Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/15024 E. 2023/2979 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15024
KARAR NO : 2023/2979
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/983 E. 2022/891 K.
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, şantaj
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî düzeltilerek onama

Şantaj suçundan kurulan hükümler yönünden; İlk Derece Mahkemesince sanıklara şantaj suçundan hükmolunan cezaların tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

Diğer suçlardan kurulan hükümler yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Batman 3 üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 2022/12 Esas, 2022/226 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma ve şantaj suçlarından sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının a, c ve d bentleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin 6 ve 7 inci fıkraları, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası ile 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 39 uncu maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesinini altıncı ve yedinci fıkralı ile 63 üncü maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezası ile 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 53 üncü maddesi, 53 maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası ile 107 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve 20.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üçüncü maddesi, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası ile 102 inci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 53 üçüncü maddesi, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 18 yıl hapis cezası ile 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 53 üçüncü maddesi, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 9 yıl hapis cezası ve 107 inci maddesinin birinci fıkrası 52 inci maddesinin ikinci dördüncü fıkraları, 53 üçüncü maddesi, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 63 üçüncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve 20.000 tl adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.09.2022 tarihli ve 2022/983 Esas, 2022/891 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Şikayetçinin şikayetten vazgeçme dilekçesindeki beyanlarının hükme esas alınmasına, şikayetçinin adli muayenesinde livata bulgularına rastlanmadığına, yağma suçundan değer azlığına ilişkin kanun hükmünün uygulanmasına, şantaj ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından eksik inceleme ile hükümler kurulduğuna ve takdiri indirim hükmünün uygulanması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Takdiri indirim hükümlerinin uygulanmamasının kanuna aykırı olduğuna, şikayetçinin çelişkili beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının bozma sebebi olduğuna, aldırılan raporlarda şikayetçinin istismara uğradığına dair delil bulunmadığına, dosyada her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığına, şantaj suçuna ilişkin somut delilin dosyada mevcut olmadığına ve dilekçesinde belirttiği diğer sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesi kabulünde; “Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sanıklar … *** ve … ***’nin mağdur … ***’e karşı yol kesmek suretiyle, birden fazla kişi ile birlikte, silahla yağma, nitelikli cinsel saldırı, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj suçlarını işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasında;
Mağdur … ***’in 17.10.2021 günü eski kız arkadaşının nişanlanacağını öğrenmesi üzerine kız arkadaşının nişanlanıp nişanlanmadığını öğrenmek için kız arkadaşının TPAO Bulvarındaki evinin karşısında kız arkadaşının evini izlemeye başladığı, sanık … ***’nin yüz metre kadar ileriden mağduru yanına çağırdığı, mağdurun sanık …’in yanına gittiğinde sanık …’in mağdura ne yaptığını sorduğu, mağdurun derdini anlatabileceğini beyan etmesi üzerine sanık …’in mağduru evine davet ettiği, mağdurun sanık …’le birlikte sanık …’in evine girdiği, o esnada evdeki 7-8 yaşlarındaki çocuğun evden çıktığı, mağdurun sanık …’e kız arkadaşıyla olan sıkıntılarını anlattığı, o esnada eve sanık … ***’in girdiği, mağdurun sanık …’a da aynı sıkıntıları anlattığı, o esnada sanık …’in “bakayım saatine güzel mi” diyerek mağdurun kolundaki Polo marka, metal kordonlu saati istediği, mağdurun geri almak kaydıyla saati sanık …’e verdiği, sanık …’ın o esnada kova şeklinde tabir edilen düzenek ile esrar maddesi hazırladığı, sanık …’in saati geri vermeyeceğini söylemesi üzerine mağdurun elindeki telefonla sanıkların videosunu çektiği, sanık …’ın bu durumu fark ederek mağdurun telefonunu istediği, mağdurun ise babasıyla konuşur gibi yaparak kapıya yöneldiği ve kapıdan çıkarak oradan uzaklaşmaya çalıştığı, sanık …’ın mağdurun arkasından koşarak geldiği ve sanık …’ın elinde açılır kapanır siyah bir bıçak olduğu, sanık …’ın bir eliyle mağdurun kolundan tuttuğu, mağdurun korktuğu için sanık …’ın dediklerini yaptığı, o esnada mağdurun inşaatta çalışanlara bağırarak yardım etmelerini istediği, şahısların “ne oluyor” demeleri üzerine sanık …’ın “siz beni tanımıyor musunuz, videomu çekmiş, biraz dövüp bırakacam” dediği ve sanık …’ın mağdurun bıçağı alt taraftan vücuduna dayadığı, sanıkların mağduru zorla eve soktukları, kapıyı içeriden kilitleyerek perdeleri kapattıkları, sanıkların her ikisinin de mağdurun yüzüne tokat attıkları ve birkaç defa sırtına vurdukları, …’ın “seni akşama kadar bırakmayacağız” dediği ve çift sim kartlı cep telefonunu ve cebindeki 120 TL ile kredi kartlarını mağdurun elinden zorla aldığı, telefondan kartları çıkararak küçük bir poşete sardığı ve cebine koyduğu, sanık …’ın sanık …’e “ben bunu sikecem, sen de yapacan mı” dediği, sanık …’in “ben gidiyorum, sen işini yap” diyerek kapıda bulunan motosikletle evden ayrıldığı, sanık …’ın mağdura “seni sikecem, pantolonu çıkar eşek duruşu dur” dediği, mağdurun karşı koymaya çalıştığı ancak elindeki bıçağı göstererek “kimse yok burda, sokar öldürürüm seni kimse görmez” şeklinde tehditte bulunması üzerine ses çıkaramayarak pantolonunu çıkardığı ve öne doğru eğildiği, sanık …’ın mağdurun arkasından gelerek cinsel organını mağdurun makatına soktuğu, 3-4 defa gidip geldiği, mağdurun sanığı iteklemesi üzerine makatından çıktığı, daha sonra sanık …’ın mağdurdan üzerini giyinmesini istediği, olaydan 5 dakika sonra sanık …’in geldiği, sanık …’in sanık …’a “yaptın mı” diye sorması üzerine …’ın yaptığını söylediği, sanık …’ın sanık …’ten çocuk getirmesini istediği, bunun üzerine …’in 2-3 dakika sonra dosyamız tanığı … ***’yi getirdiği, sanık …’in mağdura yan odaya geçerek pantolonunu çıkarmasını ve soyunmasını söylediği ve tanık …’ın da pantolonunu indirdiği, tanık …’ın ağlayarak mağdurun yanına gelmek istemediği ancak sanık …’in çocuğu mağdurun önüne getirdiği, bu esnada sanık …’ın telefonla mağdurun videosunu çektiği ve mağdura arkasını dönmemesini söylediği, sanıkların daha sonra çocuğu alarak mağdura üzerini giyinmesini söyledikleri ve her iki sanığın da “eğer seni siktiğimi polise anlatırsan bu çocuklu videoyu polise veririz, benim çocuğuma tecavüz etmiş diye şikayet ederiz, cezaevinden çıkamazsın, hayatın biter” dedikleri ve çocuğu gönderdikleri, sanık …’ın “sim kartları kırıp atacağız, polise gidersen elimizde videon var, babana telefonu kayıp ettiğini söyle” dediği, mağdurun da korkarak sim kartları kendi eliyle kırdığı ve sanık …’a verdiği, sanık …’ın mağdurun verdiği kartları pencereden evin arkasına doğru attığı ve mağdurdan aldığı kredi kartlarını ve 20 TL parayı vererek “bu sana yeter eve kadar, bana diğer maaşını alınca 5.000 TL para getireceksin yoksa çektiğim videoyu paylaşırım” dediği ve mağduru bıraktıkları, mağdurun olay yerine yakın iş yerine giderek babasını aradığı ve emniyete giderek şikayetçi olduğu maddi vakıa olarak kabul edilen olayda;
Dosya içerisinde yer alan 17.10.2021 tarihli tutanağa göre; mağdurun ilk şikayeti üzerine kolluk ekiplerince mağdur ile birlikte olay yerine intikal edildiğinde; mağdurun olayın gerçekleştiği adresin önünde bekleyen sanık … ***’yi teşhis etmesi üzerine sanık … ***’nin yakalandığı ve sanık …’in mağdura ait Royal Polo de Barcelona ibareli, siyah kordonlu saati rızaen kolluk ekiplerine teslim ettiği, olay yeri inceleme ekiplerince olayın gerçekleştiği ikamet içerisinde ve çevresinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 17.10.2021 tarihli olay yeri inceleme tutanağına göre; mutfak penceresi hizası arka taraftaki inşaat halindeki binanın bahçesinde, pencerenin alt duvarı hizasına 110 cm uzaklıkta “1913120” ibaresi bulunan sim kart parçasının bulunduğunun tespit edildiği,
Batman İluh Devlet Hastanesi’ tarafından mağdurun genel muayenesi neticesinde tanzim edilen 17.10.2021 tarihli genel adli muayene raporuna göre; mağdurun sol çenesinde hassasiyet ağrı tespit edildiği, mağdurun iç beden muayenesinin yapılmasına istinaden Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce tanzim edilen 17.10.2021 tarihli adli rapora göre; mağdurun yapılan muayenesinde anal hipereminin mevcut olduğu, fissür tarzında akut yaralanma bulgularının saptanmadığı, tuşede gaita bulaşının mevcut olduğunun bildirildiğinin anlaşıldığı,
Dosya içerisinde mevcut 17.10.2021 tarihli Adli Kolluk Cumhuriyet Savcısı Görüşme Tutanağı’na göre; olay günü Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kolluk ekiplerine mağdurun iç beden muayenesinin yapılıp muayene esnasında sürüntü örneklerinin alınmasına yönelik talimat verildiğinin anlaşılmasına karşın mağdurun iç beden muayenesi sırasında sürüntü örneklerinin alınmadığının anlaşıldığı buna ilişkin soruşturma aşamasında dinlenen mağdurun iç beden muayenesini yapan Dr. ….. ***’in tanık sıfatıyla alınan 25.10.2021 tarihli ifadesinde özetle; “olay günü acilde görev yapan uzman doktorun kendisini arayarak cinsel saldırı şikayetiyle gelen 18 yaşından büyük bir şahsın cinsel muayenesini yapması gerektiğini söylediğini, kendisinin bu tür vakalara Adli Tıp Polikliniğinde bakılması gerektiğini söylemesi üzerine acil hekiminin Adli Tıp Uzmanı Dr. Serap *** ile görüştüğünde 18 yaşından büyük erkek şahısların cinsel muayenelerinin genel cerrahi uzmanlarınca yapılması gerektiğini söylediğini ifade ettiğini, bunun üzerine mağdurun iç beden muayenesini yaptığını, anal kanal etrafında hiperemi yani kızarıklık olduğunu gördüğünü, akut yaralanmayı tarifleyecek fissür yahut başka bir patoloji görmediğini, raporu düzenledikten sonra… ***’ı aradığında kendisine geçici hekim raporu düzenleyip vermesini, daha sonra detaylı muayene ve sürüntü örnekleri için mağdurun kendisine gönderilebileceğini söylediğini, dört buçuk yıldır aynı hastanede görev yapmasına rağmen ilk kez cinsel muayene yaptığını ve sperm sürüntüsü alması gerektiğini bilmediğini, bu sebeple mağdurdan sürüntü örneği almadığını” beyan ettiğinin anlaşıldığı,
Dosya içerisinde yer alan olay günü mağdurun üzerinde ve kullanımında bulunan 0538 *** ve 0535 *** numaralı gsm hatlarının içerisinde bulunduğu 867 *** ımeı numaralı cep telefonunun sinyal bilgilerine ilişkin BTK’ya yazılan müzekkere cevabi yazısına göre; en son 17.10.2021 günü saat 11.25’te sinyal alındığının tespit edildiği,
Mağdur beyanından olay günü sanıklar tarafından mağdurun yanına getirilerek olaya tanık olduğu anlaşılan sanık … ***’nin 2014 doğumlu oğlu … ***’nin 25.10.2021 tarihinde sosyal çalışmacı huzurunda AGO’da alınan ifadesinde özetle; “anne ve babasının ayrı olduğunu, babası ile birlikte dedesinin evinde kaldıklarını, bir gün eve babası ve arkadaşı …’ın yanlarında bir adamla birlikte eve geldiklerini, …’ın adamı dövdüğünü ve kafasına vurduğunu, pipisine ve hayasına da vurduğunu, babasının adamı dövmediğini, …’ın adamın pantolonunu ve külodunu indirdiğini, adamın çiş yaptığı yeri gördüğünü, daha sonra kendisinin de pantolonunu indirdiğini ve kendilerini videoya çektiğini, kendisinin ağlamaya başladığını, daha sonra babasının …’a kızarak onu dövdüğünü, …’ın gittiğini, babasının adama gitmesini söylediğini, adamın da koşarak evden çıktığını, daha sonra polislerin gelerek babasını götürdüklerini” beyan ettiği, mahkememiz celsesinde tanık sıfatıyla pedagog eşliğinde ifadesi alınan tanığın kovuşturma aşamasında beyanlarından dönerek “eve tanımadığı bir adamın babası ile birlikte geldiğini, babasının perdeyi adamın üzerine bıraktığını, kendisinin bakmadığını, sonrasında adamın polise giderek şikayetçi olduğunu, …’ın da babasının da adama birşey yapmadığını, kimseyi kavga ederken görmediğini, bu kişinin çiş yaptığı yerini görmediğini, elbiselerini çıkarmadığını, bu adamın ne yaptığını bilmediğini,” beyan ettiğinin anlaşıldığı, dosya içerisinde yer alan 26.10.2021 tarihli adli görüşme değerlendirme raporu ve mahkememiz celsesinde hazır bulunan Sosyal Çalışmacı gözleminde: “tanığın ön görüşmede iletişime kapalı olduğu, çok farklı yöntemler denenmesine rağmen tanığın hiçbir şey anlatmadığı, sorulan sorulara kısa kısa cevaplar verdiği, olay ile ilgili isim, zaman ve sıra kavramlarına bağlı kalarak sorulan sorulara detaylı cevaplar veremediği, çocuğun yaşı, gelişimsel düzeyi, içinde bulunduğu aile yapısının özelliklerine paralel olarak iletişim kabiliyeti ve psikososyal gelişimin istenilen düzeyde gelişmediğini, çocuğun babasının bırakılmasına odaklanmış olduğu, bu yaştaki çocukların yaş dönemi itibariyle dış çevre etkisine açık olabileceği ve yönlendirilebileceğinin değerlendirildiğini, ancak bu olayda böyle bir husus olup olmadığını net şekilde beyan edilmesinin mümkün olmadığının” bildirildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tanığın olayın sıcağı sıcağına henüz dışarıdan müdahaleye fırsat kalmadan soruşturma aşamasında 25.10.2021 tarihinde alınan ifadesinde; mağdurun soruşturma aşamasındaki ifadesi ile birebir örtüşecek şekilde beyanda bulunduğu, iletişim kabiliyetinin ve psikososyal gelişiminin istenilen düzeyde gelişmediği tespit edilen ve olay ile ilgili isim, zaman ve sıra kavramlarına bağlı kalarak sorulan sorulara detaylı cevaplar vermediği anlaşılan tanığın bu haliyle gerçekleşmemiş, uydurma bir kurgu anlatabilmesinin mümkün olmadığı ve babasının tahliye edilmesine odaklanmış olan tanığın baskı ve müdahaleye maruz kalarak beyanlarından dönmüş olabileceği kanaatine varılarak mağdurun soruşturma aşamasındaki beyanı ile birebir örtüşen tanığın soruşturma beyanlarının dosya kapsamındaki delillerle de uyumlu olduğu gözetilerek hükme esas alındığı,
Sanıkların aşamalardaki ifadelerinde özetle üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerinin anlaşıldığı,
Her ne kadar mağdurun aşamalarda soruşturma aşamasındaki beyanlarından kısmen dönerek farklı beyanlarda bulunduğu anlaşılmış ise de; mağdurun 17.10.2021 tarihli kolluk ifadesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu ve tutarlı olduğu anlaşılmış olup mağdurun kolluk ifadesinin hükme esas alındığı,
Dosya kapsamındaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde;

1) BİRDEN FAZLA KİŞİ İLE BİRLİKTE SİLAHLA KONUTTA YAĞMA SUÇU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRME
Dosya içerisinde yer alan 17.10.2021 tarihli mağdurun genel muayenesi sonucu tanzim edilen ve mağdurun sol çenesinde hassaiyet olduğunu belirtir genel adli muayene raporu, mağdurun aşamalardaki beyanları, sanık savunmaları, tanık … ***’nin soruşturma aşamasındaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde; mağdurun kız arkadaşının nişanlanıp nişanlanmadığını kontrol etmek için kız arkadaşının evinin bulunduğu evin yakınında bulunan sanık … ***’nin evinin yakınında beklerken sanık … *** ile karşılaşıp öncelikle derdini anlatmak için sanık … *** ile birlikte sanığın evine girdiği ve o esnada sanık … ***’in de eve girdiği, mağdurun sanık …’a da aynı sıkıntıları anlattığı, o esnada sanık …’in “bakayım saatine güzel mi” diyerek mağdurun kolundaki Polo marka, metal kordonlu saati istediği, mağdurun geri almak kaydıyla saati sanık …’e verdiği, sanık …’ın o esnada kova şeklinde tabir edilen düzenek ile esrar maddesi hazırladığı, sanık …’in saati geri vermeyeceğini söylemesi üzerine mağdurun elindeki telefonla sanıkların videosunu çektiği, sanık …’ın bu durumu fark ederek mağdurun telefonunu istediği, mağdurun ise babasıyla konuşur gibi yaparak kapıya yöneldiği ve kapıdan çıkarak oradan uzaklaşmaya çalıştığı, sanık …’ın mağdurun arkasından koşarak geldiği ve sanık …’ın elinde açılır kapanır siyah bir bıçak olduğu, sanık …’ın bir eliyle mağdurun kolundan tuttuğu, mağdurun korktuğu için sanık …’ın dediklerini yaptığı, o esnada mağdurun inşaatta çalışanlara bağırarak yardım etmelerini istediği, şahısların “ne oluyor” demeleri üzerine sanık …’ın “siz beni tanımıyor musunuz, videomu çekmiş, biraz dövüp bırakacam” dediği ve sanık …’ın mağdurun bıçağı alt taraftan vücuduna dayadığı, sanıkların mağduru zorla eve soktukları, kapıyı içeriden kilitleyerek perdeleri kapattıkları, sanıkların her ikisinin de mağdurun yüzüne tokat attıkları ve birkaç defa sırtına vurdukları, …’ın “seni akşama kadar bırakmayacağız” dediği ve çift sim kartlı cep telefonunu ve cebindeki 120 TL ile kredi kartlarını mağdurun elinden zorla aldığı, telefondan kartları çıkararak küçük bir poşete sardığı ve cebine koyduğunun anlaşıldığı, mağdurun sol çenesinde hassasiyet olduğunu belirtir genel adli muayene raporu ve tanık … ***’nin soruşturma aşamasındaki ifadesinde; “olay günü babasının arkadaşı olan … ***’in yanlarında gelen adamı dövdüğünü” beyan etmesi, dosya içerisinde yer alan 17.10.2021 tarihli olay yeri inceleme raporunda belirtilen olay yerinde mutfak penceresi hizası arka taraftaki inşaat halindeki binanın bahçesinde, pencerenin alt duvarı hizasına 110 cm uzaklıkta “191***” ibaresi bulunan sim kart parçasının bulunduğunun tespit edildiği, dosya içerisinde yer alan mağdurun cep telefonundan en son ne zaman sinyal alındığına ilişkin BTK’ya yazılan müzekkere cevabına göre; olay günü en son 17.10.2021 günü saat 11.25’te sinyal alındığının bildirildiği ve sanık … ***’nin olay günü yakalanması sonrasında mağdura ait Royal Polo de Barcelona ibareli, siyah kordonlu saati rızaen kolluk ekiplerine teslim etmesi hususlarının mağdurun beyanları doğrular nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık … *** ve sanık … ***’in fikir ve eylem birliği içerisinde sanık … ***’nin evinde mağdura ait kol saatini, cep telefonu ve sim kartlarını, 120 TL parasını, kredi kartlarını bıçak kullanmak suretiyle mağdurdan zorla aldıkları böylelikle; sanıkların 5237 sayılı TCK.nun 149/1-a,c,d maddesi gereğince “birden fazla kişi tarafından birlikte silâhla konutta yağma” suçunu işledikleri vicdani kanaatine varılmıştır.

CEZALARIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ
Sanıkların üzerine atılı ve sübut bulan mağdura yönelik “Birden fazla kişi tarafından birlikte silâhla konutta yağma” suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK.nun 149/1-a,c,d maddesi gereğince TCK.nun 61 maddesindeki suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin amacı göz önüne alınarak sanıkların ayrı ayrı takdiren ve teşdiden 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, mağdurun zararının soruşturma aşamasında giderildiği anlaşıldığından sanıklara verilen cezanın TCK.nun 168/3 maddesi gereğince takdiren 1/2 oranında indirilerek sanıkların ayrı ayrı 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanıkların adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduklarına dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanıklar hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden haklarında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanıklar hakkında şartları oluşmadığından tayin olunan cezalarından başkaca kanuni artırım ve indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanıklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

2) SİLAHLA BİRDEN FAZLA KİŞİ İLE BİRLİKTE CEBİR VE TEHDİT KULLANARAK KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU AÇISINDAN
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından yapılan değerlendirmede ise; yağma suçunun işlenmesi sırasında, mağdurun fail tarafından kısa süreliğine özgürlüğünden alıkonulması yağma suçunun içinde erimektedir. Ancak mağdurun makul süreyi aşacak boyutta uzun süreli olarak özgürlüğünden alıkonulması hâlinde failin ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında; mağdurun öncelikle rızası ile sanık … ***’nin evine girdiği ancak sanıkların mağdurun kol saatini aldıktan sonra evin içerisinde bulunan uyuşturucu kullanmak için hazırlanmış kova olarak tabir edilen malzemeleri gördükten sonra tedirgin olarak sanıkların videosunu çekmeye başladığı ve sanık …’ın bu durumu fark etmesi sonrasında mağdurun telefonunu istediği, bu esnada mağdurun kapıya yönelerek babası ile konuşur gibi yapması neticesinde kapıya yönelerek evden uzaklaşmaya çalıştığı, sanık …’ın elinde bulunan bıçakla mağduru sanık … ***’nin de bulunduğu eve tekrar götürdüğü, kapıyı kilitleyerek perdeleri kapattığı, sanık … ve sanık …’ın mağduru darp ettikleri, sanık …’ın “akşama kadar seni bırakmayacağız” diyerek yukarıda mahkememizce olay kabulünde detaylıca anlatılan ve aşağıda nitelikli cinsel saldırı suçu açısından yapılan değerlendirme bölümünde anlatılacak olan sanık … ***’nin evinde gerçekleşen ve sanık … ***’in mağdura karşı gerçekleştirmiş olduğu nitelikli cinsel saldırı fiili dikkate alındığında; yağma suçu ile başlayan ve nitelikli cinsel saldırı suçunun işlenmesi ile birlikte devam eden süreçte mağdurun makul süreyi aşacak boyutta uzun süreli olarak özgürlüğünden alıkonulduğunun anlaşıldığı böylece; mağdur beyanlarının sanık savunmaları, tanık beyanı ve dosya kapsamındaki delillerle uyumlu ve tutarlı olduğu anlaşılmakla; sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde 5237 sayılı TCK.nun 109/2 ve 109/3-a,b maddeleri gereğince mağdura karşı cebir ve tehdit kullanarak silahla birden fazla kişi ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri vicdani kanaatine varılmıştır.

Bununla birlikte tüm dosya kapsamındaki deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanık …’ın eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiği anlaşılmakla; TCK’nın 109/5 maddesi uyarınca sanığın cezasından kanunen 1/2 oranında artırım yapılmasına karar verilmiştir.

CEZALARIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ
A) SANIK … *** YÖNÜNDEN
Sanığın üzerine atılı olan ve sübut bulan “Cebir ve Tehdit Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/2 maddesi uyarınca, TCK’nın 61. Maddesine göre suçun işleniş biçimi, failin kastının ağırlığı, meydana çıkan zarar ve suç sebep ve saiki göz önüne alınarak takdiren ve teşdiden 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın üzerine atılı suçu silahla ve birden fazla kişi ile işlediği anlaşılmakla verilen cezasından TCK’nın 109/3-a,b maddesi gereğince kanunen 1 kat artırım yapılarak 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanık hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden hakkında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında şartları oluşmadığından tayin olunan cezasından başkaca kanuni artırım ve indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

B) SANIK … YÖNÜNDEN
Sanık … ***’in üzerine atılı olan ve sübut bulan “Cebir ve Tehdit Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/2 maddesi uyarınca, TCK’nın 61. Maddesine göre suçun işleniş biçimi, failin kastının ağırlığı, meydana çıkan zarar ve suç sebep ve saiki göz önüne alınarak takdiren ve teşdiden 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın üzerine atılı suçu silahla ve birden fazla kişi ile işlediği anlaşılmakla verilen cezadan TCK’nın 109/3-a,b maddesi gereğince kanunen 1 kat artırım yapılarak 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın üzerine atılı suçu cinsel amaçla işlediği anlaşılmakla verilen cezadan TCK’nın 109/5 maddesi gereğince kanunen 1/2 oranında artırım yapılarak 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanık hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden hakkında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında şartları oluşmadığından tayin olunan cezasından başkaca kanuni artırım ve indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

3) NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI SUÇU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRME
Mağdurun tekrar zorla eve getirilmesinden sonra sanık …’ın sanık …’e “Ben bunu sikecem, sen de yapacan mı” dediği, sanık …’in “Ben gidiyorum, sen işini yap” diyerek kapıda bulunan motosikletle evden ayrıldığı, sanık …’ın mağdura “Seni sikecem, pantolonu çıkar eşek duruşu dur” dediği, mağdurun karşı koymaya çalıştığı ancak elindeki bıçağı göstererek “Kimse yok burda, sokar öldürürüm seni kimse görmez” şeklinde tehditte bulunması üzerine ses çıkaramayarak pantolonunu çıkardığı ve öne doğru eğildiği, sanık …’ın mağdurun arkasından gelerek cinsel organını mağdurun makatına soktuğu, 3-4 defa gidip geldiği, mağdurun sanığı iteklemesi üzerine makatından çıktığı, daha sonra sanık …’ın mağdurdan üzerini giyinmesini istediği şeklinde kabul edilen olayda; dosya içerisinde yer alan Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce tanzim edilen 17.10.2021 tarihli adli rapora göre; mağdurun yapılan muayenesinde anal hipereminin mevcut olduğu, fissür tarzında akut yaralanma bulgularının saptanmadığı, tuşede gaita bulaşının mevcut olduğunun bildirildiğinin anlaşıldığı, sanık … ***’nin 18.10.2021 tarihli savcılık aşamasında alınan ifadesinde de; “…’ın kendisine ben bunu siktim dediğini, mağdurun doktor raporunda belirtilen anüs bölgesinde bulunan kızarıklığa muhtemelen …’ın sebebiyet verdiğini” beyan ettiğinin anlaşıldığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; sanık …’ın mağdura karşı TCK’nun 102/2 102/3-d maddeleri gereğince “Vücuda organ sokmak suretiyle silâhla cinsel saldırı” suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmıştır.

Sanık …’in evinde gerçekleşen nitelikli cinsel saldırı suçu yönünden sanık …’ın sanık …’e “Ben bunu sikecem, sen de yapacan mı” demesi üzerine sanık …’in “Ben gidiyorum, sen işini yap” diyerek sanık …’ın suç işleme kararını güçlendirdiği ve sanık …’ın eylemini sanık …’in evinde gerçekleştirdiği dikkate alındığında sanık …’in suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında sanık …’a evini bırakması şeklinde yardımda bulunarak sanık …’ın eyleminin icrasını kolaylaştırdığı anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK’nın 102/2 102/3-d maddeleri uyarınca TCK 39/2 delaletiyle sanık …’in “Vücuda organ sokmak suretiyle silâhla cinsel saldırı” suçuna yardım etme suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmıştır.

CEZALARIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ
A) SANIK … YÖNÜNDEN
Sanık … ***’in üzerine atılı bulunan mağdura yönelik olarak “Vücuda organ sokmak suretiyle silâhla cinsel saldırı” suçundan subüt bulan eylemine uyan TCK’nun 102/2 maddesi gereğince TCK’nun 61.maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kastının ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik, olayda birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi dikkate alınarak takdiren 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık söz konusun eylemi silahla gerçekleştirdiğinden dolayı hakkında TCK’nun 102/3-d maddeleri gereğince 1/2 oranında arttırım yapılarak 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanık hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden hakkında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında şartları oluşmadığından tayin olunan cezasından başkaca kanuni artırım ve indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

B) SANIK … YÖNÜNDEN
Sanık … ***’nin üzerine atılı bulunan mağdura yönelik olarak “Vücuda organ sokmak suretiyle silâhla cinsel saldırı” suçundan subüt bulan eylemine uyan TCK’nun 102/2 maddesi gereğince TCK’nun 61.maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kastının ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik, olayda birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi dikkate alınarak takdiren 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık söz konusun eylemi silahla gerçekleştirdiğinden dolayı hakkında TCK’nun 102/3-d maddeleri gereğince 1/2 oranında arttırım yapılarak 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık söz konusun eylemi sanık …’ın eylemine yardım aşamasında kaldığından TCK’nun 39/1 maddesi gereğince takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, ancak TCK’nun 39/1-3.cümle gereğince verilecek ceza 8 yıldan fazla olamayacağından sanığın neticeten 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanık hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden hakkında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında şartları oluşmadığından tayin olunan cezasından başkaca kanuni artırım ve indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

4) ŞANTAJ SUÇU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRME
Sanık …’ın mağdura karşı nitelikli cinsel saldırı fiilini gerçekleştirdikten sonra sanık …’in geldiği, sanık …’in sanık …’a “Yaptın mı” diye sorması üzerine …’ın yaptığını söylediği, sanık …’ın sanık …’ten çocuk getirmesini istediği, bunun üzerine …’in 2-3 dakika sonra dosyamız tanığı … ***’yi getirdiği, sanık …’in mağdura yan odaya geçerek pantolonunu çıkarmasını ve soyunmasını söylediği ve tanık …’ın da pantolonunu indirdiği, tanık …’ın ağlayarak mağdurun yanına gelmek istemediği ancak sanık …’in çocuğu mağdurun önüne getirdiği, bu esnada sanık …’ın telefonla mağdurun videosunu çektiği ve mağdura arkasını dönmemesini söylediği, sanıkların daha sonra çocuğu alarak mağdura üzerini giyinmesini söyledikleri ve her iki sanığın da “eğer seni siktiğimi polise anlatırsan bu çocuklu videoyu polise veririz, benim çocuğuma tecavüz etmiş diye şikayet ederiz, cezaevinden çıkamazsın, hayatın biter” dedikleri ve çocuğu gönderdikleri, sanık …’ın “sim kartları kırıp atacağız, polise gidersen elimizde videon var, babana telefonu kayıp ettiğini söyle” dediği, mağdurun da korkarak sim kartları kendi eliyle kırdığı ve sanık …’a verdiği, sanık …’ın mağdurun verdiği kartları pencereden evin arkasına doğru attığı ve mağdurdan aldığı kredi kartlarını ve 20 TL parayı vererek “Bu sana yeter eve kadar, bana diğer maaşını alınca 5.000 TL para getireceksin yoksa çektiğim videoyu paylaşırım” dediği ve mağduru bıraktıkları kabul edilen olayda; sanık …’in ikamete tekrar gelmesi sonrasında mağdurun kendilerini ihbar etmesini önlemek maksadıyla sanık …’in oğlu tanık … ***’yi eve getirdiği ve hem mağdurun hem de çocuğun alt kıyafetlerini çıkarttırmak suretiyle her ikisini videoya çektikleri, mağdura kendilerini ihbar etmesi halinde görüntüleri polise vererek çocuğa tecavüz ettiğini söyleyecekleri ve kendilerine mağdurun maaşını aldıktan sonra kendilerine 5000 TL daha getirmedikleri taktirde çektikleri videoyu paylaşacaklarını söylediklerinden bahisle tehditte bulundukları bu suretle sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 107/1 maddesi uyarınca şantaj suçunu işledikleri vicdani kanaatine varılmıştır.

CEZALARIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ
Sanıkların üzerlerine atılı ve sübut bulan mağdura yönelik “Şantaj” suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK.nun 107/1 maddesi gereğince TCK.nun 61 maddesindeki suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin amacı göz önüne alınarak sanıkların ayrı ayrı takdiren ve teşdiden 2 yıl hapis ve 1000 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmalarına, sanıkların adli sicil kaydı göz önüne alındığında işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkememizde kanaat oluşmaması, cezanın failin geleceği üzerindeki etkili olması hususları göz önünde tutularak sanık hakkında mahkememizce takdiri indirim nedeni görülmediğinden hakkında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanıklara verilen bu cezadan başkaca artırım ve indirim yapılmasına kanunen ve takdiren yer olmadığına, sanıklara verilen gün karşılığı adli para cezasının TCK nun 52/2. maddesi gereğince sanıkların şahsi ve ekonomik durumu da dikkate alınarak günlüğü 20-tl’den paraya çevrilip sanıkların 20.000-tl adli para cezası ile cezalandırılmalarına, TCK’nun 52/4 maddesi gereğince verilen adli para cezasının 10 eşit aylık taksitler halinde ödenmesine, her ne kadar TCK’nun 52/4 maddesi gereğince taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin belirtilmesinin gerektiği hükme bağlanmış ise de, 5275 Sayılı CGTİHK’nun 106/3 fıkrası uyarınca adli para cezasının ödenmemesi halinde C. Savcısının kararı ile ödenmeyen kısmın hapse çevrilerek hükümlünün 2 saat çalışması karşılığında 1 gün olmak üzere 2 veya 8 saatlik çalışma düzeninin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce belirleneceği hususu düzenlenmiş olmakla, infazda bu hususun resen C. Savcısı tarafından gözetileceği, yine 5275 Sayılı CGTİHK’nun 106/5 fıkrasına göre adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğinin mahkeme ilamında yazmaması halinde bile yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanacağı anlaşılmakla TCK’nun 52/4 maddesi gereğince yapılması gereken ihtaratın bu şekilde yapılmasına, sanıkların neticeten ayrı ayrı 2 yıl hapis ve 20.000-tl adli para cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı nazara alınarak yasal imkansızlık nedeni ile TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesine, sanıkların mükerrir oluşu dikkate alınarak TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.” şeklinde kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Şantaj Suçundan Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Nitelikli Cinsel Saldırı, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Nitelikli Yağma Suçlarına Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden
Sanıklar hakkında atılı suçlardan kurulan hükümlerde olayın intikal şekli ve zamanı, şikayetçinin aşamalardaki tutarlı ve detaylı beyanları, şikayetçi beyanlarını destekleyen adli muayene raporu ve tanık …’ın soruşturma ifadesi, sanıkların aşamalardaki kendi içinde ve birbirleriyle çelişkili savunmaları göz önüne alındığında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Şantaj Suçundan Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle; sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Nitelikli Cinsel Saldırı, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Nitelikli Yağma Suçlarından Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.09.2022 tarihli ve 2022/983 Esas, 2022/891 Karar sayılı kararında sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,10.05.2023 tarihinde karar verildi.