Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/14856 E. 2023/2022 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14856
KARAR NO : 2023/2022
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.07.2013 tarihli ve 2012/24 Esas, 2013/141 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

b) Sanık …’in 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
karar verilmiştir.

2. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.07.2013 tarihli ve 2012/24 Esas, 2013/141 Karar sayılı kararının sanıklar müdafiileri ve nüfus müdürlüğü temsilcisi tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 15.06.2016 tarihli ve 2016/686 Esas, 2016/5985 Karar sayılı kararı ile nüfus müdürlüğü yetkilisinin davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılıp mağdurenin yaşında düzeltme yapılmasına karar verilerek yazılı şekilde hükümler kurulmasının kanuna aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.11.2016 tarihli ve 2016/105 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b) Sanık …’in 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
karar verilmiştir.

4. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.11.2016 tarihli ve 2016/105 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararının sanıklar müdafiileri ve nüfus müdürlüğü temsilcisi tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 19.11.2018 tarihli ve 2018/6660 Esas, 2018/6834 Karar sayılı kararı ile mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen yine nüfus temsilcisinin yokluğunda mağdurenin doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.02.2019 tarihli ve 2018/337 Esas, 2019/45 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’un 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b) Sanık …’in 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
karar verilmiştir.

6. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.02.2019 tarihli ve 2018/337 Esas, 2019/45 Karar sayılı kararının sanıklar müdafiileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 23.12.2020 tarihli ve 2019/3793 Esas, 2020/6262 Karar sayılı kararı ile “Dosya içerisinde bulunan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 02.08.2013 tarihli raporda mağdurenin hafif düzeyde mental retarde olduğu yönünde kanaat bildirilmesi karşısında suç vasfına etkisi bakımından mağdurenin dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilip suç tarihleri itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı ve akıl zayıflığı olup olmadığı, şayet varsa bundan dolayı kendisine karşı işlenen eylemlerin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, işlenen suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı, durumunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında rapor aldırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması” kanuna aykırı bulunarak bozulmasına karar verilmiştir.

7. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2021/18 Esas, 2022/137 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’un 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b) Sanık …’in 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığına, mağdurenin aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğuna, olayın intikal şekli ve zamanının da mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli olmadığına, mağdurenin sanık …’in yönlendirmesi ile sanık … hakkında iddiada bulunduğuna, olayın gerçekleştiği iddia edilen evin kalabalık olmasından dolayı cinsel eylemin gerçekleşmesinin mümkün olmadığına, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın atılı suçu işlemediğine ve beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

C. Katılan Mağdurenin Temyiz İsteği
Mahkemece verilen karar itiraz ettiğine, verilen cezanın az olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurenin ifade tarihinden geriye doğru yaklaşık 4 yıl önce, yani on bir – on iki yaşlarında iken, İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesinde ikamet etmekte olan amcasının oğlu olan …’in yanına okumak için gönderildiği, burada yaklaşık 2 yıl kaldığı, ortaokul bir ve ikinci sınıfı okuduğu, …’in kardeşi ve kendisinin amcasının oğlu olan …’ün de aynı evde kaldığı, bu dönemde …’ün küçük yaştaki mağdureye “Seni seviyorum, senden hoşlanıyorum, Kuran’a el basarım ki on sekiz yaşına girdiğinde seni amcandan isteyip seni alacağım.” demek suretiyle ikna ederek rızasıyla cinsel ilişkiye girdiği, bu tarihten sonra mağdurenin Sinop’a döndüğü ve bu olayı da kimseye anlatmadığı, bu defa 2010 yılı içerisinde ikamet ettiği köyde, diğer amcasının oğlu …’in mağdurenin daha önce … ile olan arasındaki ilişkisinden bahsederek eğer kendisi ile ilişkiye girmezse herkese anlatacağını söyleyip mağdureyi korkutmak ve cebir uygulamak suretiyle mağdureyle birden fazla kez cinsel ilişkide bulunduğu, bu ilişki sonucunda mağdurenin hamile kaldığı, önce sanık …’in ilişki kurmadığını beyan ettiği ancak yapılan test sonucu çocuğun sanıktan olduğu anlaşılmıştır.

Erciyes Üniversitesinin 15.10.2012 tarih ve 1450 nolu kararına göre mağdurenin 31.07.2012 tarihi itibariyle on yedi yaşı içerisinde olduğu, dolayısıyla 2008 yılında on üç yaşında, 2010 yılında ise on beş yaşı içerisinde bulunduğu bildirilmiş olmakla, sanık … ile ilişkiye girdiği tarihte on beş yaşından küçük olduğu, sanık … ile ilişkiye girdiği tarihte ise on beş – on sekiz yaş aralığında bulunduğu anlaşılmıştır.

Bozma üzerine aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 28.03.2022 – 1144 Karar nolu raporunda; mağdurenin olayda, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve bu olaya ruhsal yönden mukavemet etmesine engel olacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığı, dolayısıyla fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğu, beyanlarına itibar edilebileceğinin bildirildiği görülmüştür.

Tüm dosya kapsamından; her ne kadar sanıklar üzerilerine atılı suçlamayı inkar etmiş iseler de aralarında husumet, menfaat çatışması bulunmayan, suç isnadı için sebep bulunmayan katılan mağdurenin tüm aşamalarda sanıkların kendisine karşı cinsel saldırıda bulunduğunu dile getirmiş olması, bu beyanları destekler biçimde tanık … ….’nin kollukta vermiş olduğu ifadesinde …’in kendisine sanık …’ün mağdur ile 5 yıl önce ilişkiye girdiğini, tanıktan bu olayı temizlemesini istediğini dile getirmiş olması, …’nin hazırlık ve mahkeme aşamalarında …’in kendisine mağdureyle ilişkisi olduğunu, hata yaptığını, bu işten sıyrılacağını dile getirdiğini söylemiş olması, mağdurenin annesi … ve babası …’nın hazırlık aşamasında her iki sanıkla ilişkiye girdiğini mağdurenin kendilerine anlattığını dile getirmeleri, … ….’nın mahkeme ve hazırlık aşamasında …’in kendisine …’ün mağdurenin kızlığını bozduğunu ne yapabileceğini sorduğunu, … ile birlikte …’ü jandarmaya teslim etmek üzere İstanbul’dan kendilerinin götürdüğünü dile getirmiş olması, … O.’nun hazırlık ve mahkeme ifadesinde …’in kendisine …’ün bir kızı kötülediğini, kendisine para verilmesi halinde bu işi temizleyebileceğini dile getirmiş olması karşısında mahkeme aşamasında değişen bir takım şahıs ifadelerinin sanığı korumaya yönelik beyanlar olduğu kanaati ile hazırlık ifadelerine mağdure beyanı ve deliller ile uyumlu olması nedeni ile itibar edilmesi, …’ün denetimli serbestlik memuru ile yapmış olduğu görüşmede memurun yapmış olduğu sanığın olayı gizleme çabası içerisinde olduğu yönündeki ve diğer hususlardaki sanığın çelişkili ruh haline dair yapmış olduğu tespitlerin mevcut olması, yapılan DNA tespitinde ilişkiye delalet edecek şekilde çocuğun babasının sanık … olduğunun tespit edilmiş olması, sanık …’in … ile mağdure arasındaki cinsel ilişkiyi bilmesi dolayısıyla bunu kullanarak mağdurenin beyanında geçtiği şekli ile ilişkiye girmesinin dosya kapsamına uygun olması karşısında …’ün on beş yaşından küçük mağdureyle bir defa, sanık …’in ise aksi sabit olmadığı üzere on beş yaşından büyük mağdureyle birden fazla ilişkiye girdiği hususu sabit görülmüştür.

IV. GEREKÇE
A. Sanıklar Müdafilerinin Temyiz İstekleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Katılan Mağdurenin Temyiz İsteği Yönünden
Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer, suç konusunun önem ve değeri, sanıkların amaç ve saiki, kastının ağırlığı gözönünde bulundurularak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak 10 yıl hapis cezası olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2021/18 Esas, 2022/137 Karar sayılı kararında sanıklar müdafiileri ile katılan mağdure tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiileri ile katılan mağdurenin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.