Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15425 E. 2023/901 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15425
KARAR NO : 2023/901
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.07.2022 tarihli ve 2022/65 Esas, 2022/230 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin, 03.10.2022 tarihli ve 2022/1502 Esas, 2022/1547 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi; sanık hakkında alt sınırdan ceza tayin edilmesi, zincirleme suça ilişki artırımın alt sınırdan yapılması ve kurum lehine vekalet ücreti tayin edilmemesi hususlarının hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

2. Sanık müdafiin temyiz istemi, mağdurenin aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunması ve duruşmada sanığın cinsel bir eylemine maruz kalmadığını belirtmesi, ziyaretçi annenin aşamalardaki sanığın atılı suçu işlemediğine dair beyanları, hükme esas alınan video kaydında cinsel istismara konu bir fiilin mevcut olmadığı, video üzerinde montaj ve kesinti yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığı, tanık beyanlarının değerlendirilmediği, bu nedenlerle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanık ile mağdurenin annesi olan …’in iki yıllık bir tanışıklıkları olduğu, iş ortağı oldukları, aynı zamanda da aralarında bir gönül ilişkisi bulunduğu, …’in mağdurenin babası ile nüfus kayıtlarına göre mağdure dört yaşındayken boşandıkları, mağdurenin velayetinin annesinde kaldığı, mağdurenin on bir yaşına kadar anneannesi ile yaşadıktan sonra annesi ile yaşamaya başladığı, … ile sanık arasındaki ilişki nedeniyle sanığın, mağdure ile annesinin yaşadığı eve haftada 2-3 kez gelip gittiği ve bazen de bu evde kaldığı, ilk başlarda mağdureye normal bir şekilde davranıp sonradan mağdurenin odasına girmeye başladığı, iki yıllık süreç içerisinde değişik zamanlarda mağdurenin dudağından ve boynundan öpmek, belini, kalçasını ellemek, cinsel organını sıkmak, kendi cinsel organını mağdurenin poposuna dayamak suretiyle üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği ve mağdurenin sanığın eylemlerini arkadaşları olan tanık M.K ile … isimli şahsa göstermek amacıyla görüntülü konuşma gerçekleştirdiği ve arkadaşlarının bu görüntüleri kayda alarak emniyete haber vermeleri ile intikalin gerçekleştiği kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmemiştir

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden

1. Sanığın eylemini, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan şekilde işlediği, mahkemece 5237 sayılı Kanun’un cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında temel cezanın “8 yıl” hapis cezası olarak ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılan artırımın aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde alt sınırdan belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirdiği nazara alınarak katılan Bakanlık vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Mağdurenin Çocuk İzlem Merkezindeki detaylı ifadesi ile telefonundan elde edilen video kaydının çözümlenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi rapor içeriği, mağdure anlatımlarını doğrulayan tanık M.K.’nın beyanı, mağdure ve müşteki anne …’in yargılama aşamasındaki olay ve sanık savunmaları ile uyuşmayan sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilemeyeceği, sanığın aşamalardaki çelişkili savunmaları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararında, hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin, 03.10.2022 tarihli ve 2022/1502 Esas, 2022/1547 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.02.2023 tarihinde karar verildi.