Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/13944 E. 2023/2014 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13944
KARAR NO : 2023/2014
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şereflikoçhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2014 tarihli ve 2014/85 Esas, 2014/60 Karar sayılı kararı ile daha önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle açıklanmasına karar verilerek sanık hakkında;

a) Cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca günlüğü 20 TL’den çevrilmek üzere 1500 TL adli para cezasına çevrilerek cezalandırılmasına,
b) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca günlüğü 20 TL’den çevrilmek üzere 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına
Karar verilmiştir.

2. Şereflikoçhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2014 tarihli ve 2014/85 Esas, 2014/60 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin 25.01.2021 tarihli ve 2016/10327 Esas, 2021/420 Karar sayılı kararı ile sanığın duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde hükümler kurulması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Şereflikoçhisar 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.12.2021 tarihli ve 2021/165 Esas, 2021/135 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında
a) Cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca günlüğü 20 TL’den çevrilmek üzere 1500 TL adli para cezasına çevrilerek cezalandırılmasına,
b) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca günlüğü 20 TL’den çevrilmek üzere 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına
Karar verilmiştir.

II. GEREKÇE
1. Mahkemece kurulan hükümlerin, Anayasanın 141, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesinin birinci fıkrası, 230 uncu maddesi, 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ile bunun hukuki nitelendirmesinin yapılarak delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği ve bu ilkelere uyulmadan hükmün 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrasında kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 18.11.2014 günlü, 830-502 Esas/Karar sayılı
ilamında da “Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılarak hükmün açıklanması sırasında 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesi, 231 inci maddesinin on birinci fıkrası, 232 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca denetime imkan verecek şekilde ve kesinleştiğinde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte bir hüküm kurulmalıdır.” hususunun açıkça belirtildiği gözetilmeden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin esası denetlenmemiş olan ilk karara atıfta bulunulup, gerekçe gösterilmeksizin yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Sanığın işlediği iddia edilen cinsel taciz ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarının üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükümleri kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

3. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrasında, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” hükmünün öngörüldüğü, bu fıkranın ikinci cümlesi uyarınca, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilmesinin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanık yönünden mümkün bulunması karşısında, cinsel taciz ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından yargılandığı davada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca açıklanması geri bırakılan hükümlerin aynen açıklanmalarıyla yetinilmesi gerekirken, her iki suçtan tayin edilen hapis cezalarının adli para cezalarına çevrilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.

4. İncelemeye konu İlk Derece Mahkemesi kararına karşı sanık aleyhine temyiz isteminin bulunmadığı gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmalıdır.

III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Şereflikoçhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.12.2021 tarihli ve 2021/165 Esas, 2021/135 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sonuç ceza

miktarları itibarıyla sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 321 inci ve 326 ncı maddeleri gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.