YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13705
KARAR NO : 2023/1203
KARAR TARİHİ : 07.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I.HUKUKİ SÜREÇ
1. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.02.2022 tarihli ve 2020/220 Esas ve 2022/37 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 18 yıl hapis cezası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ve beşinci fıkrası uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/1348 Esas, 2022/1638 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii, katılan mağdur vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; Kararın onanması görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II-TEMYİZ NEDENLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Moleküler genetik inceleme taleplerinin reddedildiği, annesinin beyanına göre mağdurda kabızlık problemi olduğu ve bu nedenle ilaç kullandığının anlaşıldığı, kabızlık problemi tanık … tarafından gizlendiği için cinsel muayene raporunu hazırlayan adli tabibin iradesinin sakatlandığı, mağdurun muayenesinde tespit edilen lezyonların kabızlık probleminden ileri gelip gelmediği konusunda Adli Tıp Kurumu (ATK) ya da Üniversite hastanesinden rapor alınmadan karar verildiği, suçun gerçekleştiği iddia edilen tarih ile muayene tarihi arasındaki zaman dilimi dikkate alındığında doğrudan illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığı, cinsel muayene raporları arasında çelişki bulunduğu, mağdurun annesinin kovuşturma safhasında vermiş olduğu beyanında sanığın mağduru götürmemesi için ev sahibinden yardım istediğini belirtmesi karşısında ev sahibi olan N.D.’nin dinlenmesi gerektiği, mağdurun alınan beyanında olayın 17.07.2020 tarihinde meydana geldiği iddia edilmesine rağmen şikayetin geç yapıldığı ve intikal şekli hususunda beyanlar arasında farklılıklar bulunduğu, mağdur ve tanık anlatımları ile katılan beyanlarının çelişkili olduğu, tanık beyanlarının mağdur hakkında düzenlenen darp-cebir raporu ile doğrulanmadığı, mağdurun aşamalarda farklılıklar gösteren tutarsız beyanlarına itibar edilebileceği yönündeki ATK raporunu kabul etmedikleri, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı, suç tarihine ilişkin mağdur katılanlar ve tanık …’ın farklı beyanlarda bulundukları, sanığın suç tarihi olarak iddia edilen tarihte olay yerinde bulunmadığına dair HTS kayıtlarının dosyada mevcut olduğu, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
B. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdurun soruşturma safhasında vermiş olduğu beyanında sanığın daha önce hatırlamadığı bir tarihte de kendisine istismarda bulunduğunu belirtmesi karşısında atılı suçlar bakımından 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin de tatbik edilmesi gerektiği, ayrıca müsnet suçlar bakımından en üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Atılı suçların mağdur üzerinde derin izler bırakması ve sanığın kastının yoğunluğu dikkate alındığında en üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mağdurun katılanlar Ümit ve …’nın öz oğlu olduğu, sanık …’ın ise katılan …’nın komşusu olduğu ve evlerinin yakınında oturduğu, olay günü sanığın mağdurun evine geldiği, …’ya çatısında bulunan kümesleri temizleyeceğini, mağdurun da kendisine yardım etmesini istediğini söylediği, daha sonra mağduru alarak evine götürdüğü, sanığın mağdurun alt kıyafetlerini çıkardığı, kendisinin ise tamamen soyunarak cinsel organını önce mağdurun kol altı bölgesine dokundurduğu, sonrasında ise mağdurun anal bölgesine bir kez soktuğu, sanığın mağdura yönelik organ sokmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu bu şekilde işlediği mahkemece kabul edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden müsnet suçlardan dolayı sanık müdafii, katılan mağdur vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Olayın intikal şekli ve zamanı, dosya içerisindeki HTS kayıtlarında bulunan baz istasyon bilgilerine göre sanığın 21.07.2020-23.07.2020 tarihleri arasında Keşan İlçesi’nde bulunduğu, mağdurun annesi ile babaannesi katılanlar …, … ve halası tanık …’ın aşamalarda suç tarihi olarak belirttikleri tüm tarihlerde sanığın suçun işlendiği iddia edilen yer olan Keşan İlçesi’ne gitmediği, annesi tarafından kabızlık problemi olduğu belirtilen ve bu rahatsızlığı için ilaç kullanan mağdur hakkında düzenlenen … 1. … Devlet Hastanesinin 29.07.2020 tarihli raporunda anal bölgede saptanan bulguların hastalıktan mı yoksa organ sokmadan mı kaynaklandığı hususunda net bir ayrım yapılamadığı, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın mağdura cinsel istismarda bulunduğuna dair mağdur ile katılanlar … ve … ile tanık …’ın kendi içinde ve birbiriyle çelişen beyanları dışında delil olmadığından sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri hukuka aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle Tebliğnamede mahkumiyet hükümlerin onanmasına yönelik görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafii, katılan mağdur vekili ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/1348 Esas, 2022/1638 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.03.2023 tarihinde karar verildi.