Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15936 E. 2023/2224 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15936
KARAR NO : 2023/2224
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; usulüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı matbu ifadeler bulunan ve temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Katılan mağdure vekili ve Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Ünye Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2020 tarihli ve 2020/27 Esas, 2020/205 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 11.11.2021 tarihli ve 2021/183 Esas, 2021/2098 Karar sayılı kararı ile sanığın İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekili, Cumhuriyet savcısı ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.12.2022 tarihli ve 9-2022/28108 sayılı, katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin reddi ve diğer temyiz istemleri yönünden kararın onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın eşinin tanık olarak alınan beyanlarının tarafsız olmaması nedeniyle değerlendirilemeyeceğine, tanık …’nın beyanlarıyla mağdurenin beyanlarının örtüştüğüne, beyanlarına itibar edilmesi gerektiğine, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna, yeterli inceleme yapılmaksızın karar verildiğine, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesine ilişkindir.

C. Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçtan beraatine dair İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak, duruşma icrası suretiyle atılı suçtan cezalandırılmasına dair karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın aşamalarda istikrarlı olarak üzerine atılı suça yönelik inkar mahiyetinde savunma yaptığı, mağdure soruşturma aşamasında alınan beyanında Sapanca’da sanığa ait eve annesi ile birlikte gittiklerini, sanığın eşi ile birlikte bulunduğu odaya kendisini çağırdığını, sanık, eşi ve kendisinin aynı yatakta yattığı esnada sanığın cinsel organına dokunduğunu, bunun yaklaşık 30-40 dakika kadar sürdüğünü, mağdurenin annesinin de söz konusu evde bulunduğu, mağdurenin ses çıkarması halinde evde bulunan annesi dahil diğer şahısların duymasının mümkün olduğu, yine sanığın eşi olan tanık …’nin de alınan beyanında; eşi olan sanığın mağdureye bu şekilde eylemlerinin olmadığını, eşinin mağdureyi hafızlık kursuna verdiğini, mağdurenin bundan kurtulmak için eşine iftira attığını beyan ettiği, eşinin kendi yanında mağdureye bu şekilde eylemlerde bulunmuş olsa idi eşinden ayrılmış olacağını beyan ettiği bu yönüyle sanığın eşi de aynı yatakta bulunduğu esnada mağdurenin cinsel organına dokunmasının hayatın olağan akışına ve günlük hayat tecrübelerine aykırı mahiyette olduğu, iddia edilen eylemin gerçekleşmesi halinde sanığın eşinin durumu kabullenmesi ve eşi lehine beyanda bulunmasının mümkün olmadığı, 30-40 dakika sürdüğü iddia edilen eylem sırasında mağdurenin bağırması halinde annesi veya evde bulunan diğer şahıslardan yardım istemesinin mümkün olduğu değerlendirilmiş, yine mağdurenin beyanı alındığı tarihten yaklaşık 2-3 yıl kadar önce dedesine ait Samsun’da bulunan ikametine sanık, sanığın eşi ve çocuklarıyla birlikte gittiğini, sanığın bir odada tek başına yatarak televizyon izlediği esnada kendisini telefonunu vereceğini söyleyerek çağırdığını, diğer kanepeye yattığında sanığın yanına gelerek kendisini dudağından zorla öptüğünü, kemerini açarak cinsel organına zorla dokundurmaya zorladığını beyan ettiği, mağdurenin dedesi olan tanık …’in beyanında mağdure ve sanığın 2018 tarihinde evine geldiklerini, 1 gün kaldıklarını, sanığın torunu olan mağdureyi, mağdurenin de sanığı sevdiğini, mağdurenin anneannesi olan tanık Sevim’in ise beyanında; yaklaşık 2-3 yıl önce mağdure ve annesinin evine geldiğini sanığın Samsun’da bulunan evine hiç gelmediğini, mağdurenin anlattığı olayın ikametinde gerçekleşmediğini beyan ettikleri bu haliyle mağdure beyanlarının kendi yakını olan tanık beyanlarıyla örtüşmediği anlaşılmış, mağdurenin gerçekleştiğini iddia ettiği olayı ilk olarak …’ya anlattığı, …’nın da alınan beyanlarında mağdurenin, sanığın kendisine istismarda bulunduğunu ifade etmiş ise de, tanık beyanının yalnızca mağdurenin kendisine anlattığı hususlarla kısıtlı olduğu, yine adı geçen tanığın sanık ile aralarında husumetin bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde tanık …’nın beyanlarına itibar edilmemiş, sanığın kendisine yönelik eylemini şikayet tarihinden yaklaşık 3 ve 5 yıl önce gerçekleştirdiğini iddia ettiği, mağdurenin maruz kaldığı istismar mahiyetindeki eylemleri, ailesine anlatmasında herhangi bir engelin bulunmadığı keza iddia edilen eylemlerin gerçekleştirildiği esnada mağdurenin annesinin de evde bulunduğu, mağdurenin bu kadar uzunca bir süre ailesi dahil kimseye anlatmamasının mümkün olmadığı, bu yönüyle sanığa yüklenen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkemede şüphe oluştuğu, şüpheden sanık yararlanır (in dubio pro reo) ilkesi de nazara alınarak, sanığa isnat edilen suçun işlendiğine ilişkin mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan Bakanlık vekilinin matbu ifadeler bulunan ve gerekçe içermeyen dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstekleri Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı

Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve katılan mağdure vekili ile Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir

V. KARAR
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde matbu ifadeler bulunduğu ve gerekçe içermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Mağdure Vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının Temyiz Talepleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 11.11.2021 tarihli ve 2021/183 Esas, 2021/2098 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili ile Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ünye Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.04.2023 tarihinde karar verildi.