YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15520
KARAR NO : 2023/1063
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Hükmedilen ceza miktarına göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesi uyarınca reddiyle duruşmasız yapılan değerlendirmede gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.06.2022 tarihli ve 2021/492 Esas, 2022/280 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırıya teşebbüsten mahkumiyetine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 05.10.2022 tarihli ve 2022/1845 Esas, 2022/2014 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tanzim olunan 20.11.2022 tarihli 9-2022/140036 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, özetle kararın temyizen bozulmasına, mahkemece verilen hapis cezasının hukuki anlamda yasal dayanaktan yoksun olduğuna, mahkeme kararının gerekçesinde kanuni olarak delil serbestisi esasına göre değerlendirme yapıldığına, suç unsurlarının oluşup oluşmadığına bakılmadığına, gerekli araştırmalar yapılmadan beyanlar esas alınarak ve çelişkiler göz ardı edilerek suçun nitelik ve vasfının değişeceği göz önüne alınmadan yargılama yapıldığına, suçun işlendiğine dair bir somut delil olmadığına, şikayetçinin de araştırılması gerektiğine, şikayetçinin yaptığı işin tespit edilmesi ve daha önce benzeri şikayetlerde bulunup bulunmadığı herhangi bir sabıka kaydının olup olmadığının araştırılması için talepte bulunduklarına, UYAP sistemi üzerinden şikayetçinin davaları ve soruşturma dosyalarının çıkarılmayıp eksik inceleme yapıldığına, şikayetçinin hakkında çıkan zorla getirilme kararları sonrası 07.06.2022 tarihli celseye katılıp cinsel birliktelik olmadığının kendisi tarafından da beyan edilmiş olduğuna, ifadesinde müvekkili ile rızası ile görüştüğünü, alkol aldığını ve müvekkilini tanıdığını beyan etmiş olduğuna, şikayetçinin müvekkilinin evine gelmek istemesi ve kendi rızası ile gelmesi, evde alkol kullanması ve alkolün etkisi altında olmasının da tamamı ile kendi istek ve rızası kapsamında olduğuna, olayın kurgu olduğuna, müvekkilinin şikayetçiye bir zarar vermesi şiddet uygulaması söz konusu olsa idi ablası kapıya geldiğinde kapıyı açmayacağına, müvekkilinin ablasının gelmesi üzerine kapıyı açmış olduğuna, tıbbi muayene neticesinde var olan izlerin ne zaman gerçekleşmiş olduğu ile ilgili bir ibareye de yer verilmemiş olduğuna, kolluk evraklarından zorlanarak bir saldırı olmadığının sabit olduğuna, şikayetçinin bütün beyanlarının soyut kaldığına, müvekkilinin vücudunda herhangi bir anormallik tespit edilmediğine, şikayetçinin beyanlarına itibar edilemeyeceğine ve çelişkiler olduğuna, dosya kapsamına göre müvekkilinin ablasının eve iki kez gelmiş olduğunu ve kapının ikinci gelişinde açıldığına dolayısıyla teşebbüs aşamasında kalan bir suç olmadığına, cinsel birlikteliğinde oluşmadığına, müvekkilinin karşı tarafın rızası bittiği gibi eyleminden vazgeçtiğine, müvekkilinin beraatine karar verilmesine ve tutuksuz yargılanmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile katılanın arkadaş oldukları, suç tarihinde katılanın sanıkta kalan saatini almak üzere sanığın evine gittiği, birlikte alkol aldıkları daha sonra sanığın katılan ile cinsel ilişkiye girmek istediği, katılanın kabul etmediği ancak sanığın katılana “Seni sinkaf etmeden buradan göndermem” dediği akabinde katılanın vücudunu elleyip elbiselerini çıkarmaya çalıştığı, katılanın direnmesi üzerine sanığın katılanın direncini kırmak için katılanı darp ettiği iddia edilen eylemlerinde, sanığın ablası tanık…’nin kapıya geldiği ve ısrarla kapıyı çalması üzerine sanığın kapıyı açtığı, katılanın üzerini giyinip evden kaçması ile intikal eden olayda sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
2. Katılanın aşamalardaki beyanları, Adli Tıp Kurumu Rapor içeriği, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınıp, sanığın aşamalarda alınan kendisini suçtan kurtarmaya yönelik ve çelişkili savunmalarına itibar edilmediği gerekçesiyle karar verildiği görülmüştür.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiri ile anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Aşağıda açıklanan husus dışında hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Katılanın aşamalardaki ifadeleri, savunma ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eylemini organ sokmak suretiyle gerçekleştireceğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, katılanın aşılabilir mukavemeti dışında eylemini tamamlamasına engel başkaca harici neden olmaksızın kendiliğinden bıraktığı, tanık…’nin kapıyı ısrarlı çalması üzerine kapıyı sanığın açtığı hususu da göz önünü alınarak ve mevcut haliyle eylemin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırıya teşebbüsten mahkumiyet hükmü kurulması karşısında anılan karara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekirken esastan reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuş, iş bu gerekçeyle onama isteyen Tebliğname görüşüne de iştirak olunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 05.10.2022 tarihli ve 2022/1845 Esas, 2022/2014 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.03.2023 tarihinde karar verildi.