Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/14111 E. 2023/178 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14111
KARAR NO : 2023/178
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2018/513 Esas, 2019/289 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
1. Nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’nun (5237 sayılı Kanun) 102 inci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ile 58 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

2. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ile 58 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkrası uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

3. Tehdit suçundan, tehdit suçunun cinsel saldırı suçunun unsuru olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2020/117 Esas, 2020/287 Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında;
1. Tehdit suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 286 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kesin olarak esastan reddine,

2. Kişiyi hürriyetinden yoksun kalma ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca, düzeltilmesi mümkün olduğundan hükmün (d) bendindeki ”4-) Katılan … Politikalar Bakanlığı ve kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT uyarınca belirlenen 5.450 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak adı geçen katılan Bakanlığa verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine ”4-) Katılan …, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekiline Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 2018/7458 Esas 2019/7439 Karar sayılı içtihatı nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 286 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olarak, nitelikli cinsel saldırı suçundan temyiz yolu açık olmak üzere 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 286 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. İzmir Bölge Adliyesi Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22.02.2022 tarihli ve 2021/14809 Esas, 2022/1540 Karar sayılı kararı ile;

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarının kesin olması nedeniyle 5271 sayılı Kanunun 298 inci maddesi uyarınca reddine, nitelikli cinsel saldırı suçunun ise sair temyiz itirazlarının reddi ile mağdurenin soruşturma evresindeki ifadesinde olay günü sanığın nitelikli cinsel saldırı eylemini tehditle işlediğini belirtmesine rağmen duruşmada bu konudan bahsetmemesi ve ilk derece mahkemesince eylemin silahla işlediğinin kabul edilmesi karşısında bu husustaki tereddütlerin giderilmesi açısından mağdurenin temini ile eylemin işleniş şekline ilişkin ayrıntılı beyanı alındıktan sonra sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 102 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi tatbiki hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.06.2022 tarihli ve 2022/151 Esas, 2022/237 Karar sayılı kararı ile;

Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 inci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi; Cinsel saldırı suçunun unsurlarının oluşmadığına, katılanın rızası ile cinsel birliktelik yaşadığına, katılanın rızasının olmadığına ilişkin katılan beyanı dışında dosyada delil bulunmadığına, rızanın varlığının hukuka uygunluk nedeni olduğuna, katılanın aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğuna, tanık beyanları ve adli tıp raporu ile örtüşmediğine, katılanın cinsel organına sigara basmaya çalıştığını beyan etmesine karşılık talimat ifadesinde bundan hiç bahsetmediğine, silahla tehdit ettiğinden bahsederek çelişkiye düştüğüne, şüpheden sanığın yararlanacağına, tanık anlatımlarında tarafların gayet samimi olduğu ve alt katta oturan tanığın herhangi bir ses duymadığını beyan etmesi nedeniyle suçun oluşmadığına, cinsel saldırınını rıza ile olduğu ve cebir tehdit ve şiddetin yaşanmadığına, bu nedenlerle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi; 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanması gerektiğine, alt sınırdan uzaklaşarak ceza verilmesi gerektiğine, katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.

3. Katılan vekilinin temyiz istemi; alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Katılan ile sanığın sosyal medya üzerinden tanıştıkları, sanığın tatil için Kuşadası’nda bulunan katılanı Karaburun ilçesindeki evine davet ettiği, Karaburun’a gelen katılanı sanığın karşıladığı, eşyalarını eve bıraktıktan sonra birlikte denize gittikleri, sanığın denizde katılanın dokunmaya çalıştığı, katılanın dokunmasını istemediği, daha sonra sanığın kaldığı eve gittikleri, evde sanığın küfürlü konuştuğu, bir süre sonra katılanın evden ayrılmaya karar verdiği, başlangıçta katılanı kendisini götüreceğini söyleyen sanığın sonrasında 20:30’dan sonra İzmir’e otobüs yok dediği, otel ücretlerinin yüksek olması nedeniyle katılanın geceyi sanığın evinde geçirmeye karar verdiği, başlangıçta ayrı odada kalan katılanın, sanığın yüksek sesle müzik dinlemesinden dolayı sanığı ikaz ettiği, ancak sanığın bu eylemine devam etmesi üzerine katılanın odadan çıkarak valizini alıp çıkmak istediği, bu sırada sanığın katılanı göğsünden tutup ittirerek kapıyı arkadan kilitlediği ve anahtarını aldığı, katılanın bağırması üzerine eli ile ağzını kapatarak ve kolundan tutarak katılana saldırdığı, katılanın suratına sürekli vurduğu, “sen buraya niye geldin benimle birlikte olmayacaksan bana vermeyeceksen niye geldin sen tatlı çekici bir bayansın bundan sonra seni nasıl bırakayım” diyerek katılana sürtünmeye başladığı, zorla katılanın altındaki çamaşırları çıkartarak sürtünmeye devam ettiği, katılan direndikçe “yumruğu yiyeceksin tokadı yiyeceksin” dediği, sürekli olarak “beni öp, yala, somur beni” dediği, kafasını cinsel organına doğru ittirdiği, sabaha kadar katılanın rızası dışında birden fazla kere vajinal ve anal yoldan cinsel ilişkiye girdiği, katılan istemedikçe zorla parmağını cinsel organına soktuğu, ayrıca elindeki sigarayı katılanın cinsel organına ve bacaklarına yaklaştırarak basacağını söyleyerek korkuttuğu ve katılan korktuğundan söylenenleri yaptığı, sanığın olaydan önce aldığı alkol nedeniyle alkollü olduğu, havanın aydınlanmaya başlamasıyla birlikte katılanın artık uyumaları gerektiğini söyleyerek sanığı ikna ettiği, sanık ile birlikte uyur gibi yaptığı, daha sonra ayrı koltuğa geçtiği, çantasından telefonunu alıp katılanın arkadaşı …… ‘ye “…… hemen polis çağır, …………, yalvarırım” yazıp kendi resmini çektiği ve Whatsapptan gönderdiği, bir süre sonra sanığın derin uykuya daldığını görerek evden çıkıp sokakta gördüğü tanık M. M’den yardım istediği, polis merkezine giderek sanık hakkında şikayetçi olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.

1. Katılana ait İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünden aldırılan 03.08.2018 tarihli genital, anal ve fizik muayeneye dair raporu,
2. İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Biyoloji İhtisas Dairesinin 11.09.2018 tarihli ve 17.05.2019 tarihli … raporları,
3. Evde yapılan parmak izi araştırmasına dair rapor,
4. Katılan ile sanığın yapmış oldukları yazışmalara dair mesaj kayıtları,
5. Katılanın arkadaşa E.D’ye göndermiş olduğu … mesajları ve resim,
6. Tanık beyanları,
7. Dosya mevcut diğer deliler.

IV. GEREKÇE
Sanık Müdafii, Katılan Vekili ve Katılan Bakanlık Vekilinin Temyizi Yönünden;
Sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ve katılanın isteği ve rızası ile cinsel ilişkiye girdiklerini, katılana yönelik herhangi bir cebir, şiddet veya tehdidin olmadığını beyan etmiş ise de; katılanın aşamalarda tüm olayı detaylarıyla anlattığı ifadesini doğrulayan İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünden aldırılan 03.08.2018 tarihli genital, anal ve fizik muayeneye raporu, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Biyoloji İhtisas Dairesinin 11.09.2018 tarihli ve 17.05.2019 tarihli … raporları, olayın meydana geldiği evde yapılan parmak izi araştırmasında sanık … katılan parmak izlerinin bulunması, katılanın arkadaşı …’ye göndermiş olduğu … mesajları ve resim, katılanın soruşturma aşamasındaki ve bozmadan sonra mahkemece alınan beyanlarında sanığın elinde yanar şekilde sigara olduğunu, sigarayı cinsel organına doğru uzattığını, sigarayı bacağına doğru basacağını düşünerek korktuğunu beyan etmesi, tanık M.M’in beyanları, sanık savunması ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın katılan ile rızası dışında darp, cebir ve tehdit ile aynı gece birden fazla vücuda organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, sanığın eylemini silahtan sayılan sigara ile işlediğinin anlaşılması nedeniyle kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Katılan Bakanlık Vekilinin Vekalet Ücreti Taktir Edilmesi Gerektiğine İlişkin Temyizi Yönünden;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince …’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.06.2022 tarihli ve 2022/151 Esas, 2022/237 Karar sayılı kararında sanık müdafii, katılan vekili ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.01.2023 tarihinde karar verildi.