Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/16055 E. 2023/1731 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16055
KARAR NO : 2023/1731
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/29 Esas ve 2022/190 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.09.2022 tarihli ve 2022/1549 Esas, 2022/1243 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sübuta, vasfa (eylem sarkıntılık olur), eksik araştırmaya (keşif yapılmadığına, mağdurenin ruhsal durumuna ilişkin rapor aldırılmadığına, kamera kayıtlarının toplanmadığına) ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine, üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine, vekalet ücretine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mağdure ve kuzeninin olay tarihinde park içerisinde oynadığı sırada sanığın, mağdurenin yanına geldiği, parkın kuytu bir köşesinde mağdurenin dudaklarından öptüğü, bacaklarına, kalçasına ve özel bölgelerine dokunduğu, sanığın bu eylemlerinin sarkıntılık boyutunu aştığı, zira kesintisiz bir şeklide zamana yayılarak parkın köşesinde gerçekleştiği, tanık beyanları, kolluk tutanağı, Adli Tıp Kurumu raporu, mağdure beyanı ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği, mağdure sanığın daha önce de aynı eylemlerde bulunduğunu beyan etmiş ise de; mağdurenin iddia ettiği diğer eylemin net bir şekilde ortaya konulamamış olması nazara alınarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin uygulanmadığı anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Dosya kapsamı ve İlk Derece Mahkemesi gerekçesi dikkate alınarak sanık hakkında üst hadden ceza verilmesi gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanması gerektiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
5237 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirdiği nazara alınarak katılan Bakanlık vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, bu sebeple sanık müdafiinin sübuta, vasfa, eksik araştırmaya ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.09.2022 tarihli ve 2022/1549 Esas, 2022/1243 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.03.2023 tarihinde karar verildi.