Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15945 E. 2023/6145 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15945
KARAR NO : 2023/6145
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1008 E., 2021/2145 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2018 tarihli ve 2018/3315 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince cezalandırılması ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hakkında hak yoksunluklarına karar verilmesi istemli kamu davası açılmıştır.

2. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli ve 2018/434 Esas, 2020/69 Karar sayılı kararı ile sanığın üzerine atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince beraatine karar verilmiştir.

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1008 Esas, 2021/2145 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.12.2022 tarihli ve 9-2022/27984 sayılı ret görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekili; mağdurenin beyanlarında samimi olduğunu, mağdure ile sanık arasında mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetin ya da sebebin bulunmadığını, mağdurenin yok yere kendi namus ve onurunu ilgilendiren bir konuda böyle bir eyleme maruz kaldığını beyan ederek kendisini sıkıntılı bir sürece sokmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; “…Her ne sanık … hakkında kızı olan mağdur …’e yönelik “2018 yılı Nisan veya Mayıs ayı içerisinde bir gece, eşi … ve kızı … ile birlikte yattığı sırada, eşi ve kızı uyumakta iken, elini kızı olan mağdur …’nin iç çamaşırının içine sokarak mağdurun cinsel organına ellediği” iddiasıyla “çocuğun cinsel istismarı” suçundan cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış, esasen mağdur da soruşturma aşamasında 15/10/2018 tarihinde vermiş olduğu beyanında özetle; “özel belgesine babasının yatarken dokunduğunu, bunun üzerine annesini uyandırarak durumu söylediğini, annesinin de babasına kızdığını, kendisinin özel bölgesine babasının eliyle külotunun içinden dokunduğunu, bu olayın bir kere olduğunu” iddia etmiş, aynı şekilde mağdurun annesi olan katılan … de aşamalardaki beyanında özetle; “eşi olan sanık …’in müşterek çocukları mağdur …’e yönelik elle taciz etme eyleminde bulunduğunu öğrendiğini, bunu kendisine kızının anlattığını, bunun üzerine bu durumu kayın validesi ve kayın babasına söylediğini, onların da sanığı uyardıklarını, akabinde eskiden yanlarında yatan kızının odasını ayırdığını” iddia etmiş ise de;
Sanığın aşamalardaki istikrar arz eden savunmalarında suçlamayı kabul etmemesi ve “kızına yönelik iddia olunan eylemi gerçekleştirmediğini, eşinin mağdur …’yi öğütlediğini, kızının kendisine annesi olan katılan … tarafından ‘böyle böyle demezsen gelir seni keserim’ şeklinde tehdit edildiğini söylediğini, kendisine eşinin iftira attığını” beyan etmesi, soruşturma aşamasında 11/10/2018 tarihinde kollukta vermiş olduğu ifadesinde; “yaklaşık 5-6 ay önce eşi olan sanık …’in müşterek çocukları mağdur …’e yönelik elle taciz etme eyleminde bulunduğunu öğrendiğini, bunu kendisine kızının anlattığını, bunun üzerine bu durumu kayın validesi ve kayın babasına söylediğini, onların da sanığı uyardıklarını, akabinde eskiden yanlarında yatan kızının odasını ayırdığını” beyan eden katılan …’in, iddia ettiği olaya ilişkin şikayetini çok sonraki bir tarih olan 11/10/2018 tarihinde yapması, söz konusu şikayet başvurusundan önce ise adı geçen katılanın 28/09/2018 tarihinde, kayın babası olan dosyamız tanığı … tarafından 27/09/2018 günü darp edildiğinden bahisle şikayetçi olması ve iddia ettiği darp olayına ilişkin raporunu aldırması, ancak darp olayı nedeniyle 28/09/2018 günü kollukta beyanı alınan katılan …’ün cinsel istismar olayından hiç bahsetmemesi, oysa iddia ettiği şekilde bir cinsel istismar olayının olması halinde katılanın olayın sıcağı sıcağına şikayette bulunmamasının, yine darp olayı nedeniyle şikayetçi olduğu sırada eşinden de cinsel istismar olayı ile ilgili şikayetçi olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmemesi, yine 28/09/2018 günü, bir önceki gün yaşadığı darp olayı nedeniyle evini terk edip ailesinin ikamet ettiği Amasya iline giden katılan …’ün 11/10/2018 günü Çorum iline dönmesi ve kızı olan mağduru dedesi olan tanık …’e teslim etmesi, akabinde kolluktan önce kadın sığınma evine yerleştirilmesi istemesi, devamında ise kadın sığınma evine gittikten sonra, rızası ile kayın babasına teslim ettiği çocuklarını geri almak istediğini beyan etmesi, bu durumun da hayatın olağan akışına uygun düşmemesi, zira bir kimsenin cinsel istismara uğrayan kızını aynı ortama göndermesinin kendisinden beklenememesi, katılanın bu şekilde kızı olan mağduru tanık …’ya teslim ettiği hususunun tanık …’nın beyanı ve dosya kapsamında yer alan 11/10/2018 tarihli tutanak ile sabit olması, zira söz konusu tutanak içeriğinde özetle; “11/10/2018 günü Komutanlıklarına müracaatta bulunan …’in, 27/09/2018 günü kayın babası olan … tarafından darp edildiği olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda adli tahkikat yapıldığının, Songün Ergin’in evinden ayrılarak ailesinin yanına gittiğinin, Amasya ilindeki ailesinin yanından 11/10/2018 günü sabah saatlerinde Çorum iline dönerek yanında bulunan kızı …’i kayın babası olan …’e teslim ettiğinin, akabinde kadın sığınma evine gitmek istediği beyanı ile Karakollarına başvuruda bulunduğunun, kendisinin Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne götürülerek yardım talebinde bulunulduğunun, orada …’in bu defa farklı beyanlarda bulunarak rızası ile bırakmış olduğu çocuklarını geri almak istediğini söylediğinin” belirtilmesi, katılan …’ün soruşturma aşamasındaki beyanında özetle; “iddia ettiği olaydan hemen şikayetçi olamamasının nedeninin korkması ve eşinin ailesi tarafından tehdit edilmesi olduğunu” belirtmesine rağmen mahkememizin 14/02/2019 tarihli celsesinde; “gidecek yeri olmadığı için hemen şikayetçi olmadığını” beyan etmesi, katılan …’ün soruşturma aşamasındaki beyanında; “kızının kendisine olayı anlatmasından sonra durumu kayın validesi ve kayın babasına söylediğini, onların da sanığı uyardıklarını” beyan etmesine rağmen tanıklar … ve …’in bu hususu doğrulamamaları, adı geçen tanıkların aşamalardaki beyanlarında özetle; “gelinleri …’ün, iddia ettiği ettiği şikayet başvurusundan yaklaşık 20 gün önce evde çıkan kavga olayı nedeniyle mağduru da alarak evi terk ettiğini ve ailesinin yaşadığı Amasya iline gittiğini, bunun üzerine Amasya iline gelinlerini almaya gittiklerini, ancak dünürlerinin, düğünlerinin olması nedeniyle düğünden sonra kızı olan …’ü bırakacağını söylediğini, bunun üzerine kendilerinin Çorum’a döndüklerini, iki gün sonra ise katılan …’ün, babasının yanından kaçarak Çorum’a geleceğini öğrendiklerini, katılan …’ün tanık …’yı arayarak Samsun yolu üzerinde Kuşsaray Köyü mevkiinde mağdur …’yi almalarını söylediğini, bunun üzerine oraya gittiklerini, orada katılan …’ün otobüsten inerek torunları olan mağdur …’yi kendilerine teslim ettiğini, akabinde katılan …’ün yanlarından ayrılıp gittiğini, torunları olan mağdur …’nin söylemiş olduğu şeyleri annesinin korkutması nedeniyle söylediğini düşündüklerini” beyan etmeleri, ayrıca tanık …’in aşamalardaki beyanlarında; “torunu olan …’nin ‘bu dediklerini söylemezsen seni gelir keserim’ şeklinde annesinin tehditte bulunduğunu kendisine söylediğini” beyan etmesi, diğer tanık …’nin de bu hususu mahkememiz aşamasında doğrulaması, mağdurun iddia ettiği olayı gören bir tanığın bulunmaması, katılan …’ün soruşturma aşamasındaki beyanında özdetle; “kızının kendisine anlattıklarından sonra eşi olan sanığın başkaca bu şekilde bir eylemde bulunduğunu görmediğini” beyan etmesi, iddia edilen olayın ileri sürülüş şekli ve zamanı karşısında, sanığın yüklenen fiili işlediği hususunun her türlü şüpheden uzak ve kesin bir şekilde kabul edilemeyeceği, buna göre; yüklenen suçu işlendiği sabit olmayan sanık …’in CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, tüm bunlara ilişkin hüküm aşağıdaki şekilde kurulmuştur.
” şeklindeki gerekçeleriyle sanık hakkında beraat kararı vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1008 Esas, 2021/2145 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içerdiği anlaşıldığından bu hususta ret isteyen Tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1008 Esas, 2021/2145 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, açıklanan gerekçe içeriğine göre Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.10.2023 tarihinde karar verildi.