YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16097
KARAR NO : 2023/1303
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.02.2022 tarihli ve 2021/300 Esas, 2022/143 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 05.10.2022 tarihli ve 2022/1519 Esas, 2022/1692 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ile sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 02.12.2022 tarihli ve 9-2022/147768 sayılı ret ve onama görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi;
Katılanın çelişkili beyanları dışında sanığın atılı suçu işlediğine dair somut delil bulunmadığına, sanığın aşamalarda benzer nitelikte beyanda bulunup suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, teşebbüs nedeniyle alt sınırdan uygulama yapılmasının hatalı olup üst sınırdan indirim yapılması ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince takdiri indirim yapılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece Yapılan yargılama sonunda tüm delilleri birlikte değerlendirildiğinde; katılan ile tanık …’in arkadaş oldukları, katılanın tanık … ile birlikte olaydan 20 gün öncesinden itibaren sanığın evinde kalmaya başladıkları, ancak bu sırada sanığın evde bulunmadığı, 22/05/2021 tarihinde ise sanığın bu eve geldiği, sanık ile tanık …’in birlikte evde alkol aldıkları ve sanığın da o gece evde kaldığı, 23/05/2021 tarih ve saat:06:00 sıralarında tanık …’in işe gitmek için evden ayrıldığı, katılan ile sanığın evde yalnız kaldıkları, aynı gün ve saat:11.00 sıralarında sanığın katılanı dudaklarından öperek ona sarıldığı, ancak katılanın istemediğini söyleyerek odaya kaçtığı ve kapıyı kilitlediği, sanığın kapıyı açmasını istediği ve katılana hitaben ”kapıyı açmazsan seni öldüreceğim” dediği, katılanın kapıyı açmadığı ve odada beklediği, bir süre sonra sanığın katılana hitaben ”Gel konuşalım, bu konu kapansın, kapıyı aç” dediği, katılanın sanığa inandığı, kapıyı açarak odadan çıktığı birlikte salona geçtikleri, sanığın burada da katılana tekrar sarılıp, öptüğü, katılanın tekrar sanığın yanından kaçtığı, ancak sanığın odanın kapısının anahtarını ve telefonunu aldığı, bu nedenle banyoya kaçarak kapıyı kilitlediği, yaklaşık bir saat süreyle banyoda kalarak ağladığı, sanığın katılana hitaben ”Ben başka odaya geçiyorum. Sen de kendi odana geç, ben yaptığımdan pişmanım.” dediği, katılanın sanığa tekrar inandığı ve kapıyı açarak banyodan çıktığı, ancak sanığın bu kere elinde bulunan ve Adli emanetin 2021/1094 sırasında kayıtlı ve 6136 sayılı kanun kapsamında kalmayan bıçağı katılana doğrultarak ”Benimle cinsel ilişkiye gireceksin ya da öleceksin” dediği, katılanın korktuğu ve kaçmaya çalıştığı, ancak evin dış kapısı ile odaların kapıları kilitli olduğu için kaçamadığı, katılanın olay nedeniyle çok korktuğu ve sanığın saldırısından kurtulmak için 1. katta bulunan evin mutfak balkonundan aşağı atladığı ve daha sonra tedavi için hastaneye kaldırıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Katılan aşamalardaki ifadelerin özetle; sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
Sanık aşamalarda alınan savunmalarında özetle; tanık …’in amcaoğlu olduğunu, katılanın ise …’in arkadaşı olduğunu, birlikte kendisine ait ikamette kaldıklarını, olaydan önceki gece … ile birlikte alkol aldıklarını, gece lavaboya kalktığı sırada katılanın valizini gördüğünü, …’e sorduğunda …’in kendisine katılanı göndereceğini söylediğini, tekrar odasına geçerek uyuduğunu, olay günü katılanın kendisinin yanına gelerek kolundaki morluğu gösterdiğini ve …’in yaptığını söylediğini, kendisinin de aralarındaki meseleye karışamayacağını söylediğini, ardından …’i arayarak eve çağırdığını, tekrar yattığını, katılanın kendisini aşağıya attığını polis ekipleri eve gelince öğrendiğini, katılana karşı herhangi bir cinsel eyleminin olmadığını, atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.
Düzce Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 23.06.2021 tarihli raporunda; katılanın yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, BTM ile giderilebilecek nitelikte olmadığı, kemik kırıklarının yaşam fonksiyonlarını AĞIR (6) derecede etkiler nitelikte olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her ne kadar sanık atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiş ise de; katılanın olayın içeriğine ilişkin aşamalardaki istikrarlı beyanları, katılanın balkondan atlayarak yaralanmış oluşu, yaralanmasına ilişkin adli tıp raporu, olayın adli mercilere intikal şekli, 23.05.2021 tarihli rızaen teslim tutanağına göre sanığın bıçağı kendisinin teslim etmiş oluşu, sanık ile katılan arasında iftira atılmasını gerektirecek bir husumetin bulunmayışı, olayın gerçekleştiği zaman dilimine ilişkin sanık savunması ile katılan beyanlarının birbiri ile örtüştüğü hususları birlikte nazara alındığında sanık savunmasının atılı suçun sonuç ve sorumluluğundan kurtulmaya matuf olduğu ve itibar edilemeyeceği kanaatine varıldığı, açıklanan tüm bu nedenlerle sanığın olay tarihinde adli emanetin 2021/1094 sırasına kayıtlı TCK’nın 6/1-f maddesi kapsamında silahtan sayılan bıçak vasıtasıyla ”Benimle cinsel ilişkiye gireceksin ya da öleceksin.” şeklinde tehdit içerikli sözler söyleyerek katılana cinsel saldırıda bulunmaya çalıştığı, katılanın balkondan atlaması nedeniyle sanığın eylemini gerçekleştiremediği ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı, sanığın katılana söylediği sözler nazara alındığında sanığın kastının nitelikli cinsel saldırıda bulunmak olduğu kanaatine varıldığı, katılanın sanığın cinsel saldırı eyleminden kaçmak istediği ancak kapıların kilitli olması nedeniyle ikametin dışarısına ve diğer odalara kaçamadığı, mutfak balkonundan kendisini aşağı atarak sanığın eyleminden kurtulduğu, bu nedenle sanığın katılana karşı olursa olsun kastı ile hareket ederek olası kastla hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralama suçunu işlediği, yine katılana karşı cinsel eylemini gerçekleştirmek amacıyla kapıları kilitleyip, cebir ve tehdit kullanarak katılanın rızası hilafına kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu işlediği vicdani kanaatine varılarak ayrı ayrı cezalandırılması cihetine gidilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Katılanın aşamalardaki benzer anlatımları, olayın intikal şekli, katılan hakkında düzenlenen adli raporlar ile tüm dosya kapsamı karşısında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamına uygun kabul edilen olayda, henüz nitelikli cinsel saldırı suçunun icrai hareketlerinin bulunmaması karşısında, gerçekleşen haliyle eylemin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilip bu suçtan hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin reddine dair verilen ek kararın temyiz edilmemesi nedeniyle ve giriş paragrafında belirtilen gerekçeyle Tebliğnamedeki görüşlere iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 05.10.2022 tarihli ve 2022/1519 Esas, 2022/1692 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.03.2023 tarihinde karar verildi.