YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13952
KARAR NO : 2023/4590
KARAR TARİHİ : 03.07.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/306 E., 2020/184 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 21.03.2022 tarihli ve 2021/19968 Esas, 2022/2697 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.10.2022 tarihli ve KD-2022/107801 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan aleyhe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ SEBEPLERİ
” Suç tarihine ilişkin şüphenin sanık lehine değerlendirilerek sanık hakkında 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK nın 103/1-1. cümlesinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
Mağdur … *** kayden 13.12.2008 doğumlu olup 13/12/2020 tarihinde 12 yaşını doldurmuştur.
İddianame ve gerekçeli kararda suç tarihi 15.06.2016 – 2019 olarak gösterilmiştir.
24.11.2016 tarihinde kabul edilen ve 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile 5237 sayılı TCK nın 103. maddesine “mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek cezanın cinsel istismar suçunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamayacağına” dair üçüncü cümle eklenmiştir.
Rehber öğretmen … Ö.*** tarafından okul müdürlüğüne yazılan 29/03/2019 tarihli dilekçesinde, öğretmeninin ihmal ve istismar konusunda bilgi vermesi üzerine öğretmenine yakınlarının ( yengesinin ağabeyi … ***) kendisine 7-8 yaşlarında iken cinsel istismarda bulunduğunu ifade ettiğini belirtmiştir.
Mağdur … *** soruşturma aşamasında alınan suç tarihine ilişkin beyanda bulunmamış, kovuşturma evresinde 3. veya 4. sınıfa gittiği dönemde babasının cezaevinde bulunduğunu, sanığın kendilerine yardım ettiğini, zaman zaman yardım vermek için evine çağırdığını, evine gittiğinde sanığın eylemlerini gerçekleştirdiğini, sanığın bisikletinin bulunduğunu, bir tarihte kardeşleri ile oynadığı sırada evlerine gelip armut toplamaya götüreceğini söyleyerek tarlaya götürdüğünü ,bir keresinde de , kendi evinin orada bulunan boş binaya götürerek aynı hareketleri yaptığını, boş binada bulundukları sırada kuzenleri … *** ve… ***’ın yanlarında bulunduğunu ifade etmiştir.
UYAP Bilişim Sistemi üzerinden yapılan sorgulamada mağdurun babası… ***’ın 20/08/2016 tarihinden önce ceza infaz kurumunda bulunduğu belirlenmiştir.
Tanık … *** 16/01/2020 tarihli duruşmada alınan beyanında 2 – 3 yıl önce yani 2016 veya 2017 yılında sanık dayısının evlerine gittiklerini, dayısının mağduru evlerine aldığını, kapıyı ve pencereyi kapattığını, mağdurun çıktıktan sonra sanığın tecavüz ettiğini söylediğini ifade etmiştir.
Tanık… *** 10/01/2020 tarihli duruşmada sanığın mağduru 3 yıl önce boş bir eve soktuğunu gördüğünü ifade etmiştir.
Dosya kapsamına göre soruşturmanın başladığı 29/03/2019 tarihinde 5. Sınıf öğrenci olan mağdurun 2016- 2017 eğitim öğretim yılında 3. sınıf öğrencisi olacağı belirlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında,
Kayden 13/12/2008 doğumlu olup 13/12/2020 tarihinde on iki yaşını dolduran ve suç tarihinde on iki yaşından küçük olan mağdurun kovuşturma evresinde alınan beyanında, babasının ceza infaz kurumunda bulunduğu tarihlerde (20/08/2016 tarihinden önce) sanığın yardım vermek bahanesiyle evine çağırdığı dönemlerde suça konu eylemleri gerçekleştirdiğini ifade etmesi, sonraki eylemleri ilişkin ayrıntılı tarihler belirtmemesi, 3. veya 4. sınıfa gittiği dönemlerden bahsetmesi, tanıkların beyanlarında belirttikleri tarihlerin de suç tarihlerini net olarak belirleyecek olmadığı nazara alındığında, sanığın eylemini 6763 sayılı Kanunun yürürlüğe girdikten önce mi yoksa 6763 sayılı Kanunun yürürlüğe girdikten sonra mı işlediğinin şüphede kaldığı ve şüphenin sanık lehine değerlendirilerek 6763 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi TCk nın 103/1-1. cümlesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken değişiklik sonrası TCK nın 103/1-3. cümlesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması hukuka aykırı görüldüğünden Yüksek Daire kararına karşı sanık lehine 5271 sayılı Kanun’ un 308. maddesi uyarınca olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştur. “şeklindedir.
II. GEREKÇE
Sanığın eyleminin 6763 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mi sonra mı işlediğinin şüphede kalması nedeniyle sanık lehine değerlendirilerek değişiklik öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken değişiklik sonrası 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması hukuka aykırı görüldüğünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ KABULÜNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 21.03.2022 tarihli ve 2021/19968 Esas, 2022/2697 Karar sayılı onama ilâmının çocuğun cinsel istismarı yönünden KALDIRILMASINA,
3. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2020/2087 Esas, 2020/1794 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, İtirazname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.