Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/12439 E. 2023/741 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12439
KARAR NO : 2023/741
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Suça sürüklenen … hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.12.2013 tarihli ve 2009/383 Esas, 2013/345 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen … hakkında beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci,
dördüncü ve altıncı fıkralarıyla, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.12.2013 tarihli ve 2009/383 Esas, 2013/345 Karar sayılı kararının suça sürüklenen … müdafii ve katılan mağdure vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 12.10.2020 tarihli ve 2016/8472 Esas, 2020/3929 Karar sayılı kararı ile lehe kanun değerlendirmesi yapılması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.02.2021 tarihli ve 2020/196 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen … hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci ve 31 inci maddesinin üçüncü fıkraları uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.02.2021 tarihli ve 2020/196 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30.11.2021 tarihli ve 2021/24456 Esas, 2021/9461 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeni ile sarkıntılık düzeyinde kaldığı, kabule göre de suça sürüklenen çocuğun eylemini cebir kullanarak gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile cezada artırım yapılmasının kanuna aykırı olması nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir.

5. Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.04.2022 tarihli ve 2022/31 Esas, 2022/133 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen … hakkında sarkıntılık sureti ile çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.09.2022 tarihli ve 9-2022/93620 sayılı düşme görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan mağdure vekilinin temyiz isteği; suça sürüklenen … hakkında üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğini, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasının kanuni olmadığını, mağdurenin suça sürüklenen çocuğu tanımadığını, verilen cezanın ertelenmesinin de kanuni olmadığını, suça sürüklenen … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiğine ilişkindir.

2. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği; sanık hakkında üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince “Suç tarihinde 13 yaşında olan mağdure …’nın Çorum il merkezinde bulunan Devlet Hastanesi yanında bulunan parkta yalnız başına oturduğu sırada 7-8 erkek şahıs tarafından rahatsız edildiği, olay tarihinde 16 yaşında olan suça sürüklenen … …’ın çocukları görmesi üzerine mağdure ile baş başa kalmak amacıyla diğer şahısları mağdurenin yanından uzaklaştırdığı, mağdure ile başbaşa kaldığı, mağdureye “ben buraların ağasıyım onlarla dolaşırsan adın kötüye çıkar benimle dolaşırsan adını temize çıkartırım” şeklinde sözler söyleyerek yakınlaştığı, burada mağdure ile bir süre sohbet ettikten sonra mağdurenin … Lisesinin bahçesine davet ettiği, mağdurenin kabul etmesi üzerine mağdure ile birlikte … Lisenin bahçesine giderek banka oturdukları, burada …’nin mağdureye “her şey benim sözüme bakar, senin adını kirletirim de temize de çıkarırım” ve “her şeyin bir karşılığı var” diyerek cinsel arzularını tatmine yöneldiği, ancak mağdurenin bunu kabul etmeyerek olay yerinden uzaklaşmaya çalıştığı, …’nin mağdurenin olay yerinden gitmesini engellemek için kollarından tutarak şaka yaptığını belirttiği, bunun üzerine mağdurenin olay yerinde kalmaya devam ettiği, …’nin cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla yanında oturan mağdurenin dudağından öptüğü, mağdurenin annesinin cep telefonuyla mağdureyi araması üzerine mağdurenin …’den kurtulup olay yerinden uzaklaştığı, … Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 31/01/2011 tarihli raporuna göre mağdurenin bu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun anlaşıldığı, …’nin aşamalarda tevili ikrar mahiyetinde mağdureyi yanağından öptüğünü beyan ettiği, …’nin eylemlerine kendisi isteyerek değil de mağdurenin annesinin aramasını fırsat bilerek olay yerinden uzaklaşmasıyla son verdiği, bu şekilde …’nin mağdureyi dudağundan öpme biçimindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığı anlaşılmakla üzerine atılı sarkıntılık düzeyinde çocuğun cinsel istismar” suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmıştır.

…’nin mağdure …’ya yönelik sarkıntılık düzeyinde çocuğun cinsel istismar suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun vasıf ve önemi, işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, mağdurenin yaşının küçüklüğü, olay sonrası mağdurenin ruh sağlığının bozulmuş olması ve …’nin suç kastının yoğunluğu dikkate alınarak takdiren ve teşdiden alt hadden uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.

Suça sürüklenen … … aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de; …’nin aşamalarda tevili ikrar mahiyetinde mağdureyi öptüğüne ilişkin beyanı, mağdurenin olaya ilişkin aşamalardaki istikrarlı beyanları, mağdurenin …’ye iftira atacak bir husumetinin olmadığı, …’nin kendi içinde çelişkiler barındıran beyanları ve olay nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna yönelik … Kurumu raporu hep birlikte değerlendirilerek …’nin suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen … tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibarı ile on beş – on sekiz yaş grubu içerisinde bulunduğu ve üzerine atılı suçun gerektirdiği cezanın üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 66 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesi uyarınca tabi olduğu zamanaşımı sürelerinin geçmemiş olması nedeni ile Tebliğname’deki görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.04.2022 tarihli ve 2022/31 Esas, 2022/133 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.02.2023 tarihinde karar verildi.