Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/14589 E. 2023/3940 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14589
KARAR NO : 2023/3940
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/706 E., 2022/814 K.
SUÇLAR : Silahla yağma, nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 16.02.2021 tarihli ve 2021/6560 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın nitelikli cinsel saldırı ve nitelikli hırsızlık suçlarından cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.

2. Birleşen dava dosyasına konu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 22.04.2021 tarihli ve 2021/17357 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.

3. İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/69 Esas, 2022/60 Karar sayılı ilamı ile üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçundan cezalandırılmasına, üzerine atılı nitelikli hırsızlık suçundan ise değişen suç vasfına göre nitelikli yağma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.05.2022 tarihli ve 2022/706 Esas, 2022/814 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14.08.2022 tarih ve 6-2022/109456 sayılı Tebliğnamesi ile onama görüşlü olarak Yargıtay 6. Ceza Dairesine tevdii edilmiştir.

6. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 31.10.2022 tarihli ve 2022/7698 Esas, 2022/14795 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vererek dosya Dairemize gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın katılan ile sadece konuşmak istediğini, herhangi bir cinsel saldırıda bulunmadığını, organ sokmak suretiyle cinsel saldırının gerçekleşmediğini,buna ilişkin delil bulunmadığını, olayın yaşandığı gün sanığın yanında silah ya da benzeri herhangi bir eşyanın bulunmadığını, bahse konu suçların silahla işlenme ihtimalinin bulunmadığını, katılan ve sanığın ifadesinin bunu doğrular şekilde olduğunu, katılanın ifadelerinin doğru olduğu düşünülse dahi sanığın elinde veya yanında silah olduğuna ilişkin herhangi bir beyanının bulunmadığını, bu sebeple bahse konu suçlara ilişkin ağırlaştırılmış hallerin somut olaya uygulanma ihtimalinin bulunmadığını, yağma suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğuna ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığını, sanığın ne üst aramasında ne de ev aramasında katılanın telefonuna rastlanmadığını, sanığın aşamalarda telefonu almadığını beyan ettiğini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları bakımından üst sınırdan ve lehine indirim hükümleri uygulanmaksızın cezaya hükmedilmesi gerektiğini, katılan Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince; ” Mahkememizce yapılan yargılamada yukarıda sayılan deliller ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde;
Katılan sanık … *** 16/12/2020 günü saat 12:30 sıralarında İzmir ili … ilçesi sınırları dahilinde bulunan metruk bir binanın yakınında yürürken mağdur sanık … ***in katılan sanığın yanına gelerek katılan sanık ile diyalog kurmaya çalıştığı, katılan sanık …’nın olay yerinden uzaklaşmaya çalışmak istemesi üzerine mağdur sanığın …’nın kolundan tutarak “ben seni götüreceğim merak etme” dediği, katılan sanık … ***in elindeki termosla mağdur sanığın kafasına vurarak kaçmaya başladığı, mağdur sanığın …’nın ardından koşarak …’yı yakaladığı, ağzını kapatıp “seni öldürürüm, döverim, sabit dur durduğun yerde” diyerek tehditte bulunduğu, ayağı ile …’nın boynuna bastığı, saçlarından tutup metruk binanın içerisine sürükleyerek götürdüğü, mağdur sanığın katılan sanık …’nın yere düşen cep telefonunu cebine koyduğu ve kaçmaya çalışan katılan sanığı yerde bulduğu sopa şeklindeki dal parçasıyla vurmakla tehdit ettiği, …’yı zorla metruk binanın merdivenlerinden çıkardıktan sonra yere yatırdığı ve üzerine çıkarak cinsel organını ve anal bölgesini ellediği, …’nın yerde bulunan cam parçası ile kurtulmak amacıyla mağdur sanığın kafasına vurması üzerine mağdur sanığın …’ya “bacağını sikerim” dediği, ardından “seni öldürürüm kalk içeri geçeceğiz” diyerek saçlarından tutarak zorla bir alt kattaki bodrum katına indirdiği, katılan sanığı yere yatırdığı, …’nın giysilerini indirdiği, göğüslerini ve anüsünü elleyip yaladığı, cinsel organını …’nın cinsel organına ve anüsüne sürttüğü, ağzına soktuğu, en son parmağını ve cinsel organını …’nın anüsüne sokarak boşaldığı, cinsel saldırı eylemini tamamladıktan sonra “yarın aynı yere gelmeyeni siksinler” diyerek olay yerinden ayrıldığı, mağdur sanığın 19/12/2020 tarihinde … ilçesinde polis ekiplerince yakalandığı maddi vakıa olarak sabit kabul edilmiştir.
Dosya dz.27 ile 30’da yer alan canlı ve fotoğraftan teşhis tutanaklarında mağdur sanık … *** kendisine yönelik eylemleri gerçekleştiren kişi olarak sanığı kesin ve net olarak teşhis etmiştir.
Mağdur sanık … ile ilgili olarak … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 16/12/2020 tarihli alınan adli muayene raporunda mağdur sanığın anal bölgesinde görülen laserasyonların akut livata ile uyumlu olduğu, ayrıca her iki el sırtında çok sayıda en büyüğü 1 cm olan çizgisel abrazyon, sırtta orta bölgede 20×20 cmlik alanda yüzeysel abrazyon sol uylukta 10x8cmlik alanda kırmızı ekimoz sol diz ve adli muayene raporunda belirtilen diğer alanlarda ekimozlar olduğu belirtilmiştir.
Sanık … *** hakkında İzmir Katip … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 19/12/2020 tarihinde alınan adli muayene raporunda sanığın sağ ve sol parietal ve kafa tepesinde üç adet 0,5×0,5 cm abrazyon, sağ temporal bölgede abrazyon, alnında saçsız bölgede 2×1 cmlik hiperemi, sağ alt göz kapağı mediolde 1×0,5 cm ekimoz, boyun sağ lateralde 2×0,5 clik hiperemi ve sırt orta hatta 1×1 cmlik hipereminin mevcut olduğu belirtilmiştir.
Dosyada mevcut dz.66’da yer alan HTS kayıtları incelendiğinde katılan sanığın GSM hattının en son 16.12.2020 tarihinde saat 13:33’te sinyal verdiği, saat16:05’te içerisinde hat olmadan sinyal verdiği anlaşılmıştır.
Mağdur sanık … *** savunma ve kanıtlarında özetle suçlamayı kabul etmediğini, soruşturma aşamasında polislerin kendisine baskı yapıp kendisini dövdükleri için suçlamayı kabul ettiğini, polisler tehditlerine devam ettikleri için Cumhuriyet Savcılığında da poliste verdiği ifadeyi tekrar ettiğini, sorgu sırasında da korktuğu için ifadesini alan hakime suçsuz olduğunu söyleyemediğini, daha önceden Zehrayla tanıştıklarını, olay günü …’yı takip ettiğini, peşinden terk edilmiş binanın bulunduğu yere çıktığını, … ile tartıştıklarını, …’nın kolundan tuttuğunu, …’nın yerden aldığı cam parçasıyla kafasına vurdu, kafasından yaralandığını, …’nın olay yerinden ayrılıp gittiğini, aralarında başka bir olay meydana gelmediğini, …’nın telefonunu gasp etmediğini beyan etmiştir.
Katılan sanık … *** ifadesinde özetle soruşturma aşamasındaki ifadelerini tekrar ederek olayın kabul kısmında anlatıldığı şekilde gerçekleştiğini beyan etmiştir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında somut olaya dönüldüğünde her ne kadar sanık savunma ve kanıtlarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmişse de sanığın hazırlık aşaması, savcılık ve sorgu sırasındaki ifadelerinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmesi, mağdur sanıkla aralarında önceye dayalı dosyaya yansıyan husumeti bulunmayan katılan sanığın kendi namus ve iffetini ortaya koyarak iftirada bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, HTS kayıtları ve olayın kabul kısmında anlatıldığı şekliyle uyumlu mağdur sanık ve katılan sanığa ait adli muayene raporları birlikte değerlendirildiğinde kendini suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik olduğuna kanaat getirilen sanığın mahkeme aşamasındaki savunmalarına itibar edilmemiş, mağdur sanık … ***’in katılan sanık … ***’i rızası dışında metruk binaya götürerek …’ya yönelik organ sokmak suretiyle cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını ayrı ayrı işlediği kanaatine varılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 102/2-1.cümle ve 5237 sayılı TCK’nun 109/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş, suçun işlendiği yer ve zaman ile suçun işleniş biçimi göz önüne alındığında temel cezalarının tayininde alt sınırdan uzaklaşılarak teşdit yoluna gidilmiş, mağdur sanık eylemini silahla (sopa) gerçekleştirdiğinden, sanığa verilen cezalarından 5237 sayılı TCK’nun 102/3-d ve 5237 sayılı TCK’nun 109/3-a.maddeleri gereğince arttırım yapılmasına karar verilmiş, mağdur sanık kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cinsel amaçla işlediğinden mağdur sanığa verilen cezasından 5237 sayılı TCK’nun 109/5. maddesi gereğince arttırım yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mağdur sanık tarafından katılan sanık …’ya yönelik cinsel saldırı eylemi sırasında mağdur sanığın katılan sanık …’ya ait yere düşen cep telefonunu alarak cebine koyduğu dosyada bulunan HTS kayıtları ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğu değerlendirilmiş, mağdur sanık … ***’in, katılan sanık … ***’e yönelik nitelikli hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 142/2-a,h maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin 5237 Sayılı TCK’nun 149/1-a maddesinde düzenlenen silahla yağma suçuna uyduğu kanaatine varılmakla mağdur sanığın katılan sanık … ***’e yönelik silahla (sopa) yağma suçundan 5237 sayılı TCK’nun 149/1-a. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, suçun işlendiği yer ve zaman ile suçun işleniş biçimine göre temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılıp teşdit yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçeleriyle hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.05.2022 tarihli ve 2022/706 Esas, 2022/814 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin
suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

2. Mahkeme gerekçesinde eylemin silahtan sayılan sopayla gerçekleştirildiğinin kabul edilerek uygulama yapılmış olması karşısında sanık müdafinin suçlara ilişkin ağırlaştırılmış hallerinin somut olaya uygulanma ihtimalinin bulunmadığına yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

3. 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesinin hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.05.2022 tarihli ve 2022/706 Esas, 2022/814 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.06.2023 tarihinde karar verildi.