YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16131
KARAR NO : 2023/1347
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi.
Sanık müdafii ile katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2022 tarihli ve 2020/400 Esas, 2022/135 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi ile üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.06.2022 tarihli ve 2022/1219 Esas, 2022/1404 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulup re’sen istinafa tabi hükme yönelik sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ve katılanlar vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; özetle, ilk derece ve istinaf mahkemelerinin kararlarının gerekçesiz, mağdure beyanlarının soyut ve çelişkili olmasına, istismara uğradığı kabul edilen mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna dair bir tespitin, mahkumiyete yeter hiçbir somut delilin bulunmamasına, mahkemece delil değeri olmayan tanık beyanları ile çelişkili mağdure beyanlarının hükme esas alınmasına ilişkindir.
2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun cinsel istismarı suçlarından üst sınırdan, indirimsiz ceza tayin edilmesi gerekliliği ile takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması talebine ilişkindir.
3. Katılanlar vekilinin temyiz istemi özetle;
a. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından ilk derece mahkemesinin eylemin kül halinde çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabulünün hukuka ve 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin beşinci fıkrasına aykırılığına, mağdurenin iradesi dışında eylemlerin gerçekleştiği banyo, yatak gibi yerlerde bırakılması nedeniyle sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
b. Çocuğun cinsel istismarı suçu yönünden ise teşdiden ceza tayini ile katılanlardan mağdure ve … için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile katılan … 2007 yılından itibaren eş olup katılan mağdure Sudenur ise müşterek çocuklarıdır. Mağdureye yönelik gerçekleşen ilk cinsel eylemin 09.2018 tarihinde mağdurenin on – on bir yaşlarında iken olduğu, son eylemin ise 12.2019 tarihinde (6. sınıfın ilk dönem sonu şeklinde bahsettiği) gerçekleştirildiği, olayın gerçekleştiği yerin mağdurenin ailesinin ikamet ettiği ev olduğu, sanığın evde kimse olmadığı zamanlarda mağdureye yönelik cinsel eylemlerde bulunduğu, bu eylemlerin sanığın cinsel organını kıyafetleri üzerinden mağdurenin cinsel organına değdirme, 3-5 gün sonra ise mağdure banyoda iken mağdurenin kıyafetlerini çıkarmasını isteme, burada mağdurenin göğsüne ve özel bölgesine dokunma, başka bir seferde mağdurenin alt cinsel bölgesine ozon yağı sürme, mağdure uyurken üzerine çıkarak göğüs uçlarını yalama, ön özel bölgesini açarak öpme, mağdureye cinsel organını gösterme ve çıplak olan mağdureyi kucağına alma, sanığın kıyafetinin üzerinden cinsel organının mağdurenin cinsel organına değdirme şeklinde cinsel eylemlerde bulunduğu, bu eylemlerin birden fazla kez gerçekleştiği, mağdurenin sanığın yaptıklarını annesi katılana anlattığı, katılanın olayı öğrendiğinde karakola giderek şikayetçi olmak istediği, karakol tarafından Çocuk İzleme Merkezinden randevu alınmak istendiği daha sonrasında pandemi sürecinin başlaması sebebiyle şikayetin yaklaşık üç ay sonra alındığının tanık anlatımları ile sabit olduğu mahkemece kabul edilen olayda, aynı ikamette yaşayan öz kızı mağdure üzerinde koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan sanığın mağdureye yönelik birden fazla kez bir başka deyişle zincirleme surette yukarıda anlatılan kabule göre cinsel eylemlerde bulunarak “Cinsel İstismar Suçunu” işlediği yönünde kanaate varılıp hukuki süreç başlığında yer alan şekilde cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Her ne kadar sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan cezalandırılması talep olunmuş ise de dosya içeriğine ve diğer suç olan çocuğun cinsel istismarı suçuna, suçun işlendiği ortama, aile içi birlikte yaşanılan bir ortam olması, özel bir kasıtla işlenebilen hürriyetinden yoksun bırakma suçunun oluşmayacağı diğer suçun unsuru olarak içinde eriyeceği kanaati ile cinsel istismar suçu yönünden değerlendirilmiştir.
3. Hüküm fırkasında temel ceza tayin edilirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun işleniş biçimi ve sanığın suç işleme kastının yoğunluğu, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınmış; sanığın mağdurenin hayatındaki yeri ve önemi, mağdureyi hayata hazırlaması ve koruması gereken bir figür olması, ancak mağdureye yaşattığı fiillerinden çok vahim zararlar doğması ve bu zararın etkilerinin katılan mağdurenin geleceğindeki etkisinin uzun sürmesi ihtimali nazara anılarak takdiri indirim hükümleri uygulanmamıştır.
4. Katılan … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın, kızı olan mağdurenin idrar yollarından geçirdiği rahatsızlık nedeniyle eşi katılan …’nın isteğiyle mağdurenin karnına ozon yağı sürdüğünü, hatta bu sırada eşi katılan …’nın yanlarında olduğunu ve yine mağdurenin başının sık sık stresten yara olması nedeniyle kendisinden istemesi üzerine kıyafetlerini çıkarmadan başını duşta yıkadığını savunması karşısında; cinsel istismarın başladığı kabul edilen 2018 yılı Eylül ayı ile son eylemin gerçekleştiği 2019 yılı Aralık ayı arasında mağdurenin karnında, idrar yollarında veya başında stresten ya da bir başka nedenden kaynaklanan bir rahatsızlık olup olmadığının, var ise bu rahatsızlıklara dair tedavi görüp görmediğinin, katılanlar Sudenur ile …’ya sorularak araştırılması, var ise tedavi kayıtlarının getirtilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında, İlk Derece Mahkemesinin sübuta yönelik delillerin değerlendirilmesine ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine uygun düşmeyen gerekçeyle kurduğu mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine muhalefet edilmesi nedeniyle karar hukuka aykırı bulunmuştur.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Dosya kapsamı ve İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi dikkate alınarak üst sınırdan, indirimsiz ceza tayinine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
C. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Dosya kapsamı ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi dikkate alınarak sanık hakkında teşdiden ceza verilmesi gerektiğine yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
2. Aynı davada yaşı küçük mağdurenin annesi olması nedeniyle velayet hakkına istinaden davaya katılanlar lehine tek vekalet ücreti tayin edilen ve tek vekaletname ile yetkili kılınan katılanlar vekilinin sunduğu avukatlık hizmetinin bölünememesinden dolayı katılan anne … ile mağdure için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
D. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Cinsel istismar eyleminin işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında, mahkemece kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan kamu davasıyla ilgili beraat kararı verilmesi gerekirken, cinsel istismar suçunun unsuru olduğu şeklindeki yanılgılı gerekçeyle atılı suça ilişkin açılan dava yönünden hüküm kurulmamış olması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçede açıklanan nedenlerle katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 27.06.2022 tarihli ve 2022/1219 Esas, 2022/1404 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla ilgili gerekçe açısından oy birliği, çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden ise Başkan Maruf Alikanoğlı ile Üye …’ın karşı oyları ile oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2023 tarihinde karar verildi.
Muhalefet Şerhi
Dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre, on bir yaşında olan mağdurenin Çocuk İzlem Merkezinde alınan ve izlenen beyanındaki anlatımının yeterli ayrıntıyı içerip samimi olması, bu anlatımların kovuşturmadaki beyanı ile de özü itibariyle uyumlu olması, mağdurenin beyanlarında hazır bulunan adli görüşmecilerin mağdurenin olayları anlattığı sıradaki duygulanımın anlatılarıyla örtüştüğü, maruz kaldığı travmatik olaylardan dolayı travmatik bellek geliştirdiği, bu nedenle yaşadığı olayları kronolojik olarak anlatamadığı, anlattığı olayları gerçekten yaşamış olabileceği ve verdiği ifadenin güvenilir olduğunun düşünüldüğü şeklindeki değerlendirmesi ile mahkemenin mağdurenin sorulara net ve açık cevap verebildiği gözlemi de nazara alınarak mahkemece sanığa atılı suçun sübuta erdiği kabul edilerek verilen mahkumiyet hükmünde isabetsizlik bulunmadığı ve mahkumiyet kararının onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne muhalifiz.