YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14760
KARAR NO : 2023/2864
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Şikayeçi vekilinin temyiz istemi yönünden; şikayetçinin 28.01.2014 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanık hakkındaki hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Sanık müdafinin 6136 sayılı Yasaya muhalefetten tesis edilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemi yönünden; Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından kamu davası açılmış, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.10.2014 tarihli, 2013/304 Esas, 2014/252 Karar sayılı kararı ile sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş,
2. Hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01.02.2022 tarihli ve 2021/2124 Esas, 2022/654 Karar sayılı kararı ile; nitelikli cinsel saldırı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden “Katılanın aşamalardaki ifadeleri, tanık beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,” gerekçesiyle; 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönünden “Mahkemece diğer suçlardan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde bozulduğu nazara alındığında, sanığın işlediği kabul edilen eylemin 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddesinde düzenlenip öngörülen cezanın üst sınırının iki yılın altında olması ve mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş,
3. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.06.2022 tarihli, 2022/87 Esas, 2022/241 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ayrı ayrı beraat; 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan basit yargılama usulü uygulanmaksızın mahkumiyet kararı verilmiş,
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2022 tarihli mahkumiyet hükmü yönünden sanık müdafinin temyiz isteminde gerekçenin bulunmaması nedeniyle reddi, beraat hükmüne ilişkin mağdure vekilinin temyiz istemi yönünden kararın onanması görüşlü Tebliğnamesi ile dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz İsteği
6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan verilen cezanın usul ve yasaya aykırı olduğu bu yönüyle kararı temyiz ettiğini bildirmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık hakkında, mağdureye yönelik nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet edildiği iddiası ve cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
2. Mahkemece, bozma öncesi 14/10/2014 tarih 2013/304 Esas 2014/252 Karar sayılı kararı ile suçların sübutunun sabit görülmesi ile sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmiş, mahkemece verilen iş bu karara karşı yapılan kanun yolu başvurusu üzerine Dairemizin 01.02.2022 tarih 2021/2124 Esas 2022/654 Karar sayılı ilamı ile “Katılanın aşamalardaki ifadeleri, tanık beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; mahkemece diğer suçlardan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde bozulduğu nazara alındığında, sanığın işlediği kabul edilen eylemin 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddesinde düzenlenip öngörülen cezanın üst sınırının iki yılın altında olması ve mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,…” şeklinde bozma kararı verilmiş, mahkemece bozma sonrası alınan yeni esasla birlikte iş bu bozma ilamı doğrultusunda sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçu yönünden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı ve beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden ise mahkumiyet kararı yerine beraat kararı verilmesi hususları değerlendirilip bozma ilamına uyma kararı verilmiş, mahkemece uyma kararı sonrasında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olarak “5271 sayılı CMK 251/1 maddesince asliye ceza mahkemelerince basit yargılama usulünün uygulanması yönünde bir düzenlemenin getirildiği, dosya kapsamında sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı, cebir tehdit veya hile kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla birlikte 6136 sayılı yasanın 15/1 maddesine muhalefet suçlarından cezalandırılma istemiyle iddianame tanzim edildiği, basit yargılama usulünün uygulanmasının mahkemelerin takdirine bırakıldığı dosyanın gelmiş olduğu aşama ile birlikte daha önceki safhada basit yargılama usulüne tabii olmayan suçlar ile birlikte yargılamanın yapılması nedeniyle basit yargılama usulünün uygun olmadığından sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilerek 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu yönünden basit yargılama usulünün uygulanmamasına, yine beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden ise mahkemece Yargıtay’ın bozma kararı, katılanın aşamalardaki ifadeleri, tanık beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alınarak sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına kanaat getirilerek 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fırkasının (e) bendi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verildiği görülmüştür.
IV. GEREKÇE
A. Şikayetçi Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Şikayetçinin 28.01.2014 tarihli duruşmada sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanık hakkındaki hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenle Tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Mahkemece bozma öncesi gerçekleştirilen yargılama sonucunda verilen ilk mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemenin ardından 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanunu’na 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan bahisle bozulması üzerine söz konusu ilama uyan mahkemece esasen ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur, açıklanan nedenle Tebliğnamdeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Şikayetçi Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.06.2022 tarihli ve 2022/87 Esas, 2022/241 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.05.2023 tarihinde karar verildi.