Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/16208 E. 2023/1897 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16208
KARAR NO : 2023/1897
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.04.2022 tarihli ve 2021/187 Esas, 2022/106 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan ayrı ayrı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile
dördüncü fıkrası ve 43 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.06.2022 tarihli ve 2022/1167 Esas, 2022/1112 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Suçun işlendiğine dair mağdurun soyut beyanı dışında her türlü şüpheden uzak somut delil bulunmadığına, eylemde silah kullanımının bulunmadığına, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Eylemin rıza ile gerçekleştiğine, silah kullanıldığına dair somut delil bulunmadığına, ilişkindir.

C. Sanık …’ın Temyiz İstemi
Mağdurun yaşının on sekizden büyük olduğuna, kemik yaşı raporunun alınmasına, eylemde zora ilişkin bir durum olmayıp rıza ile gerçekleştiğine, avukatı ile görüşme gerçekleştiremediğine ilişkindir.

D. Sanık …’in Temyiz İstemi
Mağdurun yaşının on sekizden büyük olduğuna, kemik yaşı raporunun alınmasına, eylemde zora ilişkin bir durum omayıp rıza ile gerçekleştiğine, avukatı ile görüşme gerçekleştiremediğine ilişkindir.

E. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanıklar hakkında alt sınırdan hüküm kurulup 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesininin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna, Bakanlık lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece “… Olay yeri inceleme raporu ile yapılan arama sonucunda mağdurun beyanlarında geçen silahla bıçağın ele geçirildiği, mağdurun istismara uğradığı çift kişilik yatak üzerinden alınan biyolojik svap örnekleri ve bu örneklerle sanıklar ve katılandan alınan kan örnekleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 01/11/2019 tarihli uzmanlık raporunda kan numunelerinden elde edilen DNA profillerini birlikte içeren karışım halinde DNA profilinin elde edildiğinin belirtildiği, yine mağdurun yapılan anal muayenesi sonucu düzenlenen 18/10/2019 tarihli doktor raporunda saat 12 ve 7 hizasında iki adet derin yırtığın bulunduğunun ve bu durumun fiili livata ile ilişkilendirildiğinin belirtildiği, Afyonkarahisar Devlet Hastanesince düzenlenen 18/02/2021 tarihli raporda mağdurun 17-18 yaş ile uyumlu olduğunun tespit edildiği görülmüş olup buna göre mağdurun olay tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunduğu yönünde görüş bildirildiği tespit edilmiştir.” şeklinde açıklamaya yer verildikten sonra yine ”Her ne kadar sanıklar, savunmalarında, mağdurun kendilerini cinsel ilişkiye girmek için zorladığını ve bu nedenle cinsel ilişkiye girdiklerini beyan ederek üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmemiş iseler de, mağdur, aşamalarda alınan beyanlarında yer, zaman ve mekan belirterek ayrıntılı bir şekilde olayları anlattığı, yine mağdurun aşamalarda alınan beyanlarının istikrarlı ve birbirini destekler mahiyette olduğu, olayın öyküsüne ilişkin mağdur anlatımları ile olay yeri inceleme raporu ve uzmanlık raporlarının da tutarlılık gösterdiği, ayrıca mağdurun sanıklara iftira atmasını gerektirecek herhangi bir husumetin de bulunmadığı, dolayısıyla sanıkların savunmalarının, hayatın olağan akışına aykırı ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek sanıkların savunmalarına itibar edilmemiş, mağdurun aşamalardaki anlatımlarına ve iddia makamınca ileri sürülen iddialara itibar edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ve

”Afganistan uyruklu mağdur … *****’nin Türkiye’ye yasal olmayan yollardan giriş yaptığı, ilk olarak Van’dan Muş’a gittiği ve burada kendisi gibi Afganistan uyruklu olan sanık … ***** ile tanıştığı, daha sonra sanık … ***** ile birlikte Iğdır’a yine Afganistan uyruklu olan sanık … *****’nın yanına geldikleri, 17/10/2019 tarihinde sanık … *****’nın ikametine gittikleri, sanık … *****’nın uyumaya geçtiği, mağdurun ise sanık … ***** ile aynı yatakta uyumaya başladığı, gece saatlerinde sanık … *****’ın mağduru elinde bıçak ile uyandırdığı ve bıçağı mağdurun boğazına dayayıp mağduru tehdit ederek cinsel birliktelik teklif ettiği, mağdurun bu teklifi kabul etmediği ancak sanık … *****’ın tehditleri nedeniyle karşı koyamadığı, sanık … *****’ın cinsel organını mağdurun anüs bölgesine soktuğu, sanık … *****’ın mağdur ile zorla cinsel ilişkiye girdikten sonra diğer sanık … *****’yı uyandırdığı, sanık … ***** ve Muhammed *****’ın birlikte dışarıya çıktıkları, kısa süre sonra odaya önce Sancar’ın, sonra da Muhammed’in geldikleri, sanık … *****’nın da cinsel birliktelik teklif ettiği, mağdurun bu teklifi kabul etmediği ancak sanık …’ın mağduru tehdit etmesi ve aynı zamanda sanık …’in de odada bulunması nedeniyle mağdurun direncini kıran sanık … *****’nın cinsel organını mağdurun anüs bölgesine sokmak suretiyle mağdur ile cinsel ilişkiye girdiği, bu esnada sanık … *****’ın odada beklemeye devam ettiği, sanık … *****’nın mağdur ile zorla ilişkiye girmesinden sonra diğer sanık … *****’ın yeniden mağdur ile organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, kimseye söylememesi için silahla doldur boşalt yaptığı, son olarak sanık … ****’nın mağdur ile cinsel ilişkiye girmek istediği ancak mağdurun çok kötü durumda olduğunu söylemesi üzerine eylemini gerçekleştiremediği, daha sonra mağdurun sabah saatlerinde kaçarak Jandarmaya gittiği ve şikayetçi olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklindeki kabul göre hukuki süreç başlığı altında belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.
2. Sanıklar hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.06.2022 tarihli ve 2022/1167 Esas, 2022/1112 Karar sayılı kararında sanıklar ve müdafiileri ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.