Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/12207 E. 2023/3299 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12207
KARAR NO : 2023/3299
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/131 E., 2022/466 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

Sanık hakkında, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2022/131 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için öngörülen cezanın türü ve miktarı dikkate alınarak sanık hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen beraat kararının istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararının kesin olduğu anlaşılmıştır.

Sanık hakkında, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2022/131 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararı ile nitelikli yağma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçlarından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.10.2019 tarihli ve 2019/22 Esas, 2019/269 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 58 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendiyle 58 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 09.03.2020 tarihli ve 2020/225 Esas, 2020/295 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca reddine karar verilmiştir.

3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii, katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/15160 Esas, 2021/9908 Karar sayılı kararı ile “Sanık hakkında ilk derece mahkemesince gerçekleştirilen yargılama neticesinde atılı suçlardan kurulan hükümlerin sanık müdafisi ve katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme sırasında katılan Bakanlık vekilinin istinaf talebiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın diğer istinaf başvuruları incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2022/131 Esas, 2022/466 Karar sayılı ilamı ile sanığın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine; nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanığın atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.09.2022 tarihli ve 9-222/102265 sayılı onama ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Çocuğun cinsel istismarı ve geceleyin yağma suçu ve adam öldürmeye teşebbüs suçunun tamamlandığına, sanık hakkında atılı suçlardan teşdiden, çocuğun cinsel istismarı suçu yönünden 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının da uygulanmak suretiyle ceza tayinine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden sübutun gerçekleşmediğine ilişkindir.

C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Çocuğun cinsel istismarı ve nitelikli yağma suçlarının tamamlandığına, sanık hakkında atılı suçlardan teşdiden ceza tayini ve lehlerine vekalet ücreti takdiri istemine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü 20.10.2018 tarihi olan olay günü mağdure Dilara İrem ***’ın saat 18.00 sıralarında bir arkadaşı ile Bornova ilçesinde buluşmak üzere annesi ile ikamet ettiği evden ayrılıp, aynı gün saat 18.30 sularında arkadaşı ile buluştuğu, birlikte yürümeye başladıkları, mağdurenin bir süre Bornova ilçesi Küçükpark mevkiinde bulunan bir kafede arkadaşıyla vakit geçirip saat 22.45 sularında buradan ayrılarak Bornova Metro durağı önüne geldikleri, mağdure ile arkadaşının burada bir yere oturup sigara içtikleri esnada, aynı yerde sokak müzisyenliği yapan sanık … *** ile bir arkadaşının mağdurenin yanına gelerek çakmak istedikleri, mağdurenin çakmağı vermesinin ardından sanık …’in müzik yapmaya devam ettiği, mağdurenin arkadaşı tanık …’in ayrıldığı, 23.30 sıralarında sanığın arkadaşı tanık …’in ayrıldığı, sanıkla mağdurenin yalnız kaldığı, saat 21.10.2018 günü saat 00.30 sıralarında sanıkla mağdurenin taksiyle yola çıktıkları, Bozyaka’da sanığın evinin önünde durdukları, sanıkla mağdurenin tartıştığı, sanık ile mağdurenin tartışarak önce markete gittikleri, sigara aldıkları, daha sonra tuvalet ihtiyacının geldiği,mağdurenin sanığın gösterdiği yere tuvalet ihtiyacını gidermek için gittiğinde sanığın da arkasından gittiği, çalılıkların bulunduğu yerde mağdurenin tuvalet ihtiyacını giderip eşofmanını çekmek üzereyken sanığı gördüğü, sanığın mağdureyi ittirip yere düşürdüğü, boğuşmaya başladıkları, mağdurenin çığlık atıp yardım istediği, sanığı tekmelemeye başladığı, sanığın mağdurenin ağzını kapatmaya çalıştığı, mağdurenin sanığın elini ısırdığı, sanığın pantolonunu indirdiği, mağdurenin saçlarından tutup üzerine abandığı, eşofmanını indirmeye çalıştığı, göğüslerini ellediği, cinsel organını mağdurenin ağzına sokmaya çalıştığı, bira şişesiyle mağdurenin kafasına vurduğu, sanığın parmağını ve cinsel organını mağdurenin anüsüne sokmaya çalıştığı, mağdurenin çırpınıp engel olması nedeniyle organ sokma eylemini tamamlayamadığı, her ne kadar mağdurenin beyanları aşamalarda değişiyorsa da, sanığın kendisine yönelik organ sokmaya yönelik cinsel saldırı eylemleri olduğu noktasında mağdurenin beyanlarının değişmediği, olaydan sonra mağdure ile ilgili düzenlenen adli rapordaki bulguların mağdurenin bu yöndeki beyanlarını doğrular nitelikte olduğu, sanığın raporunda da mağdurenin beyanlarını doğrular nitelikte mağdurenin sanığın elini ısırdığına dair bulgu tespit edildiğinin belirtildiği, ayrıca sanığın da savunmasında olay sırasında mağdurenin yanında olduğunu belirterek kısmen tevilli ikrarda bulunduğu, bu nedenlerle sanığın mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçunu işlediğinin sabit olduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince sanığın işbu suçtan mahkumiyetine dair verilen karara yönelik tüm istinaf taleplerinin reddine, her ne kadar sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle, kamu davası açılmış ise de, olayın oluş şekli, mağdurenin yaşı, olayın meydana geldiği yer dikkate alındığında, sanığın mağdureye yönelik çocuğa yönelik nitelikli cinsel istismara teşebbüs suçunun işlenmesi için gerekli süre dışında mağdurenin hürriyetini kısıtladığına ilişkin her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı, bu itibarla sanığa atılı işbu suçun maddi ve manevi kanuni unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından dair İlk Derece Mahkemesince sanığın işbu suçtan beratine dair karara yönelik tüm istinaf taleplerinin reddine, her ne kadar sanık hakkında olay günü mağdurenin çantasını, müzik aletini ve cep telefonunu zorla mağdurenin elinden alıp yanında götürmek suretiyle mağdureye yönelik gece vakti yağma suçunu işlediğinden bahisle yargılamasının yapılarak cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; mağdurenin soruşturma aşamasındaki polis ifadesinde sanığın olay sırasında siyah deri çantasını alıp götürdüğünü, gasp edilen bu çantasının içinde annesine ait hat takılı Samsung marka cep telefonu, şarj aleti, kimliği, Akbank bankomat kartı, öğrenci kartı ve 100 TL parasının olduğunu beyan etmiş iken kovuşturma aşamasındaki beyanında sanığın olay sırasında çantasını ve müzik aletini alıp uzaklaştığını o gittikten sonra olay yerinde cep telefonunu aradığını, daha sonra kendisine yardım eden Doblo marka bir aracın sürücüsü ile birlikte olay yerinde sanığın alıp götürdüğünü iddia ettiği çantasını ve bulamadığı cep telefonunu olay yerinde birlikte aradıklarını ancak bulamadıklarını, olay sırasında kendisine yardım eden Doblo marka aracın şoförünün telefonuyla ulaştığı arkadaşı … *** soruşturma aşamasındaki ifadesinde mağdurenin tanımadığı bir numara ile olaydan sonra kendisine ulaştığını, olayı anlattıktan sonra çantasının ve telefonunun orada kaybolduğunu beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise mağdurenin olayı anlattıktan sonra ona neden başka bir numaradan arıyorsun diye sorduğunda mağdurenin ona sanığın telefonunu ve çantasını aldı veya fırlattı gibi bir şeyler söylediğini tam olarak hatırlayamadığını beyan ettiği, bu haliyle mağdurenin aşamalardaki yağma suçu yönünden de beyanlarının çelişkili olduğu kaldı ki tanık … ***’in beyanlarında mağdurenin suç konusu çanta ve cep telefonunun olay yerinde kaybettiğini belirttiği, bu nedenle sanığın üzerine atılı gece vakti yağma suçunun mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle sabit olmadığı, anlaşıldığından atılı bu suç yönünden İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet kararının kaldırılarak sanığın beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca verilen beraat kararının istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı ve bu karara yönelik temyizin niteliği karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

2. Ret sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

B. Nitelikli Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı anlaşıldığından, tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükmünde herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

C. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçuna Teşebbüsten Kurulan Hüküm Yönünden
Dosya kapsamı ve olay yerinin özelliklerine göre mağdurenin vücuduna organ veya sair cisim sokulmasını engelleyen mağdurenin aşılabilir mukavemeti dışında harici bir engel bulunmadığı halde sanığın bundan vazgeçerek icra hareketlerine kendiliğinden son verdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 36 ıncı maddesi hükmü uyarınca gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmak suretiyle eyleminin basit cinsel istismar olarak kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Nitelikli Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2022/131 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararında sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

C. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarına Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2022/131 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararırına yönelik sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.05.2023 tarihinde karar verildi.