Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/12123 E. 2023/4191 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12123
KARAR NO : 2023/4191
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.12.2016 tarihli ve 2016/97 Esas, 2016/162 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine karar verilmiştir.

2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 06.03.2017 tarihli ve 2017/304 Esas, 2017/391 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 13.04.2017 tarihli ve 2017/304 Esas, 2017/391 Karar sayılı ek kararı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz başvuruları hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği “Temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddine” karar verilmiştir.

4. Dava doyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
İlk Derece Mahkemesince verilen kararların bozulmasına yöneliktir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
İlk Derece Mahkemesince verilen kararların bozulmasına yöneliktir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılması gerektiğine yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2016 günlü 2016/4973 Soruşturma, 2016/1720 Esas ve 2016/126 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun cebir kullanmak suretiyle cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açıldığı, sanığın tüm aşamalarda alınan ifadelerinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ederek inkara yönelik savunma yapıp en son aşamada isnat edilen eylemleri yaptığını kabul etmesinin nedeni olarak hakkındaki bu asılsız suçlamaya çok sinirlenerek mağdurenin “Kabul ederseniz kapatırım” şeklindeki beyanının kendisini bu eylemi kabul etmeye zorladığını beyan ettiği, sanığın bu beyanının tanık … beyanı ile kısmen doğrulandığı, her ne kadar mağdure alınan ifadesinde sanığın ilk kez kendisine öğretmenler odasında tacizde bulunduğunu, ardından bileğinden tutarak üst katta bulunan bilgisayar odasına götürdüğünü, sanığın bu odalarda kendisine tacizde bulunduğunu ve taciz sırasında öğretmenler odasının bulunduğu katta arkadaşı olan … ve …’nun bulunduğunu bildiğini, arkadaşlarının da kendisinin öğretmenler odasında olduğunu bildiklerini beyan ettiği fakat mağdurenin sanığın taciz eylemleri karşısında bağırmak suretiyle arkadaşlarını bu durumdan haberdar etme olanağı bulunmasına rağmen olay esnasında hiçbir tepki vermediği, bu durumun mağdurenin bulunduğu yaş, eylemin yaşandığı zaman dilimi ve mağdurenin kendisini ifade edebilecek durumda olduğu yönündeki kovuşturma aşamasında oluşan kanaat ve tanık beyanları dikkate alındığında mağdurenin kendisine yöneldiğini bahsettiği bu tarz bir eylem karşısında tepkisiz kalmasının ve yine sanığın mağdureye yönelik ilk eyleminin olmasının hemen ardından mağdurenin sanık ve tanık olarak ifadesine başvurulan … ile birlikte hiçbir şey olmamış gibi öğretmenler odasında oturup sohbete katılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu haliyle mağdurenin beyanlarının kendi içerisinde çelişkiler barındırdığı ve samiyetten uzak olduğu, öte yandan tarafsızlığından ve samimiyetinden şüphe duyulmayan rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmeni tanık …’nın gerek talimatla alınan ifadesinde gerekse yargılama aşamasında mahkemece huzurda alınan diğer ifadelerinin irdelenmesinde; tanığın, mağdurenin zaman zaman kendisine çelişkili ifadeler verdiğini tespit ettiğini, hatta kendisiyle yapmış olduğu mülakatta mağdurenin bazen “Böyle bir olay yaşanmadı” diyerek şikayetçi olduğu olayı reddettiğini, bazen de “Ben ifade değiştirirsem suçlu olurum” diyerek sanığın kendisine tacizde bulunduğu yönünde ifade verdiğini yine mağdurenin olay sırasında sanık ile ilk başta kendisine ait odasına geldiklerini, odanın kapalı olduğunu gördükten sonra yukarı kata çıkarak önce boş sınıfa ardından da bilgisayar odasına çıktıklarını söylediğini, fakat kendisinin mağdurenin sanıkla odasına geldiğini beyan ettiği gün kapısının çalındığını duymadığını, kapısını çok nadir olarak kilitlediğini, böylelikle mağdurenin kendisine bu yöndeki beyanlarının çelişkili olduğunu tespit ettiğini beyan ettiği, farklı farklı beyanlarda bulunduğundan dolayı bu konudaki çelişkileri kendisine hatırlattığında ise “Hatırlamıyorum” şeklinde net ifadelerden kaçınarak beyanlarda bulunduğunu, tanığın bu şekildeki beyanlarının mağdurenin iddiasının ve beyanlarının doğruluğuna gölge düşürdüğü, yine dosya kapsamında dinlenen ve görgüye dayalı bilgileri bulunmayan diğer tanıklar da olayla ilgili mağdure tarafından yanlış yönlendirildiklerini beyan ederek sanıktan bu hususta özür dilediklerini beyan ettikleri, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, sanığın inkara yönelik savunması, mağdurenin beyanlarını desteklemeyen tanık …’nın ifadeleri ile tanık olarak dinlenen diğer şahısların da olayın oluş anına ilişkin görgüye dayalı bir beyanlarının olmayışı olayı ve mağdurenin anlattığı kadarıyla yaşanan olayları bildikleri dikkate alındığında, sanığa isnat edilen suçlamalara ilişkin sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair soyut iddia dışında cezalandırılmasına yeterli şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Verilen Ek Karar Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…) istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar ve aynı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan; “… temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] …, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B. Sanık Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla, bölge adliye makemesi Cumhuriyet savcısının, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

C. Tebliğname Yönünden
Yukurıda (A) ve (B) bölümlerde açıklanan nedenlerle Tebliğname’de bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
1. Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 13.04.2017 tarihli ve 2017/304 Esas, 2017/391 sayılı ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,

2. Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 06.03.2017 tarihli ve 2017/304 Esas, 2017/391 Karar sayılı kararında bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.06.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.