve sanığın isim belirtmeksizin “komşunun oğlu” tabirini kullanıp mağdurenin başkası tarafından cinsel saldırıya uğradığı şeklindeki soyut ve suçtan kurtulmaya yönelik savunması karşısında, mevcut delillerin sanığın cezalandırılması için yeterli olduğu kanaatine varmıştır.
C. Sanık ile Müdafiinin Mağdurenin Yaşına İtirazı Üzerine Mahkemenin Suç Vasfını Belirlemesi
1. Mağdurenin 12.06.2019 günü Türkiye’den Suriye’ye gittikten sonra bir daha Türkiye’ye giriş yapmadığının tespit edilmesi ve yapılan yazışmalar üzerine Suriye’deki mevcut durum nedeniyle adli yardımlaşma taleplerinin karşılanmadığının bildirilmesi nedeniyle mağdure, duruşmada dinlenememiş olup gerçek yaşının bilimsel olarak tespiti için ATK’dan rapor aldırılamamıştır.
2. Mahkeme, “…Hatay İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nden alınan mağdura ait kişisel bilgi formu incelendiğinde; mağdurun doğum tarihi 01.07.2003 olarak gözükmekte ise de; söz konusu bilgi formunun; mağdurun beyanı ile düzenlenmiş olması ve mağdurun beyanı ile düzenlenmiş bilgi formu haricinde mağdurun yaşını her türlü şüpheden uzak ve kesin olarak belirleyecek mağdura ait nüfus kaydı, resmi kimlik, pasaport vb. bir belgenin; mağdurun Suriye vatandaşı olması nedeniyle uluslararası yazışma ile temin edilememiş olması ve mağdura ulaşılamamış olması nedenleriyle bu hususun ceza muhakemesinin “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği ve sanığın, mağdurun yaşı hakkındaki beyanlarına itibar edilerek, mağdurun suç tarihinde 18 yaşından büyük olduğunun kabul edildiği…” şeklindeki gerekçesiyle sanığın eylemini nitelikli cinsel saldırı suçu olarak vasıflandırmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkûmiyetine dair kurulan ilk hükmün, Dairemiz tarafından suçun oluşumu ile vasfını belirlemeye etkisi bakımından mağdurenin duruşmaya getirilerek iddiaya konu eylemlerle ilgili detaylı ifadesinin alınması ve on sekiz yaşından büyük olduğunun sanık ile müdafii tarafından öne sürülmesi karşısında, mağdurenin resmi kurumda doğup doğmadığının araştırılması, doğmadığının belirlenmesi halinde gerçek yaşının bilimsel olarak belirlenmesi için sağlık kurulundan rapor alınması sonrasında sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmesinin ardından mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, bozma ilâmına uyulduğu belirtilmesine rağmen bozmanın gerekleri yerine getirilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.
2. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle o yer Cumhuriyet savcısı, katılan Bakanlık ve sanık ile müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İslahiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/86 Esas, 2022/136 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İslahiye Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.