Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/137 E. 2023/2770 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/137
KARAR NO : 2023/2770
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanıklar … ile … müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, hükmedilen ceza miktarlarına göre 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.02.2019 tarihli ve 2018/187 Esas, 2019/35 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına;
b) Suça sürüklenen çocuk … hakkındaa kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 16.07.2019 tarihli ve 2019/2527 Esas, 2019/1544 Karar sayılı kararı ile sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca katılan Bakanlık lehine vekalet ücreti takdirine ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Adana Bölge Adliyesi Mahkemesi 8. Ceza Dairesi kararının, sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin 11.03.2021 tarihli ve 2020/787 Esas, 2021/2036 Karar sayılı kararı ile sanıklar ile suça sürüklenen çocuk haklarında atılı suçtan temel cezalar belirlenirken kanunda yer alan bir kısım ifadelerin tekrarlanması şeklindeki yetersiz gerekçelerle teşdit uygulandığından bahisle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/163 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına;
b) Suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 4 yıl 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun suç işleme kastının yoğunluğu karşısında üst sınırdan ceza tatbik edilmesi ve kurum lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin rızasıyla sınıfa girdiğine, sanığın bu yönde mağdureyi zorlamadığından atılı suçun oluşmadığına, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ve takdiri indirim maddesinin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

C. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın olayda iştirak kapsamında sorumlu tutulmasını gerektirecek somut deliller olmadığına, bu yöndeki kabulün varsayıma dayalı olduğuna, bu nedenle sanığın beraati gerektiğine, ayrıca cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin koşullarının oluşmadığına, takdiri indirim maddesinin hukuka aykırı şekilde uygulanmadığına ilişkindir.

D. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İstemi
Atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, suçun işlendiğine dair somut delil bulunmadığına, takdiri indirim maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanıklar … ve … ile suça sürüklenen çocuk …’un olay günü fikir ve eylem birliği içerisinde okula geldiği, okulda boş bulunan bir sınıf tespit ederek mağdureyi bekledikleri, mağdurenin geldiği esnada sanık …’ın bir önceki sınıfın yanında mağdureyi duvara doğru sıkıştırdığı, iterek cebir kullanmak suretiyle mağdureyi kullanılmayan bir sınıfa zorla soktuğu, bu esnada dışarı çıkmak isteyen mağdurenin sınıf kapısını zorladığı, …’un kapıyı açmasın diye tuttuğu, …’ın sınıf koridorunda, …’un ise sınıf kapısının önünde bekledikleri, bu durumun okul güvenlik kamerası kaydından da açık şekilde anlaşıldığı, …’ın mağdureyi duvara yaslayarak ilişkiye girmek istediğini söylediği, mağdurenin hayır demesi üzerine mağdurenin ağzını kapatarak göğüslerini ellemeye başladığı akabinde mağdureyi saçından tutarak yere diz çöker vaziyete getirdiği ve pantolununun fermuarını açarak cinsel organını mağdurenin ağzına soktuğu, bir müddet sonra …’ın cinsel organını çıkartarak duvara döndüğü ve boşaldığı, …’ın eylemi sırasında diğer sanık … ile suça sürüklenen çocuk …’un sınıf kapısını açarak geri kapattıkları,
Sanık …’ın sınıftan çıkmasından sonra suça sürüklenen çocuk …’un sınıfa girdiği, bu sırada mağdurenin sınıftan çıkmak istediği ancak …’ın kapıyı mağdurenin üzerine iteklediği, …’ın bu durumu izlediği, …’un mağdureyi saçlarından tutarak sınıfın ortasına doğru götürüp saçlarından tutarak yere çökerttiği ve cinsel organını ağzına soktuğu, bu esnada sınıfa okulda nöbetçi öğretmen olan tanık …’un sınıfa girmesi ile olayın ortaya çıktığı mahkemece kabul edilmiş,
Her ne kadar sanıklar ve suça sürüklenen çocuk üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmemişler ise de mağdure beyanı ile tanık beyanı ve kamera görüntülerinin uyumlu olması nedeniyle mağdure beyanına itibar edildiği, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun alınan savunmalarının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik itibar edilemez beyanlar olduğu,
Suç tarihinde sanık …’ın mağdureyi koridordan itekleyerek cebir kullanarak kullanılmayan boş bir sınıfa götürmek suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu işlediği, mağdurenin sınıfın içindeyken kapıda bekleyen sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’u görmesi ile direncinin kırıldığı, … ve …’un koridorda beklemek ve …’un kapıyı iteklemek suretiyle …’ın eylemine 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında iştirak ettikleri, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun mağdureyi alıkoymalarının cinsel eylem süresiyle sınırlı olmadığı, bu nedenle iştirak iradesi içinde üzerlerine atılı kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri değerlendirilerek mahkumiyetlerine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar ve suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında düzenlenen “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan kurulan hükümlerde ”Suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer (okul olması) ve zaman, suç sebepleri ve saikleri, suç konusunun önemi, meydana gelen zararın ağırlığı, birden fazla teşdit nedeninin birleşmesi” şeklindeki gerekçeyle tayin edilen temel cezanın teşdiden “2 yıl 6 ay” hapis cezası olarak belirlenmesine, bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve ”yargılama sürecinde gözlemlenen kişiliği, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecinde mahkemeyi yanıltıcı ve aldatıcı davranışları, suçtan sonra pişmanlık göstermeyen tutum ve davranışları göz önünde tutularak” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmamasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/163 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararında sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.05.2023 tarihinde karar verildi.