YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13419
KARAR NO : 2023/115
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.05.2022 tarihli ve 2020/415 Esas, 2022/178 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üçüncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi ile 62 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 13 yıl 4 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/1562 Esas, 2022/1671 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ile müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin aleyhe istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi; sübuta ve hata hükümlerinin uygulanmasına’na ilişkindir.
2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi; 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmaması ve sanık hakkında müsnet suçtan teşdiden ceza tayinine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında ilk derece mahkemesince sanığın müsnet suçtan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi ve 61 nci maddesi uyarınca neticeten 13 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı görüşüyle istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar alınmıştır.
IV. GEREKÇE
1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/1562 Esas, 2022/1671 Karar sayılı kararında sanık müdafiinin 16.09.2022 tarihli temyiz dilekçesinde öne sürdüğü hatanın değerlendirilmesine yönelik istemlerin kısmen yerinde olduğu belirlenmekle, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
2. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3. İlk derece mahkemesince sanığın mağdurun on sekiz – on dokuz yaşında gösterdiğine ilişkin savunmalarının; “…02.02.2022 tarihli 5. celsede mağdurun kimlik yaşına uygun bir görünüm içinde olduğuna dair mahkeme heyeti tarafından yapılan gözlemle uyuşmadığı, soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan … …’ın kızın yaşının küçük olması sebebiyle acıyarak evine aldığı şeklindeki beyanlarından da mağdurun dış görünüm olarak büyük görünmediğini gösterdiği, yine mağdurun hastane doğumlu olduğu ve doğum raporunun dosya arasına alındığı, bu nedenle mağdurun yaşı konusunda da bir ihtilafın bulunmadığı, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı…” gerekçesiyle reddedilmiştir. Hata tartışması yapılırken mağdurun aşamalarda alınan “Sanığa yaşımın 14-15 olarak bildirdim…” şeklindeki beyanları ve yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımları değerlendirme konusu yapılmamıştır.
4. Mağdurun görüntülü beyanlarını içeren 27.10.2020 günlü adlî görüşme kayıtlarını içeren CD’nin kırık olduğu, bantla yapıştırılarak dosya içerisine konduğu, mağdurenin dinlendiği 09.03.2021 tarihli duruşmaya ait segbis kamera kayıtlarını içeren CD’nin ise dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmıştır.
5. Mağdurun görüntülü beyanlarını içeren kayıtların yeniden CD ortamına aktarılarak 5271 sayılı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca dosya içerisine konulması; 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu madde kapsamında hata değerlendirilmesi yapılırken aşamalarda alınan mağdure beyanları ve yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımları da ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak değerlendirme yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi bozma nedeni yapılmıştır.
6. Sanık hakkında kurulan hüküm, (Hata hükümlerinin yeterince tartışılmaması) nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/1562 Esas, 2022/1671 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE başka suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmadığı takdirde derhal salıverilmesinin temini hususunun ivedi şekilde mahalline bildirilmesi için ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.01.2023 tarihinde karar verildi.
(Karşı Oy) (Karşı Oy)
KARŞI OY
Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında yürütülen yargılama neticesinde sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine ilişkin karara vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 06.09.2022 Tarih 2022/1562 Esas 2022/1671 karar sayılı hükmünün sanık müdafisi ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan incelemede sayın Daire çoğunluğu ile ihtilafımız; suça konu olayda TCK Md. 30 yönünden ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin yerindeliğine ilişkindir .
Sanık hazırlıkta alınan ilk beyanında müsnet suçlamayı tamamen reddetmiş, mağdurenin yaşına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Sanık sulh ceza mahkemesinde sorguda alınan beyanında; cinsel organının mağdurun cinsel organına arkadan girdiğini, önden girip girmediğini hatırlamadığını, mağdurun 18-19 yaşlarında olduğunu zannettiğini ifade etmiş; yargılama sürecinde alınan beyanlarında ise mağdureyle nitelikli cinsel ilişkiyi reddetmiş; mağdurun yaşının bir arkadaşı tarafından kendisine 19 olarak söylendiğini ifade etmiştir. Aşamalarda alınan sanık beyanlarının çelişkili olup suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu tüm dosya kapsamıyla sabittir .
Yargılama sürecinde dinlenen mağdurenin 19 yaşında olduğunu söylediğine, mağdurun 19 yaşında gösterdiğine ilişkin beyanda bulunan tanıklar … ve …’ın hazırlık beyanlarında bu yönde bir açıklama yoktur; hatta tanık … hazırlık anlatımında mağdurenin yaşının küçük olduğundan mağdureye acığıdı için mağdureyi evine aldığını ifade etmiştir. Bu itibarla; sanığın ablası olan tanık …’ ın ve tanık …’nin istikrar arzetmeyen anlatımları da itibara değer görülmemiştir .
Mağdurenin celbolunan mernis doğum tutanağından hastane doğumlu olduğu ve doğum raporunun dosya içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır .
Mağdure aşamalarda alınan beyanlarında; ”…Evleneceğiz, filan dedi. Hatta yaşımı bilmediğini de söylemişti, bende yaşımı bastıra bastıra söyledim. Bak dedim daha yaşım küçük dedim, şimdi olmaz dedim… 14-15 dedim …” şeklindeki anlatımları da nazara alındığında; sanığın suç ve cezadan kurtulmaya yönelik mağdurun yaşını 18-19 olduğunu zannettiği yönündeki beyanlarına itibar edilmemiştir.
Bu itibarla; İlk derece mahkemesinin sanık savunmalarında mağdurun 18-19 yaşlarında gösterdiğine ilişkin savunmalarının “…02.02.2022 tarihli 5. celsede mağdurun kimlik yaşına uygun bir görünüm içinde olduğuna dair mahkeme heyeti tarafından yapılan gözlemle uyuşmadığı, soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan …’ın kızın yaşının küçük olması sebebiyle acıyarak evine aldığı şeklindeki beyanlarından da mağdurun dış görünüm olarak büyük görünmediğini gösterdiği, yine mağdurun hastane doğumlu olduğu ve doğum raporunun dosya arasına alındığı, bu nedenle mağdurun yaşı konusunda da bir ihtilafın bulunmadığı, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı…” yönündeki gerekçesi tüm dosya kapsamı ve delil durumuna
uygun olduğu Anayasa md. 141, ve CMK md. 230 kapsamında kanuni gerekçeyi içerdiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin hata yönünden yaptığı değerlendirmenin eksik incelemeye dayalı olması nedeniyle bozma kararı verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.