Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/14296 E. 2023/2258 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14296
KARAR NO : 2023/2258
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/157 E., 2022/108 K.
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet (sanık … hakkında), beraat (sanık … hakkında)
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî bozma, kısmî onama

Bakanlık vekilinin temyiz isteği yönünden;
Bakanlık vekilinin kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunamayacağı ve vâki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

Diğer temyiz istekleri yönünden;
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncımaddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 ncimaddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2015 tarihli ve 2014/471 Esas, 2015/301 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci, altıncı fıkraları, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, sanık … hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2015 tarihli ve 2014/471 Esas, 2015/301 Karar sayılı kararının sanık … ve sanık müdafiileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2019/5254 Esas, 2020/1101 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturması, sanık … hakkında eyleminin niteliğinin tespiti açısından vücut temasının olup olmadığı hususunun belirlenmesi gereği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.04.2022 tarihli ve 2020/157 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, sanık … hakkında sanığın çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanık ile mağdurenin cinsel ilişkiye girmediklerine sanığın beraatine aksi halde yasal değişikliklerin gözetilmesine ilişkindir.

2.Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

3. Katılan Mağdureler Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık … un çocuğun nitelikli cinsel istismarı, sanık … nın çocuğun cinsel istismarı suçlarından cezalandırılması talebine ilişkindir.

4. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Temyiz aşamasında davaya katılma talebinde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
Bozma ilamına karşı katılanlar Zelal ve Pervin’in beyanlarının alınması için gerekli işlemler yapılmış ise de, katılanların tüm aramalara rağmen ulaşılamadığı anlaşılmış, usul ekonomisi, yargıda hedef süre ilkeleri gözetilerek katılanların dinlenmesinden vazgeçilmiştir. Sanıkların bozma ilamına karşı diyecekleri sorulduğunda özetle ”Üzerlerine atılı suçları kabul etmediklerini, bozma ilamına bir diyeceklerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür. Tüm dosya içerisinde bulunan Adli Tıp Raporu, katılanlar beyanları, sanık savunmaları, Sosyal İnceleme Rapor ile olayın intikal şekli ve zamanı, tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın suç tarihinde on beş yaşını bitirmiş mağdure ile cinsel ilişkiye girmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başkaca bir neden bulunduğu hususunda mağdurenin soyut beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığı, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi de gözetilerek” mevcut haliyle sanık …’un mağdure Pervin ***’a karşı eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.

Sanık … yönünden yapılan incelemede ise dosyada mevcut tüm delillerle sanık …’nın mağdure Zelal’e yönelik olay günü vücut temasının olup olmadığının dosya içerisinde mevcut deliller ile belirlenemediği, mağdure ve tanık anlatımlarında sanık …’nın vücut temasının olup olmadığının her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delille ispatlanamadığı bu haliyle sanık … yönünden ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi de gözetilerek üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e)bendi gereğince beraat kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 ncimaddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiginin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmistir.

C. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığın işlediği reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden
Gerekçenin (A)bölümünde açıklanan nedenlerle Bakanlık vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle sanık … müdafii ile katılan mağdureler vekilinin temyiz istemi yerinde görüldügünden Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.04.2022 tarihli ve 2020/157 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası geregi BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediginden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (G) bendi geregi hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine iliskin paragrafa; “Sanık kendisini vekille temsil ettirdiginden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 17.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile sanığa verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebligname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

C. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (c) bölümünde açıklanan nedenlerle Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.04.2022 tarihli ve 2020/157 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafii ile katılan mağdureler vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.04.2023 tarihinde karar verildi.