YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12622
KARAR NO : 2023/4085
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1035 E., 2022/973 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama
Her ne kadar Tebliğnamede sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan görüş bildirilmiş ise de bu hükümle ilgili kanun yoluna başvurulmadığı gözetilerek, incelemenin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu ile sınırlı yapılmasına karar verilmiştir.
Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği
temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.01.2019 tarihli ve 2018/146 Esas, 2019/17 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir
2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 21.06.2019 tarihli ve 2019/1401 Esas, 2019/1405 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ile katılan … tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 24.12.2020 tarihli ve 2020/824 Esas, 2020/6285 Karar sayılı oy çokluğuyla verilen kararı ile özetle, Bölge Adliye Mahkemesince katılan Bakanlık vekilinin istinaf talebiyle ilgili herhangi bir karar verilmemesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2021/1035 Esas, 2022/973 Karar sayılı oy çokluğuyla verilen kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmünün 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kaldırılarak sanığın aynı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 21.09.2022 tarihli ve 9-2022/108694 sayılı onama görüşlü Tebliğnamesi ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Olayın oluş tarzı, hemen akabinde alınan adli rapor, yetkili merciye intikal şekli, taraflar arasında husumet bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Tanık beyanları, adli tıp raporu, mağdurun olayı annesine izah şekli nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna, üst sınırdan indirim uygulanmadan cezalandırılması gerektiğine ve bu nedenlerle hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.
C.Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi
Taraflar arasında husumet bulunmaması, mağdurda akut fiili livata belirtileri olduğuna dair rapor içeriğinin katılan anne beyanını doğrulaması, mağdurun kendisini yeterince ifade edememesinin mağdur aleyhine delil teşkil edilemeyeceği hususları gözetilerek sanığın eyleminin sabit olduğuna ve üst sınırdan indirim uygulanmaksızın cezalandırılması amacıyla kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık savunmalarından, katılan iddialarından, tanık anlatımlarından, rapor içeriğinden, uzmanlık raporundan ve tüm dosyadaki belgelerden anlaşılacağı üzere katılan …’in 31.08.2011 doğumlu oğlu olan mağdur …’i olay tarihinde ablası olan Antika’ya bakması için bıraktığı, onun da mağduru kayınvalidesi olan tanık…’ye bıraktığı, …’nin oğlu olan sanık …’in yeğeni olan mağdur …’i suçun işlendiği evlerinde ayrı bir odaya götürerek cinsel organını mağdurun anüsüne sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğu kabul edilmiş,
2. Sanık her ne kadar bazı nedenler ileri sürerek suçlamayı inkar etmekte ise de mağdurun soruşturma aşamasındaki katılan anne …’ye olayı izahı, katılanın iddiası, iddiaları doğrulayan Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzlem Merkezinin 19.02.2018 tarih ve 96/2018 sayılı uzmanlık raporu nazara alındığında sanığın inkara dayalı savunması samimi görülmeyerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın aşamalarda alınan beyanlarında atılı suçlamayı kabul etmemesi, katılan mağdur …’in aşamalarda, kendisinde bulunan hiperaktivite nedeniyle, sağlıklı bir şekilde beyanlarının tespit edilememesi, alınan beyanların atılı eylemi sanığın işlediği hususunda somut bir olgu içermemesi, katılan mağduru cinsel istismara maruz kaldığı hususunda her ne kadar adli rapor bulunsa da; bu raporun yalnız katılan mağdurun cinsel istismara maruz kaldığını göstermesi buna karşılık eylemi sanığın gerçekleştirdiği hususunda bir delil teşkil etmemesi karşısında sanığın atılı eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususunda sanık lehine çok kuvvetli şüphenin bulunması ve şüpheden sanık yararlanır şeklindeki evrensel hukuk kuralı da gözetilerek atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut inandırıcı ve kesin delil bulunmayan sanığın beraatine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Olayın intikal şekli ve süresi, hafif derecede zeka geriliği ve konuşma güçlüğü bulunan mağdurun çocuk izlem merkezinde alınan beyanında ayrıntılı anlatımda bulunamamış olmasına rağmen ”Bülent pipimi açtı” şeklindeki ifadesi, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 19.02.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda mağdurda tespit edilen bulguların akut fiili livata ile uyumlu olduğunun belirtilmesi, olayın oluşumuna dair katılan anne …’nin aşamalardaki istikrarlı anlatımları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında; olay günü sanığın on iki yaşından küçük mağdura cinsel organını anüs bölgesine sokmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, müsnet suçtan mahkûmiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2021/1035 Esas, 2022/973 Karar sayılı kararına yönelik Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, katılan mağdur vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takdiren Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.