Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/16496 E. 2023/2422 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16496
KARAR NO : 2023/2422
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2012 tarihli ve 2012/5167 Esas sayılı iddianamesiyle beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı ile kasten yaralama suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.12.2014 tarihli ve 2012/175 Esas, 2014/325 Karar sayılı kararı ile 6545 sayılı Kanun değişikliği sonrası sanık lehine değerlendirilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 52 nci maddesi uyarınca 3.740,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12.01.2018 tarihli ve 14-2015/78478 sayılı, onama görüşlü asıl Tebliğname ve 19.12.2022 tarihli bozma görüşlü ek Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın aşamalarda üzerine atılı suçları işlemediğine dair savunmaları, dinlenen tanıkların olaya ilişkin görgülerinin olmadığına dair beyanları dikkate alınarak mağdurenin soyut beyanları dışında başkaca delil olmadığı, beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine dair karar verildiği, mahkumiyet hükmü kabul edilmemekle birlikte kanuni indirim yapılmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının oluşa aykırı olduğu ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın 28.05.2012 tarihinden bir yıl önceki tespit edilemeyen bir tarihten itibaren öz kızı mağdureye karşı davranışlarının değiştiği, eşi … ve diğer kızı …’nin yokluğunda evde yalnız kaldıklarında mağdurenin göğüslerini ve bacaklarını okşadığı, mağdurenin elini tutarak kendi cinsel organına dokunmaya zorladığı, bu dönem içinde sanığın zaman zaman mağdurenin vücudunun çeşitli yerlerine dokunmaya başladığı sırada kendisinin bir şekilde sanığın yanından ayrılmaya çalıştığı, ayrılamadığı zamanlarda sevgi davranışları görünümünde kolundan tutup vücudunu okşamaya devam ettiği ve son olarak 28.05.2012 tarihinde annesinin ot biçmeye kardeşinin ise okula gittiği bir sırada sanık ile mağdurenin evde yalnız kaldıkları, sanığın mağdurenin yine göğüslerini ve bacaklarını okşadığı ve yine mağdurenin elini tutarak kendi cinsel organına dokunmaya zorladığı ve sanığın ev işlerini öne sürerek mağdureyi tokat atma şeklinde darp eylemlerinde bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılamasında; eylemlerin mağdurenin rızası dışında zorla gerçekleştiği, mağdurenin önceleri kimseyi inandıramayacağı gerekçesiyle kimseye bu olaylardan bahsedemediği ancak son olaydan sonra televizyondan öğrendiği “Alo 183″ hattı aracılığıyla Denizli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevlilerine ulaştığı, bu görevliler tarafından da olayın kolluğa intikal ettirildiği, aldırılan raporlara göre ruh sağlığında bozulma meydana geldiği, mağdurenin başka birinin etkisiyle iftirada bulunacağı hususunun hayatın olağan akışına uygun düşmediği, mağdurenin gerek sosyal inceleme raporundaki gözlem gerekse sosyal çalışma uzmanının gözlemi ve yine mahkeme gözlemi ile dengesiz bir yapısı olduğu yönünde bir bulguya rastlanılmadığından sanığın mağdurenin dengesiz bir kişiliğe sahip olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmediği, mağdurenin tüm aşamalarda değişmeyen, istikrarlı beyanları, dinlenen tanık ….’nin mağdureyle yaptığı görüşmede beyanlarının gerçeği yansıttığı konusunda bir intiba edindiğine dair beyanı, ayrıca sanığın eşinin mahkeme beyanının aksine itibar edilen 29.05.2012 tarihli savcılık beyanında ” Bazen eşim … kızım …’ı dövmektedir” şeklinde yine ” Yalnız bundan yaklaşık 15 gün kadar önce … yanıma geldi ve ben babamla birlikte kalmaktan korkuyorum, babamla birlikte kalmak istemiyorum, gideceğim buradan …” şeklinde ve yine 28.05.2012 tarihinde “Ot biçmeden geldikten sonra kızım bana babam bu köyün yarısı kızıyla ilişkiye giriyor, sen de istediğin kişiyle cinsel ilişkiye girebilirsin dedi ” şeklindeki beyanları doğrultusunda sanığın üzerine atılı suçları işlediği kanaatine varılarak hakkında mahkumiyet kararları verildiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE
A. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm yönünden
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanık hakkında kurulan 12.12.2014 tarihli mahkumiyet kararı olduğu, temyiz incelemesine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu belirlenmiştir.

3. Bozma gerekçesine göre, Tebliğnamede farklı gerekçeyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

B) Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükme Yönelik
1. Olayın intikal zamanı, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 26.02.2014 tarih ve 0968 sayılı rapora göre sınır zeka seviyesinde bulunan mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, tanık anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, mağdurenin soyut beyanı dışında dosya kapsamında başkaca bir delil bulunmadığı anlaşılmakla sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Mağdurenin 18.10.2012 tarihli celsede reşit olup sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur

3. Bozma gerekçesine göre Tebliğnamede onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Kasten Yaralama Suçuna Yönelik Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.12.2014 tarihli ve 2012/175 Esas, 2014/325 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, farklı gerekçeyle Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçuna Yönelik Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.12.2014 tarihli ve 2012/175 Esas, 2014/325 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2023 tarihinde karar verildi.