Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15893 E. 2023/1306 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15893
KARAR NO : 2023/1306
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden;
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.
Sanık hakkında cinsel saldırı suçundan kurulan hüküm yönünden;
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2021/139 Esas, 2022/143 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının a bendi, beşinci fıkrası, aynı Kanunun 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına
karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2022/704 Esas, 2022/1087 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi;
Cinsel saldırı suçundan üst sınırdan takdiri indirim maddesi uygulanmaksızın mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine, vekalet ücretine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi;
Cinsel saldırı suçunun unsurlarının oluşmadığına, çelişkili şikayetçi beyanından başka somut delil olmadığına, şikayetçi ile sanık arasında uzun yıllar rızaya dayalı ilişki olup şikayetçinin Kanada’ya gitmek için planladığı bir kurgu olduğuna, cebir tehdit ve silah kullanıldığına dair şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığına, her iki suçtan da beraat hükmü kurulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; “İran uyruklu olan …’nın, Kırıkkale’ye geldiğinde sanık … ile tanıştığı, sanık ve mağdur arasında bir ilişkinin başladığı, sanığın mağdura bir ev bulduğu ve mağdurun orada yaşadığı, bu dairenin doğal gaz ve elektriğinin sanık adına kayıtlı olduğu, mağdurun bir süre sonra sanık ile ilişkileri bozulunca bu evden taşındığı ve kendisine bir daire tuttuğu, olay günü olan 22.07.2019 tarihinde oğlunun koltuktan düşmesi sebebiyle oğlunu hastaneye götürecekken kendisini sanığın aradığı, diğer evin doğal gaz işlerini halletmek istediğini söylediği, mağdurun da ”Bugün olmaz, çocuğumu hastaneye götüreceğim” demesi üzerine sanığın ”Beraber götürelim” dediği ve bir meslek lisesinin yanında buluştukları, mağdur, annesi ve çocuğunun, sanık ile birlikte Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne gittikleri, çocuğun tedavisi yapıldıktan sonra sanığın mağdur ve ailesini aldığı meslek lisesinin önünde mağdurun annesi ve çocuğunu bıraktığı, mağdur ile sanığın bahsedilen doğal gaz işini halletmek için yola devam ettikleri ancak sanığın doğal gazın bulunduğu binanın önünde durmayıp mağduru, daha önce bir kaç sefer mağdurun rızası varken ilişkiye girdikleri daireye götürdüğü, daireye girmeden önce sanığın elindeki bıçağı mağdura gösterdiği ve sessiz sedasız eve girmesini istediği, dairedeyken ise sanığın elbiselerini zorla çıkardığı, ellerini bağladığı, devamında sanığın evden ayrılıp yaklaşık yirmi dakika sonra geri geldiği, geri geldiğinde mağdurun ellerini ve ayaklarını çözüp mağdura tecavüz ettiği, bunu gerçekleştirirken video kaydına aldığı, mağdurun bu sırada sanığın kendisini bırakması için sanığa yalvarıp ağladığı, devamında sanığın ”eğer bana 20.000 TL vermezsen bendeki görüntüleri internete atarım” dediği ve mağduru şehir merkezine götürdüğü, sonrasında yollarının ayrıldığı,
22.07.2019 tarihli mağdur …’nın geçici raporunda el bileklerinde ip izlerinin olduğunun görüldüğü,
23.07.2019 tarihli olay yeri inceleme raporunda olayın meydana geldiği dairede masa üzerinde plastik kelepçelerin, yanında da bir bıçak olduğunun görüldüğü,
Dosyadaki mesajlaşma ekran görüntüleri ve ses kaydı olarak gönderilen mesajların incelenmesinde sanığın mağdur ile görüşmek için mağduru zorladığının, sanığın hakaret ve tehdit içerikli şeyler söylediğinin görüldüğü,
03.10.2019 tarihli uzmanlık raporunda olay yerinde bulunduğu belirtilen bıçaktan alınan sürüntü örneğinin, mağdurun iç çamaşırı üzerinde bulunan kanlı meni örneğinin ve pantolonundaki meni örneğinin mağdur … ve sanık … isimli şahıslardan alındığı belirtilen sıvı kan örneklerinden elde edilen genotiplerde karışık olarak bulunduğu,
04.12.2019 tarihli Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Baştabipliği’nden mağdura yönelik alınan kesin raporda mağdurun hayati tehlikesinin olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir durumu olduğunun tespit edildiği,
25.03.2021 tarihli bilirkişi inceleme raporunda sanığın telefonunun incelemesinin yapıldığı, telefonda bulunan görüntülerin oluşma tarihinin olay tarihi olan 22.07.2019 olduğu, görüntülerde sanık ile mağdurun ilişkiye girerken görüldüklerinin, devamında koltukta çıplak bir halde otururken yüzünü kapattığının görüldüğü, yine incelemede sanığın mağdura ”akıllı ol” şeklinde mail attığının görüldüğü, sanığın yine bazı yerlere mail atarak İran ajanı olduğunu, insan ticareti yaptığını söylediğinin yapılan incelemelerde görüldüğü, sanığın telefonundaki videoları silinmeleri sebebiyle görülemediği şeklinde tespitin yapıldığı,
Mağdurun 29.07.2019 tarihinde Kırıkkale İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçede sanık tarafından cinsel saldırıya uğraması ve sanığın kendisini tehdit etmesi sebebiyle güvende hissetmediğini belirttiğinin ve bu sebeple Kırıkkale’den Nevşehir’e nakil olmak istediğini söylediğinin görüldüğü,
06.07.2021 tarihli Nevşehir Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün yazısında Mağdur …’nın, oğlu ile birlikte 25.05.2021 tarihinde İstanbul Havalimanı’ndan Kanada’ya yasal çıkış kaydı olduğunun belirtildiği,

Sanığın, aralarındaki ilişkinin bitmesine rağmen elindeki bıçak ile mağduru, cinsel ilişki amacıyla bir daireye soktuğu, burada her ne kadar sanık inkar etse de mağdurun alınan geçici raporunda görüldüğü üzere mağdurun ellerini ip ile bağlayıp dışarıya çıktığı, devamında geriye gelerek mağdura tecavüz ettiği, bu eylem sırasında ise mağdurun, olay yeri inceleme tutanağında görüldüğü üzere masanın üzerinde duran bıçak sebebiyle korku içerisinde olduğunun anlaşıldığı, sanığın mağdur ile ilişkiye girerlerken videoya çektiğinin dosyadaki incelemeler ve sanığın kabulünden anlaşıldığı, sanığın mağdur ile yaşadıkları olaydan sonra evden çıkıp giderlerken mağdura karşı ”eğer bana 20.000 TL vermezsen bendeki görüntüleri internete atarım” diyerek şantajda bulunduğunun da anlaşıldığı, sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olan ve tüm yaşananları mağdurun Kanada’ya gidebilmek için planladığı yönündeki savunmalarına ise bu yönde herhangi bir delil olmadığı, hatta sanığın telefonunda bulunan mağdurun çıplak bir halde oturduğu fotoğrafta mağdurun yüzünü elleriyle kapadığının da görüldüğü, mağdurun bu şekilde bir planı olsa yüzünü kapatmayacağı, yüzünün görülmesini isteyeceğine kanaat getirildiği, bu sebeple sanığın savunmalarının hayatın olağan akışına da uygun olmadığı gözetildiğinde bunlara itibar edilmediği, sanığın üzerine atılı eylemlerinin sabit bulunduğu bu nedenle sanık … üzerine atılı 22.07.2019 tarihli mağdur …’ya yönelik nitelikli cinsel saldırı eylemi mahkememizce sabit bulunmakla, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi gereğince somut olayda suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman dilimi ve yeri, suç işleme hususundaki iradesinin ağırlığı ve saiki göz önünde bulundurularak, eylemine uyan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince takdiren ve alt sınırdan uzaklaşmadan ceza tayin edilmiş, sanığın eylemini silahla gerçekleştirdiği belirlenmekle, aynı Kanun’un 102 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi gereğince cezasından yarı oranda artırım yapılmış, sanığın adli sicil kaydına yansıyan geçmişi, yargılama sırasındaki tutum ve davranışları, verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılmış, sanığa verilen cezanın miktarı ve niteliği dikkate alınarak şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmamış, sanık …’un üzerine atılı 22.07.2019 tarihli mağdur …’ya yönelik nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi mahkememizce sabit bulunmakla, TCK’nın 61. maddesi gereğince somut olayda suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman dilimi ve yeri, suç işleme hususundaki iradesinin ağırlığı ve saiki göz önünde bulundurularak, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/2 maddesi gereğince takdiren ve alt sınırdan uzaklaşmadan ceza tayin edilmiş, sanığın eylemini silahla gerçekleştirdiği belirlenmekle, TCK’nın 109/3-a maddesi gereğince cezasından bir kat artırım yapılmış, sanığın eylemini cinsel saikle gerçekleştirdiği belirlenmekle, TCK’nın 109/5 maddesi gereğince cezasından yarı oranında artırım yapılmış, sanığın adli sicil kaydına yansıyan geçmişi, yargılama sırasındaki tutum ve davranışları, verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK’nın 62/1 maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılmış, sanığa verilen cezanın miktarı ve niteliği dikkate alınarak şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmamış, sanık …’un üzerine atılı 22.07.2019 tarihli mağdur …’a yönelik Şantaj eylemi mahkememizce sabit bulunmakla, TCK’nın 61. maddesi gereğince somut olayda suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman dilimi ve yeri, suç işleme hususundaki iradesinin ağırlığı ve saiki göz önünde bulundurularak, TCK’nın 107/2 maddesi yollamasıyla eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 107/1 maddesi gereğince takdiren ve alt sınırdan uzaklaşmadan ceza tayin edilmiş, sanığın adli sicil kaydına yansıyan geçmişi, yargılama sırasındaki tutum ve davranışları, verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK’nın 62/1 maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılmış, sanığın eyleminin niteliği, verilen ceza miktarı, dosya kapsamına yansıyan somut maddi zararın bulunmaması, eylem sonrasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat uyandırması, karar vermeye engel adli sicil kaydının bulunmaması dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş.” şeklinde hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden;
Sanık müdafiii tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu da temyiz edilmiş ise de ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları kesin olduğundan bu hususta temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Sanık Müdafiinin Cinsel Saldırı Suçuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümde olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin tutarlı ve detaylı beyanları, şikayetçi beyanlarını destekleyen adli muayene raporu, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi raporu, kriminal rapor, olay yeri inceleme tutanakları, bilirkişi raporu ve sanığın çelişkili savunmaları gözönüne alındığında sanık müdafiinin beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Dosya kapsamı ve ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesinin gerekçesi dikkate alınarak üst sınırdan takdiri indirim maddesi uygulanmaksızın mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

2. 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirdiği nazara alınarak katılan Bakanlık vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (B) ve (C) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2022/704 Esas, 2022/1087 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.03.2023 tarihinde karar verildi.