YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15925
KARAR NO : 2023/1719
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk derece Mahkemesince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmonulan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün oladığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen hüküme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, çocuğun cinsel istismarı suçu yönünden 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2022 tarih ve 2022/134 Esas, 2022/203 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi ve 62 inci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 109 uncu maddenin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ve beşinci fıkrası ve 62 ikinci maddesi uyarınca 5 yıl hapis ve 53 üncü maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları gereğince hak yoksunluklarına ve tutukluğun devamına karar verilmiştir.
2. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.09.2022 tarih ve2022/1085 Esas, 2022/882 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın Temyiz İstemi
Emniyette darp edildiğine, baskı altında ifade verdiğine, darp edilmesine rağmen darp raporu verilmediğine, mahkemenin ifadesini dikkate almadığına, asılsız olarak suç isnat edildiğine ve aleyhine olan hususları kabul etmediğine ilişkindir.
B. Sanık Müdafisinin Temyiz İstemi
Mahkemenin esas hakkındaki mütalaya karşı savunma yapabilmesi için gerekli süreyi vermediğine, verdiği yedi günlük sürenin yeterli olmadığına, dosyada sanığın suç işlediğine dair delil bulunmadığına, mahkeme her ne kadar mağdurenin beyanına itibar ettiğini belirtmiş ise de ortada yine de şüphe bulunduğuna, zira mağdurenin gözleri kapalıyken sanığın pipisini yüzüne sürttüğünü hissettiğine, görmediğini söylediğine, mağdurenin beyanının yan deliller ile desteklenmediğine, bu ifadeye itibar etmenin de adalete aykırı olduğuna, sanığın tutuksuz yargılanması gerektiğine ilişkindir.
C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığa suçlar ile ilgili üst sınırdan ceza verilmesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasının kanuni olmadığının dikkate alınması ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece “26.04.2022 tarihinde saat 12:30 sıralarında … İlçesi … Mahallesi … İlkokulu civarında mağdur … ********’in okula gittiği sırada sanık … *****’in mağduru … mezarlığı olarak adı geçen mezarlığa ‘Sana şeker vereceğim’ şeklinde sözlerle ikna ederek götürdüğü ve mağdur çocuğun burada bulundukları sırada gözlerini kapattığı, sanığın mağdur çocuğu kucağına oturttuğu ve cinsel organını mağdur çocuğun yüzüne sürttüğü sabit olayda;
Dosyada mevcut Cd Çözümleme ve Araştırma Tutanağında; 26/04/2022 tarihinde şüpheli ile mağdurun kamera kayıtlarında görüntülendiği, şüpheli şahsın okulun yan tarafından bulunan boş arsaya
giriş çıkış anına dair görüntüler ile mağdurun da aynı saatlerde okula giriş anının görüntülerinin mevcut olduğu,
Mağdur … ********’in Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı Çocuk İzleme Bürosu tarafından alınan ifadesinde; 3 gün önce tanımadığı bir şahsın kendisini kaçırdığını, ince, uzun boylu, siyah saçlı, sakalsız, mavi kazaklı, üzerinde beyaz çizgileri olan siyah pijamalı biri olduğunu, bu şahsın mezarlığın yakınlarında kendisini çağırarak mezarlığın kapısının neresi olduğu sorduğunu, bilmediğini söylediğini, ancak ısrarla kendisini çağırarak mezarlığa götürdüğünü, orada gözünü kapatarak pipisini yanağına sürdüğünü, eyleminin kısa sürdüğünü, kıyafetlerini çıkarmadığını, sonra kaçıp okula gittiğini, olanları öğretmenine anlattığını, şikayetçi olduğunu belirttiği, Mağdura yaptırılan canlı teşhis tutanağında; kesin, net ve kendinden emin bir şekilde sanığı teşhis ettiği,
Mağdurun annesi katılan … ********’in beyanlarında kızı …’nın … İlkokulnda 1. sınıf öğrencisi olduğunu, evleri ile okul arası yaklaşık 150 metre kadar olduğunu, … Mezarlığı ve kızının okulu karşılıklı olduğunu, 26.04.2022 günü saat:13:10 sıralarında okuldan kızının sınıf öğretmeni aradığını, okula gittiğinde öğretmeni kızının cinsel istismara maruz kaldığını söylediğini, kızıyla konuştuğuna okulun bahçesinden çıktığında bir erkek şahsın yanına geldiğini kendisine mezalığın kapısını sorduğunu, mezarlığa kadar götürdüsünü, şahsın mezarlığa girdiğini, mezarlık içerisinden gel sana şeker verceğim dediğini kızımda mezarlığa adamın yanına gittiğini, daha sonra kızını kuçakladığını diğer eliylede ağzını kapattığını, mezarlık içerisine götürdüğünde gözünü kapattığını ve cinsel organını kızının yüzüne sürdüğünü,olayları eşine anlattığını, kızına cinsel istismarda bulunan şahıstan davacı ve şikayetçi olduğunu belirttiği,
Her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de, mağdur çocuğun sanığa iftira atmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı, yaşı itibarıyla da mağdur çocuğun iftirada bulunabilecek bir konumda olmadığı, dosyada ekli bulunan CD İnceleme Tutanağından da görüleceği üzere sanığın mağduru mezarlığa götürdüğünün anlaşıldığı, bu haliyle sanık savunmasının itibar edilebilir olmadığı ve sanığın cinsel saiklerle kendi cinsel organını mağdurun yüzüne sürterek ve kucağına oturtarak ‘on iki yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı’ suçunu işlediği, sanığın bu eyleminin sarkıntılık düzeyini aştığı, ayrıca sanığın yaşı itibariyle rıza açıklamaya ehil olmayan mağduru ‘sana şeker vereceğim’ diyerek hile ile mezarlığa götürerek ‘cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma’ suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; sanığın sabit görülen ve eylemine uyan Türk Ceza Kanununun 103/1-a maddesi delaletiyle 103/1-1.cümle ve 103/1- 3. Cümle maddesi ile 109/2, 109/3.f , 109/5 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Kişiyi Hürriyetinden yoksun Kılma Suçu Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezaların tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun
esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçların, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadıkları dikkate alındığında, katılan Bakanlık vekili ile sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
C. Vekalet Ücreti Yönünden
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu Kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık ve müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Gerekçenin (B) ve (C) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.09.2022 tarih ve 2022/1085 Esas, 2022/882 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.