YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13338
KARAR NO : 2023/3063
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :2019/354 Esas, 2019/360 Karar
SUÇ :Çocuğun cinsel istismarı, çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM :İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.12.2018 tarih ve 2018/68 Esas, 2018/317 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında mağdure …’ye yönelik çocuğun cinsel istismarı ile mağdure …’ye karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 11.03.2019 tarihli ve 2019/354 Esas, 2019/360 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan mağdureler vekilleri ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 11.03.2019 tarihli ve 2019/354 Esas, 2019/360 Karar sayılı kararının katılan mağdureler vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Kapatılan 14. Ceza Dairesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/3941 Esas, 2020/5018 Karar sayılı ilamı ile;”Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurelerin velayet haklarına sahip kanuni temsilcileri olan … ile…’nin duruşmada şikayetçi olarak davaya katılmalarının ardından kendilerine tefhim edilen ve Bölge Adliye Mahkemesince aleyhe değiştirilmeyen ilk derece mahkemesi hükmüne karşı istinaf yoluna başvurmamaları karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekillerin temyize hakları bulunmadığından, vaki temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi gereğince reddine” karar verilmiştir.
4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2021 tarih ve 14-2019/61341 sayılı itiraznamesi ile anılan ilama karşı itiraz kanun yoluna müracaat edilmiştir.
5. Yargıtay Kapatılan 14. Ceza Dairesinin 18.05.2021 tarih ve 2021/512 Esas, 2021/3486 Karar sayılı ilamı itiraz nedenleri yerinde görülmeyerek dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2022 tarihli ve 2021/(Kapatılan) 14-206 Esas, 2022/460Karar sayılı ilamıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile Yargıtay Kapatılan 14. Ceza Dairesinin 17.11.2020 tarih ve 2020/3941 Esas, 2020/5018 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan mağdureler vekillerinin temyiz istemi; somut olayda sanığın müsnet suçları işlediğinin tanık beyanlarıyla sabit olduğuna, birbirlerini destekler nitelikteki tanık beyanları ile katılanların ifadelerinin sanığın üzerine atılı suçları işlediğini gösterdiğine, kararın usul ve yasaya aykırı oluşu nedeniyle bozulması gerektiğine, sanığın çocuğun cinsel istismarı ile sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; ”Sanığın mağdur … ***’a karşı 2014-2015 yılları içinde bir çok kez cinsel istismarda bulunduğu, keza aynı yerde ve aynı mahallede bulunan mağdur … ****’ya da aynı tarihlerde cinsel istismarda bulunduğu gibi, hürriyetinden yoksun bıraktığı iddia edilen kamu davasında sanık savunması, mağdur beyanları, tanık beyanları, olayın gerçekleştiği iddia olunan yapının bulunduğu çevreye ilişkin fotoğraflar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, olayın başlangıçta mağdure … ***’un sınıf kitaplığından okumak için aldığı kitabı iade ederken kitapta küfür veya müstehcenlik yazıları yazılmış olduğunu sınıf öğretmenine söylemesi ve sınıf öğretmeni… ************’ın da yazı karakterinden bu yazıların karakterinden yazıyı mağdure …’nin kendisinin yazdığını öğrenmesi üzerine rehber öğretmene sevk ederek bu yazıları neden yazdığını öğrenmek amacıyla mağdure …’yi rehber öğretmene yönlendirmesi; mağdure …’nin de sanığın cinsel istismarına maruz kaldığını, hatta komşuları … ****’nın da aynı şekilde istismara maruz kaldığını söylemesi üzerine oluşan şüphe nedeniyle soruşturma işlemlerine başlandığı anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin olarak tek delilin mağdurelerin ifadeleri olduğu için mağdurelerin ifadelerine itibar edilip edilemeyeceğinin tespitinde zorunluluk bulunmakta olup, mağdure …’nin soruşturma aşamasında ayrıntılı olarak alınan ve duruşmada da kendisine okunup teyit ettiği ifadesinin içeriğinden sanığın cinsel organını yanında …’nin olmadığı bir zamanda gördüğü sonucunun çıktığı, mağdure …’nin ise ifadesinde sanığın cinsel organını hem … ile birlikteyken ve hem de yalnızken gördüğünü beyan ettiği, ayrıca …’nin ifadesinde sanığın cinsel organını poposuna soktuğunu ve poposundan kan geldiğini beyan etmesine karşın, mağdurenin yapılan muayenesinde herhangi bir cinsel istismar bulgusuna rastlanılmadığının belirtildiği, mağdure …’nin ifadesinde sanığın kendisini ellerinden çeker zorla inşaata götürdüğünü, bu sırada kendisinin sanığa vurup engel olmaya çalıştığını beyan ettiği görülmüş ise de, olay yerindeki sokağa ait fotoğrafların incelenmesinde sokağın etrafında evler bulunduğu, dolayısıyla sanığın komşusunun kızı olan mağdureyi başkalarının görebileceği şekilde sokak ortasında istismarda bulunmak için sürükleyerek götürmesinin hayatın olağan akışına uygun görülmediği, olayın ortaya çıkış şekli itibariyle de mağdure …’nin okula ait kitaba müstehcen yazılar yazdıktan sonra, kendisinin yazmadığını söylediği ancak bu yazıları kendisinin yazdığı ortaya çıktıktan sonra bir yaptırıma maruz kalacağını düşünerek böyle bir olay nedeniyle mağdur olduğunu ileri sürerek bir iddiayı ortaya atmış olabileceği de gözetilerek, mağdurelerin soyut nitelik taşıyan ifadelerine itibar edilmemiş olup, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair başkaca bir delilin bulunmaması da nazara alınarak atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı nitelikte delilin bulunmaması nedeniyle sanığın beraatine” gerekçesiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Olayın intikal şekli ve süresi, 26.05.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu, sanık savunması, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilere uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış ve katılan mağdureler vekillerinin temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince 11.03.2019 tarih ve 2019/354 Esas, 2019/360 Karar sayılı kararında katılan mağdureler vekillerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2023 tarihinde karar verildi.