YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12801
KARAR NO : 2023/399
KARAR TARİHİ : 26.01.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüyle yapılan yargılama neticesinde önceki hükmün onaylanmasına ve aynen infazına dair kararın 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.01.2013 tarihli ve 2011/339 Esas, 2013/13 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve beşinci fıkrası ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına oy çokluğuyla karar verilmiştir.
2. Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin, 21.11.2017 tarihli ve 2014/12410 Esas, 2017/5788 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafilerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin onama kararı sonrasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcığı, 13.05.2019 tarih ve 22075 sayılı İtiraznamesi ile şikayetçinin sanığın eylemine rızasının bulunduğu, bu nedenle atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
4. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.06.2022 tarihli, 2020/13-262 Esas, 2022/491 Karar sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir.
5. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.04.2021 tarihli ve 2011/339 Esas, 2013/13 Karar sayılı ek kararı ile sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edildiği, yapılan yeni yargılama neticesinde Mahkemenin, 27.05.2022 gün, 2021/220 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararı ile önceki hükmün onaylanmasına ve verilen cezanın aynen infazına karar verilmiştir.
6. Tebliğnamede özetle: Şikayetçinin, sanık hakkındaki mahkumiyet kararının onanıp kesinleşmesinden sonra mahkemeye sanıkla ilgili suç isnadında bulunduğuna dair dilekçe sunması nedeniyle sanık müdafiince bu husus gerekçe gösterilerek, 01.04.2021 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması üzerine ilk derece mahkemesince bu istem kabul edilip, şikayetçi ile bazı tanıklar dinlenilerek yapılan yargılama neticesinde 27.05.2022 gün, 2021/220 Esas, 2022/248 Karar sayılı karar ile önceki hükmün onaylanmasına ve verilen cezanın aynen infazına karar verildiği, böylece mahkeme tarafından yeni delil araştırmasına gidildiği ve elde edilen yeni delil uyarınca daha önce kesinleşmiş olan karardan bağımsız, yeni bir karar verildiği, bu şekilde verilen kararın, önceki karara esas teşkil eden delillere dayanmadığı, bu nedenle istinaf merciince yapılacak incelemenin, mahkemece verilen ve aleyhine kanun yoluna başvurulan yeni kararın yargılamanın yenilenmesi aşamasında toplanan yeni deliller ile uyumlu olup olmadığını denetlemekten ibaret olduğu, bu itibarla da daha önce Yargıtay tarafından verilmiş olan bir kararın incelenmesi niteliğinde de olmadığı, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Kanun’un uygulanacağı, Yargıtayın “Onama” kararı ile İlk Derece Mahkemesinin verdiği hükümlerin 21.11.2017 tarihinde kesinleştiği ve yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulünden sonra yapılan yargılama neticesinde 27.05.2022 tarihinde verilen kararın yeni bir hüküm mahiyetinde olduğu, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan karar uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başladığı, bu tarihten sonra verilen kararların istinaf kanun yoluna tabi olduğu, yargılamanın yenilenmesi sonucu verilen yeni kararın da bu tarihten sonraya ilişkin olduğu dikkate alındığında hükümlerin 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmakla, dava dosyasının incelenmeksizin iadesi talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, öncelikli olarak mahkumiyet hükmünün istinaf incelemesine tabi olduğundan bahisle dosyanın esası incelenmeden iadesine karar verilemesi gerektiğine, şikayetçinin soyut ve çelişkili iddiaları dışında dosyada somut delil bulunmadığına, şikayetçinin olaydan sonra alınan genital raporunda cinsel saldırı emaresinin bulunmadığına, raporlardaki yaralanmalarının niteliğine, olay yerinin özelliklerine, şikayetçinin daha önceki ilişkilerine ve tanık beyanlarına göre; şikayetçinin, sanığın eylemine rızasının bulunduğu, bu nedenle atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığına ilişkin olduğu görülmüştür.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, şikayetçinin arkadaşı olan tanık …’in erkek arkadaşı olup, şikayetçinin yaz okulu nedeniyle Mersin’e geldiği ve tanık …’in, Mersin ilindeki evinde kaldığı ve sanık ve şikayetçinin olay öncesi birbirlerini tanıdıkları, olay günü sanığın, kız arkadaşı tanık …’in evine geldiği, şikayetçinin de tanığın evinde kaldığı, birlikte evde alkol aldıkları ve bilahare ayrı ayrı odalarda yattıkları, ertesi gün sabah saat 07.30 sıralarında tanık …’in işe gitmek üzere evden ayrıldığı ve ayrılmadan önce, yine işe gidecek erkek arkadaşı sanığı uyandırdığı, sanığın işe gitmeyerek saat 10.00 sıralarında şikayetçinin odasına girdiği, o sırada odasında yatmakta olan şikayetçinin uyandığı, gece havanın sıcak olduğundan bahsettikleri, daha sonra sanığın şikayetçiye “Sende beni çeken bir şey var” diyerek o sırada yatakta olan şikayetçinin yanına uzandığı, şikayetçinin “Ne yapıyorsun git uyuyacağım” diyerek sanığa karşı çıkmaya çalıştığı, sanığın yataktan kalkmaya çalışan şikayetçinin kolundan tutarak yatağa çektiği ve yanağından ve dudağından öpmeye başladığı, bağırmaya çalışan şikayetçinin ağzını eliyle kapadığı ve zorla üzerini soyduğu ve normal yoldan cinsel ilişkiye girdiği ve şikayetçinin karın kısmına boşaldığı, bilahare duş alıp evden ayrıldığı şeklinde olayın kabul edildiği anlaşılmıştır.
2. İlk Derece Mahkemesince, mağdurenin mahkemeye sunmuş olduğu 16.03.2021 tarihli dilekçe içeriğinin sanık lehine sonuç doğabileceği ihtimali nedeniyle sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edildiği görülmüştür.
3. Yargılamanın yenilenmesi aşamasında dosya kapsamında tanıkların yeniden dinlenildiği ve şikayetçinin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (…) bağlantısı sağlanarak yeniden beyanının alındığı, şikayetçinin yeni beyanında “Davanın sürekli önünde görünüyor olmasından rahatsız olduğu için dilekçe yazdığını, sanığın konuşmaya çalıştığını, sonrasında öpmeye çalıştığını, ilk başta direndiğini, daha sonra direnç göstermediğini, direnç göstermediği için de daha sonrasında pişman olduğunu, ilişkiye rızasının olduğunu, direnç göstermemesinin rızasının olduğu anlamına geldiğini” beyan ettiği anlaşılmıştır.
4. İlk Derece Mahkemesince, dinlenen şikayetçinin beyanlarında samimi ve tutarlı olmadığı, rızası yönündeki beyanlarının yargılanmanın yenilenmesi için yeterli görülmediği ve şikayetçinin dosya kapsamında yargılamanın yenilenmesinden önceki beyanlarına itibar edildiği gerekçesiyle sanık hakkında daha önce hükmedilen 28.01.2013 tarih, 2011/339 Esas ve 2013/13 Karar sayılı ilamının onaylanmasına karar verildiği görülmüştür.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterilmek suretiyle gerçekleştirilen yargılama neticesinde önceki hükmün onaylanmasına dair kurulan hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
B. Tebliğname Yönünden
5230 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası, “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır.” biçiminde iken 1.7.2016 tarih ve 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi ile “Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” biçiminde cümle eklenmiştir. Bu cümlenin eklenmesinin amacı, daha önceden Yargıtay denetiminden geçmiş dosyaların, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenmemesidir. Madde lafzi olarak yorumlandığında, sadece bu hükmün, mahkeme kararları kesinleşinceye kadar uygulanabileceği, kesinleştikten sonra uygulanmayacağıdır. Karar kesinleşmesini engelleyecek biçimde bir Yargıtay kararı verilmesinde, bu hüküm uygulanıyor ise, Yargıtay kararı ile hükmün kesinleştiği hallerde anılan hükmün evleviyetle uygulanması gerekir. Aksi bir durum, mevcut delillere göre, eylemin suç oluşturduğu ve bu suçu sanığın işlediğine ilişkin Yargıtay tarafından yapılan tesbitin ve belirlemenin, Bölge Adliye Mahkemesinin son kararı ile kaldırılması sonucunu doğurur ki, bu husus da kanun koyucunun 6723 sayılı Kanunla yaptığı eklemenin ve kanun yolu incelemesindeki hiyerarşik silsilenin mantığı ile bağdaşmayacağından, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule şayan olduğu kabul edilerek yapılan duruşmalı yargılama sonucu, Mahkeme tarafından verilen hükmün onaylanmasına ilişkin kararın, Dairemiz tarafından esastan incelenmesine karar verilmiştir.
Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli 2020/13-262 Esas, 2022/491 Karar sayılı kararı da hükmün esastan Dairemiz tarafından incelenmesine ilişkin kararımızla aynı yönde olduğu görülmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının dosyanın esası incelenmeksizin iadesi görüşüne iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 27.05.2022 gün, 2021/220 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.01.2023 tarihinde karar verildi.