YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16233
KARAR NO : 2023/1283
KARAR TARİHİ : 08.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :
İlk Derece Mahkemesince sanığın mağdura karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından hükmolunan cezaların tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen düzeltilerek esastan ret kararları dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükümlerin temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında mağdura karşı çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2021 tarihli ve 2021/331 Esas, 2021/474 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi ve 43 üncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tehdit suçundan 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 43 üncü maddesi uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan cezaların 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmistir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 01.04.2022 tarihli ve 2022/727 Esas, 2022/912 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07.06.2022 tarihli ve 9-2022/75691 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
4. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26.10.2022 tarihli, 2022/9328 Esas, 2022/9518 Karar sayılı kararı ile, sanık müdafiinin 11.04.2022 tarihli dilekçesi ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından verilen kararı da temyiz etmesine rağmen 07.06.2022 günlü tebliğnamede bu hususta görüş bildirilmediği anlaşıldığından, ek tebliğname düzenlenmek suretiyle söz konusu eksiklik giderildikten sonra Daireye iade edilmesi için esası incelenmeyen dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.12.2022 tarihli ve 9-2022/75691 sayılı, temyiz ret görüşlü ek Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurun ve annesinin beyanlarının çelişkili ve tutarsız olduğuna, mağdurun soyut beyanları dışında delil olmadığına, teşhis işleminin hukuka aykırı olduğuna, sanığın atılı suçları işlediğine dair somut, şüpheden uzak, kesin bir delil olmadığına, zincirleme suç ve tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, takdiri indirim yapılması gerektiğine ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
2012 doğumlu mağdurun sanığın kendisine yönelik eylemleri ayrıntılı şekilde yer ve zaman belirterek ayrıntılı anlatması, sanığın çevrede … olarak bilindiği isimle benzer şekilde mağdurun sanığı … olarak bildiğini beyan etmesi, aşamalarda mağdurun tereddütsüz şekilde sanığı teşhis etmesi, mağdurun son eylemde tişörtünün kirlendiği beyanıyla uyumlu şekilde annesi katılan …’in söz konusu tişörtü çöpte bulmasıyla mağdur çocuğa sorduğunda olayın doğal şekilde açığa çıkması, mağdur çocuğunu sanığın hurdacılık yapan ve mahallede oturan kişi olduğunu beyan etmesi, yaşı küçük mağdurun sanığa suç atmasını gerektirecek dosyaya yansıyan bir sebebinin bulunmaması, mağdurun ifadesinde hazır bulunan bilirkişinin mağdurun beyanlarına itibar edilebileceğini belirtmesi, toplum içinde kendisini daha zor durumda bırakacak böyle bir olayı, meydana gelmediği halde erkek çocuğunun ifade etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın cinsel amaçla birden çok kez mağduru ormanlık alana götürerek, çırıl çıplak soyarak özel bölgelerine dokunmak şeklinde eylemlerinin ani ve kesintili şekilde gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği (benzer yönde Yargıtay 14. Ceza Dairesi 15/01/2015 tarih, 2014/9603 esas 2015/245 karar sayılı kararı), sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümlelerinde yer alan on iki yaşından küçük çocuğa karşı cinsel istismar suçunu oluşturduğu, yine sanığın birden çok kez mağdura, gerçekleştirdiği eylemi anne babasına anlatması halinde kendisini keseceğini söylemek suretiyle tehdit suçunu işlediği, sanığın cinsel eylemlerini gerçekleştirmek için birden çok kez mağduru ormanlık alana götürerek çocuğa karşı cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin sabit olduğu vicdani kanaat ve sonucuna varılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı belirtilip sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Tehdit Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Hükmedilen cezaların miktarları ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Olayın intikal şekli, suç tarihi itibarıyla dokuz yaşı içerisinde bulunan mağdurun beyanlarının vücut muayenesine yönelik adli tıp raporu ve olay günü üzerinde bulunan kıyafetlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen … raporu ile doğrulanmaması, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki onama görüşüne iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Tehdit Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemekle, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 01.04.2022 tarihli ve 2022/727 Esas, 2022/912 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.03.2023 tarihinde karar verildi.