Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/13946 E. 2023/6893 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13946
KARAR NO : 2023/6893
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/1399 E., 2021/1180 K.
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2014 tarihli ve 2013/23 Esas, 2014/22 Karar sayılı kararı ile sanığın hayasızca hareketlerde bulunma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 225 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Yargıtay kapatılan 18. Ceza Dairesinin 23.10.2019 tarihli ve 2018/160 Esas, 2019/15105 Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin cinsel taciz suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2014 tarihli ve 2013/23 Esas, 2014/22 Karar sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2021 tarihli ve 2019/1399 Esas, 2021/1180 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdure beyanından başkaca delil olmamasına ve sanığın kalabalık bir ortamda atılı suçu işlemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince ”Sanık …’ın müşteki …’a karşı hayasızca hareketlerde bulunma suçundan cezalandırılmasına yönelik mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesiyle Yargıtay 18.Ceza Dairesinin ilamıyla sanığın eyleminin cinsel taciz suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozularak dosyanın mahkememize gönderilmesiyle dosya yeni esasa kaydedilerek duruşma hazırlığına başlanılmış ve sanık duruşmaya katılarak suçlamayı kabul etmediğini ifade ettiği ,müşteki hakkında beyanlarının alınması amacıyla zorla getirilmesine karar verilmiş ve müşteki duruşmaya katıldığında bozma öncesi beyanlarına benzer şekilde beyanda bulunarak şikayetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini beyan etttiği dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır. Sanığa TCK 105/1,2-e maddelerinin uygulanması ihtimali bulunduğundan ek savunma hakkı verilmiş, sanık ek süre talep etmeyerek önceki savunmalarını tekrar ettiğini ifade etmiş, bir sonraki sanığın hazır bulunduğu celsede iddia makamı mütalasını okumuş ve sanıktan diyecekleri sorulduğunda, mütalaayı kabul etmediğini, savunma yapmak için süre ve avukat atanmasını talep etmesiyle sanığa müdafii tayin edilmiş sonraki celselere sanık katılmamış bu nedenle son sözü sorulamamıştır. Yapılan bu izahattan sonra dosyanın esasına geçildiğinde;
Suç tarihi olan 03/10/2012 günü saat 13:30 sıralarında katılma talebi olmayan müşteki …’ın Kızılay Atatürk Bulvarı İzmir Cadde Üst Geçit yanındaki otobüs durağında ayakta otobüs beklediği, durakta bir kaç kişi daha olduğu, durakta bulunmakta olan sanığın müştekinin yanında ayakta beklediği ve elinde bulunan çantası ile önünü maskelemek sureti ile diğer eliyle cinsel organını çıkartarak müştekiye gösterdiği, müştekinin hemen kafasını çevirerek duraktan ayrıldığı ve metroya binmek için yürüdüğü sırada ağlamaya başladığı, bir trafik polisinin yardımcı olmak istediğinde müştekinin durumu polise anlattığı ve sanığı gösterdiği, polisin de sanığı yakaladığı, bu şekilde sanığın atılı suçu işlediği kanaatine varılmış olup sanık her ne kadar aşamalardaki savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmeyerek otobüs durağının ve çevresinin kalabalık olduğunu böyle bir suç işlemesinin mümkün olmadığını, daha önce çalıştığı okuldaki yöneticiler ile arasındaki anlaşmazlıklar nedeni ile daha önce de başına benzer komplolara uğradığını öne sürmüş ise de; müştekinin sanığı tanımıyor olması, karşısında aralarında bir husumet bulunmadığı için bu şekilde bir iftirada bulunması hayatın olağan akışına uygun görülmediğinden müştekinin bozma öncesi ve sonrası aşamalarda değişmeyen tutarlı ifadesi karşısında sanığın aşamalardaki birbirine benzer suç inkarı şeklindeki dosya kapsamına ters düşen savunmalarının cezadan kurtulmaya yönelik olduğu sonucuna varılmakla; sanığın müşteki …’e karşı teşhir suretiyle cinsel taciz suçunu işlediği mahkememizce sabit görülmekle eylemine uyan TCK 105/1-2,e maddeleri uyarınca sanığın eyleminin aynı zamanda TCK 225/1 maddesinde düzenlenen hayasızca hareketlerde bulunma suçuna da temas etmesi bu nedenle aynı eylemiyle yasanın birden fazla hükmü ihlal ettiği dikkate alınarak sanığın tekerrüre esas sabıkasının olmaması nedeniyle bir miktar alt sınırdan uzaklaşılarak adli para cezalandırılmasına karar verilerek temel cezası belirlenerek cezası bireyselleştirmiş, sanığın hiçbir aşamada pişmanlık göstermeyerek suçunu inkar etmesi de dikkate alınarak hakkında takdiri indirim uygulanmamış ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2021 tarihli ve 2019/1399 Esas, 2021/1180 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.10.2023 tarihinde karar verildi.