Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15317 E. 2023/537 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15317
KARAR NO : 2023/537
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.2019 tarihli ve 2019/137 Esas, 2019/643 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2019/2480 Esas, 2021/1539 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ve O yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi; Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün sanığın aleyhine bozulması ve sanığın cezalandırılmasına hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece “Olay tarihinde Manisa Çocuk Destek Hizmet Müdürlüğü yurdunda kaldığı anlaşılan mağdurenin sürekli olarak yurttan kaçtığı, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım alışkanlığının bulunduğu hususunun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 17/08/2018 tarihli Manisa Çocuk Destek Merkezi Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu görüşme raporunda mağdurenin ilk cinsel birlikteliğini yaklaşık 1 yıl kadar önce ismini vermek istemediği biriyle yaşadığını bildirdiğinin tutanağa bağlandığı, ifade tarihi dikkate alındığında, mağdurenin ilk kez cinsel birliktelik yaşamış olduğunu belirtmiş olduğu tarihinin 2017 yılını işaret ettiği, ancak somut olayda mağdurenin hazırlıkta vermiş olduğu ifadelerinde ilk kez 2018 yılı Eylül – Ekim aylarında sanık … ile cinsel ilişkiye girmiş olduğunu bildirdiği, aynı mağdurenin kovuşturma aşamasındaki anlatımında ise, bu kez sanık …’la herhangi bir cinsel birliktelik yaşamadığını belirttiği, somut olay kapsamında mağdure hakkında düzenlenen raporda mağdurenin bakire olmayıp eski vajinal yırtıklarının tespit edildiğinin anlaşıldığı, mağdurenin yine benzer davranış ve ifadeleri ile benzer şekildeki soruşturmaların açılmasına sebebiyet verdiğinin belli olduğu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/41523 numaralı soruşturma dosyasında mağdurenin yine bir başkasıyla cinsel ilişkiye girdiği iddiasının bulunduğu, mağdurenin o olayla ilgili alınan ifadesinde, aşırı uyuşturucu madde ve alkol kullanması sebebiyle cinsel ilişkiye girip girmediğini dahi hatırlamadığını bildirdiği, o soruşturma kapsamında düzenlenen 06/05/2016 tarihli raporda, mağdurenin vajinal muayenesinde yırtık bulunmadığının ancak anal bölgedeki bulguların organ veya sair cisim sokma eylemi sebebiyle oluşabileceğinin değerlendirildiği, mağdurenin somut olayla ilgili olarak aşamalardaki tüm beyanlarının çelişkili olduğu, bu beyanların hayatın olağan akışına uygun düşmediği, hazırlık aşamasındaki ifadesinde ilk kez sanık …’la cinsel ilişki yaşadığını bildiren mağdurenin bu anlatımının, mağdurenin dosya kapsamındaki ve diğer soruşturma kapsamındaki ifadeleri ile örtüşmediği, kaldı ki somut olayla ilgili kovuşturma aşamasında ifadesi alınan mağdurenin, bu kez de sanık …’la veya başka biriyle bir cinsel birliktelik yaşamadığını belirttiği, sanığın mağdureyle cinsel ilişkiye girdiği yönündeki iddiaları kabul etmediği, sanığın bu yöndeki savunmalarının çelişkisiz ve istikrarlı olduğu, bu bakımdan sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlemiş olduğu yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, olay tarihinde 15 yaşından küçük mağdureyi alıkoyduğu iddiası bakımından da, sanık ve mağdurenin tanışma şekli ve süresi ile mağdure hakkındaki kemik yaşı raporu birlikte nazara alındığında, sanığın, mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu ve mağdurenin yurttan kaçtığını bilerek onunla tanışıp, arkadaşlık kurduğuna dair yeterli delilin de dosya kapsamında mevcut olmadığı, mağdureyle kısa süreli arkadaşlığı olan ve mağdureye yönelik herhangi bir cinsel davranışta bulunduğu sabit olmayan sanığın bu hususta, mağdurenin yaşını 15 yaşından küçük olduğunu bilmediğine yönelik savunmasının aksini ispata yarar her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı” gerekçeleri ile sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmemiştir.

IV. GEREKÇE
Mağdurenin somut olayla ilgili olarak aşamalardaki tüm beyanlarının çelişkili olduğu, bu beyanların hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanığın mağdureyle cinsel ilişkiye girdiği yönündeki iddiaları kabul etmediği, sanığın bu yöndeki savunmalarının çelişkisiz ve istikrarlı olduğu, bu bakımdan sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlemiş olduğu yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delilin bulunmadığı anlaşılmakla; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olduğu, şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle verilen beraat hükmünün doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan Bakanlık vekilinin eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, mağdurenin aşamalardaki ayrıntılı ve samimi beyanları, sanığa iftira atmasını gerektiren herhangi bir husumetin olmaması, sanığın kısmi ikrar içeren savunmaları, aldırılan doktor raporları nedeniyle delillerle sabit olan ve yasal unsurları oluşan müsnet suçtan dolayı sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken isabetsiz karar verildiği şeklindeki temyiz sebepleri yerinde görülmeyip hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2019/2480 Esas, 2021/1539 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.02.2023 tarihinde karar verildi.