Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15232 E. 2023/2219 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15232
KARAR NO : 2023/2219
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.04.2019 tarihli ve 2019/54 Esas, 2019/132 karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/1374 Esas, 2019/155 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2020 tarihli ve 2019/338 Esas, 2020/45 karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiştir.

4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 23.06.2020 tarihli ve 2020/641 Esas, 2020/660 Karar sayılı kararı ile çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet kararına yönelik yapılan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet kararına yönelik incelemede sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince bu suçtan verilen mahkûmiyet hükmünün kaldırılarak sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraatine ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.

5. Dairemizin 07.04.2022 tarihli ve 2021/16203 Esas, 2022/3321 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün onanmasına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün ise suçun unsurlarının oluştuğu, buna göre de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyete ilişkin bölümün çıkartılıp sanığın beraatine dair bölümün eklenmesi suretiyle düzeltilerek esastan reddine karar verilmiş olması nedeni ile bozulmasına karar vermiştir.

6. Bozma ilamı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1546 Esas, 2022/1502 Karar sayılı kararı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun maddi ve manevi unsurlarının bu dosya bakımından oluşmadığını, mağdurenin açık beyanından da görüleceği üzere kendi rızası ile sanığın yanına gittiğini ve kendi rızası ile sanığın yanında kaldığını, dosya kapsamında mağdurenin çelişkili beyanlarının mevcut olduğunu, şayet bir şüphe ile çelişki mevcut ise bu hususun sanık lehine yorumlanması gerektiğini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçtan üst sınırdan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin uygulanmaksızın cezalandırılmasını ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiklerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
Bozma ilamı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; “Sanığın, mağdurun, katılanların aşama beyanları, mağdur adına alınan 28/11/2018 ve 27/12/2018 tarihli raporlar, kolluk tarafından tanzim olunan tutanaklar, ilk derece mahkemesince duruşmada tespit olunan hususlar, sanığın cep telefonunun incelenmesine ilişkin imaj inceleme tutanağı, adli sicil ve nüfus kaydı ile tüm dosya kapsamı ve Dairemizce yapılan yargılamaya göre; sanığın olay gününde 15 yaşından küçük olduğunu bildiği anlaşılan mağduru bir eve götürdükten sonra bu evde mağdur ile cinsel ilişkiye girdikleri, sanığın mevcut olay nedeni ile çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, olay gününde 15 yaşından küçük olup kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanmaya ehil olmayan mağdurun rızasının hukuken geçerli olmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurlarının oluştuğu, sanığın her ne kadar aşamalarda mağdurun yaşına itiraz mahiyetinde savunmalarda bulunduğu görülmüş ise de; sanık ile mağdurun tanışma süreleri, sanığın bir başka şahıs ile cep telefonunda tespit edilen mesaj içeriklerinden mağdurun yaşını bildiğine dair yazışmalarının bulunması, bu hususta mağdurun beyanları, ilk derece mahkemesince 23/01/2020 tarihli duruşmada hastane doğumlu olan mağdurun fiziksel görünümüne ilişkin yapılan gözlem, olay tarihi itibari ile mağdur ile okuldan önce buluştuğu ve ortaokul öğrencisi olduğunu bildiği mağdurun okuduğu okul itibari ile 15 yaşını doldurmadığını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın inkara yönelen kaçamaklı savunmaları ve TCK’nın 30. maddesi kapsamında mağdurun yaşına ilişkin hata hükümlerinden yararlanma talebine yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiş olup, olay tarihinde 15 yaşından küçük olması nedeniyle rızası hukuken geçerli olmayan mağdur çocuk … … *******’ı cinsel amaçlı olarak hürriyetinden alıkoyan sanığın aşağıda yazılı şekilde mahkumiyeti cihetine gidilmiştir.” gerekçeleriyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Vekalet Ücretine Yönelik Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu Kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İtirazları ile Katılan Bakanlık Vekilinin Vekalet Ücreti Dışındaki Diğer Temyiz İtirazlarının İncelenmesinde
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin ve katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1546 Esas, 2022/1502 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.04.2023 tarihinde karar verildi.