Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15066 E. 2023/390 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15066
KARAR NO : 2023/390
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2019/445 Esas, 2019/540 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci,ikinci,üçüncü fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2019/445 Esas, 2019/540 Karar sayılı kararının sanık müdafii, katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/13850 Esas, 2022/2466 Karar sayılı kararı ile “Mağdurenin soyut ifadesi, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın olay günü mağdureye yönelik temas içerikli eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.09.2022 tarihli ve 2022/529 Esas, 2022/564 karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan , 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.11.2022 tarihli ve 2022/139455 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılanlar vekilinin temyiz isteği, mağdurenin ayrıntılarıyla olaya ilişkin beyanda bulunması, sanığın olay günü çocuk ile fazlaca ilgilenmesi ve istismarda bulunması, akşamında mağdure çocuk ile telefonda konuşup okula tekrar gelmesi için çağırması ve tüm dosya kapsamına göre sanığın suçu işlediğinin sabit olduğuna vesaire ilişkindir.

2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği, sanığın suçu işlediğine vesaire ilişkindir.

3. O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği, mağdure çocuğun anlatımlarının istikrarlı, hayatın olağan akışına uygun olduğu, cinsel suçlarda sanığın kastının belirlenmesinde suçun ihbar şekli, mağdure ve sanık arasındaki ihtilaf, mağdure çocuğun anlatımlarının temel ölçüt olduğu, mevcut delil ve dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğuna vesaireye ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece, “Tüm dosya kapsamı usul ve yasaya uygun Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2021/13850 E. 2022/2466 K. Sayılı bozma ilamı kapsamınca birlikte ele alındığında, sanığın olay günü okul müdür yardımcısının odasına gideceği esnada mağdur çocuğun da sanıkla birlikte gitmek istediği ve katılan annenin buna izin vermesi üzerine sanık ve mağdurun birlikte müdür yardımcısının odasına gittikleri ancak müdür yardımcısını odasında bulamamaları nedeniyle geri döndükleri esnada okulda görevli öğretmenlerin fotoğraflarının asılı olduğu panonun önüne geldikleri ve sanığın mağduru bacaklarından tutup kaldırarak panoyu gösterdiği sırada mağdur çocuğun cinsel bölgesine baskı yaptığı iddiasına yönelik mağdur çocuğun soyut ifadesi haricinde bir delil bulunmadığı, sağlık kurulu raporunda mağdurenin psikiyatrik muayenesi sonucunda her hangi bir ruhsal bozukluk bulunmadığına dair sağlık raporu da dikkate alınarak sanığın mağdur çocuğa yönelik bu temas içerikli eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın savunmalarında atılı suçlamayı reddettiği dikkate alınarak; maddi gerçeğe ulaşılması için kabul edilen “delilden sanığa” şeklinde gerçekleşen evrensel ceza yargılaması ilkesi uyarınca, sanığın atılı suçu işlemediğine yönelik delil ikame etme yasal yükümlülüğü altında bulunmadığının kabulü ile sanık savunmasına itibar etmek gerekmiş yine aynı yönde ceza yargılaması hukukunda geçerli olmakla birlikte mevzuatımızda yazılı olarak hükme bağlanmamış bir ispat kuralı olan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi yani fiilin sanık tarafından işlendiğinin veya işlenmediğinin sabit olduğu sonucuna varılmaması durumunda sanığın mahkûm edilemeyeceği, benzer bir ifadeyle Anayasanın 38/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2.maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi ve tüm dosya kapsamı itibariyle atılı suçu işlemediğine dair savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve somut bir delil elde edilemeyen sanığın sübut bulmayan atılı suçtan 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılanlar vekilinin, katılan Bakanlık vekilinin ve O yer Cumhuriyet savcısının, sanık hakkında mahkumiyet hükmünün uygulanması vesaire yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde; sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda ilk derece mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Onama sebebine uygun olarak Tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün 1 inci bendinde açıklanan nedenlerle Ankara 8.Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.09.2022 tarihli ve 2022/529 Esas, 2022/564 Karar sayılı kararında katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve o yer Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.01.2023 tarihinde karar verildi.

Korkarer (Karşı oy)

KARŞI OY

Mağdurenin annesi katılan … ile aynı okulda öğretmen olan sanığın olay günü mağdure ile ilgilendiği, okul koridorunda öğretmenlerin fotoğraflarının bulunduğu panoyu gören mağdurenin sanığın fotoğrafını göstererek “bu sensin” dediği ve mağdurenin istememesine rağmen sanığın mağdureyi kucağına alarak panodaki fotoğrafları gösterdiği, sanığın mağdureyi kaldırdığı sırada sağ elini mağdurenin poposunundan kavradığı, sol eli ile de mağdurenin cinsel organına bastırdığı, mağdurenin tamam demesine rağmen bu şekilde bir kaç defa kaldırdığı, mağdurenin cinsel organının acıdığı, sanığa kendisini bırakmasını söylediği, daha sonra mağdurenin annesinin yanına gittiği ve olayı aynı gün annesi katılana anlattığı,

Sanığın “mağdureyi fotoğraflara baktırmak için kaldırdığı, çocuğun kilolu olması nedeniyle elinden kaydığı için bacak arasından tutup tekrar kaldırdığı ve bu sırada çocuğun “Aaa” dediği” yönündeki savunması nazara alındığında mağdurenin beyanını soyut olarak nitelendirilemeyeceği, anlatımının oluşa ve sanığın tevilli ikrar içeren savunmasına uygun ve tutarlı olduğu, …’deki ifade sırasında hazır bulunan psikoloğun gözlemine göre de mağdurenin anlatımının güvenilir olduğu,

Mağdurenin istememesine rağmen sanığın onu ısrarla birkaç defa kaldırmasının ve bu sırada mağdurenin canı yanacak şekilde cinsel organına eliyle bastırmasının olağan bir durum olmayıp cinsel amaç içerdiği,

Bu suretle sanığa müsnet çocuğun cinsel istismarı suçunun sabit olduğu, sanığın beraatine dair hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.