YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15230
KARAR NO : 2023/4369
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
İtirazname No : KD – 2020/99220
İTİRAZ EDİLEN KARAR : Yargıtay 9. Ceza Dairesinin
SUÇLAR : Cinsel taciz, hakaret
İNCELEME KONUSU KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
KANUN YARARINA
BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İtirazın kabulü ile ilgili kararın kanun yararına bozulması
Sesli veya görüntülü bir ileti ile hakaret ve cinsel taciz suçlarından şüpheli yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26.08.2019 tarihli ve 2018/221783 soruşturma, 2019/83657 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/8019 Değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.10.2020 gün ve 94660652-105-34-11414-2020 sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakıyla birlikte tevdi kılınan dosya hakkında verilen Dairemizin 14/09/2022 tarihli ve 2021/17717 Esas, 2022/7805 Karar sayılı kararı ile vaki talebin reddine ilişkin ilamına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2022 günlü, KD-2020/99220 sayılı itiraznamesi ile 5271 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle tetkik edildi, gereği görüşüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.11.2022 günlü, KD-2020/99220 sayılı kanun yararına bozma istemli itirazının;
“Somut olayda; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/08/2019 tarihli ve 2018/221783 soruşturma, 2019/83657 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda: “Şikayete konu twitter, watsapp, instagram, facebook, skype gibi sosyal paylaşım ve iletişim siteleri üzerinden yapılan benzer şikayete ilişkin evrakların İl Emniyet Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiğinde söz konusu internet sitelerinin server hizmeti sunan şirketlerinin ana merkezinin Amerika ülkesi olduğunun belirtildiği, iletinin gerçekleştirildiği sitenin Türkiye temsilciliğinin bulunmadığı, bu nedenle sitenin yurt dışı bağlantılı olması nedeni ile Ip adres tespit çalışmasının yapılamadığı; gelişen teknoloji ile birlikte ülkemiz de de bu tür vakaların ve soruşturma evraklarının hızla artması, şüpheli şahısların tespitine ve delillerin ikamesine yönelik yapılan yazışmalar da sorunların yaşanması sonrası Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 10/07/2013 tarihli yazısında belirtildiği üzere; facebook, watsapp, instagram, youtube, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin Türkiye temsilciliğinin bulunmaması nedeni ile profil sayfasına erişim sağlayan IP numaralarının tespitine yönelik herhangi bir işlemin yapılamadığının, adı geçen sosyal paylaşım sitelerinin hizmet sunumunu yapan şirketlerin yurtdışında faaliyet gösterdiği, özellikle ABD ülkesinde bulunmaları nedeni ile bu ülkenin ceza mevzuatında hakaret-sövme-iftira suçlarına ilişkin ceza istinabe niteliğindeki taleplerimizin ABD ilgili adli makamları tarafından “suç oluşturduğu belirtilen eylemlerin ABD Anayasası tarafından korunan ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğu, bu tür eylemlerin ABD yasaları gereği ceza davasına değil ancak şartlarının oluşması halinde tazminata konu edilebileceği, Anayasal hüküm niteliğindeki bu kuralın herhangi bir istisnasının bulunmadığı” belirtilmek sureti ile iki ülke arasındaki ikili antlaşmanın 22.maddesi gereğince adli yardım taleplerinin red edilmekte olduğu, dolayısı ile suça konu fiillere ilişkin delil toplanmasının mümkün olmadığı; şikayet içeriği, olayın gerçekleşme şekli, toplanan deliller, yukarıda belirtilen nedenler ile açık kimliği saptanamayan fail yada faillerin müştekiye yönelik hakaret ve cinsel taciz suçunu gerçekleştirdiklerine ilişkin soruşturma yapılmış ise de kovuşturma yapılmasını sağlayacak imkan bulunmadığından olay failinin açık kimlik ve adresinin saptanması olanağının bulunmaması nedenleri ile kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. 30/01/2019 tarihli şüphelinin tespitine yönelik kolluk birimlerine yazılan müzekkere sonucu dahi beklenmemiştir. Ceza Muhakemesi Kanun’un 172 inci maddesinin birinci fıkrasındaki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği hususları değerlendirildiğinde, Yüksek Dairece kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, “Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediği” şeklinde talebin reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı görülerek, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. ” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Tüm dosya içeriği nazara alındığında, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/8019 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun bulunduğundan kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görülmemiştir.
III. KARAR
Dairemizin 14/09/2022 tarihli ve 2021/17717 Esas, 2022/7805 Karar sayılı ilamı usul ve kanuna uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden oy birliğiyle REDDİNE,
5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca itirazın Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,15.06.2023 tarihinde karar verildi.