Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/11958 E. 2023/2738 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11958
KARAR NO : 2023/2738
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/154 E., 2022/167 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu ve Bakanlık vekili tarafından bozma sonrası yargılama yapıldığı sırada katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, söz konusu madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, vekilinin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

İş bu dosya ile bağlantılı olduğu anlaşılan Dairemizin 2022/13073 Esasında kayıtlı dosya ile birlikte inceleme yapılmasına karar verilmiştir.

Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2020 tarihli ve 2019/170 Esas, 2020/18 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2020/690 Esas, 2020/581 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk ile yasal temsilcisi, suça sürüklenen çocuk müdafileri ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının, suça sürüklenen çocuk ile yasal temsilcisi ve müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 02.03.2022 tarihli ve 2021/15294 Esas, 2022/1834 Karar sayılı kararı ile temel ceza belirlenirken denetime elverişli somut gerekçeler gösterilmesi gerektiği gözetilmeden kanunda yer almayan ifadeler kullanılarak oluşturulan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.06.2022 tarihli ve 2022/154 Esas, 2022/167 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Şantaj eyleminin istismarın tehdit unsuru olmadığına, suça sürüklenen çocuğun ayrıca şantaj suçundan cezalandırılması ve çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırma yoluna gidilirken en üst hadden takdiri indirim hükmü uygulanmadan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B.Suça Sürüklenen Çocuk Müdafilerinin Temyiz İstemi
Mağdur aşamalarda değişmeyen ifadelerine göre daha önceden başkaları ile cinsel ilişkide bulunmadığını söylediğinden cinsel ilişki görüntülerinden bahsedilemeyeceğine, dolayısıyla cinsel ilişki için şantaj kullanılmadığının anlaşıldığına, mağdurun kendisine yönelik cinsel davranışa iradesi dışında katlanmak zorunda kaldığının kabul edilemeyeceğine, tanıkların beyanları çelişkili olduğundan suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmesi gerektiğine, bozma ilamı karşılanmadan kanundaki ifadeler tekrar edilerek temel cezanın asgari haddin üzerinde belirlendiğine ilişkindir

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesi, “….. *** ve ssç Sam ***’nıın birlikte, daha önce olduğu iddia olunan cinsel ilişki görüntülerini başkalarına yayacakları şantajı ile mağdur …’i Sam’ın kaldığı odaya götürdükleri ve odanın kapısını kapattıktan sonra mağduru yüzüstü yatağa yatırdıktan sonra, sırayla mağdurun arkasına sürtünmek suretiyle birden fazla kişi ile birlikte mağdura yönelik basit cinsel istismar suçunu işledikleri; ssç Sam ***’nın ayrıca, Rojhat ile birlikte gerçekleştirdiği ilk eylemden sonra yine mağdur … ile etüt odasına gittikleri ve odanın kapısını kapattıktan sonra, kapının arkasında, mağdurun arkasına sürtünmek suretiyle mağdura yönelik basit cinsel istismar suçunu ikinci kez işlediği; Ssç Sam ***’nın mağdura yönelik aynı suç işleme kararı ile birden fazla kez zincirleme olarak cinsel istismar suçunu işlediğinin kabulü gerektiği, ssç her ne kadar ikinci cinsel istismar eylemini tek başına gerçekleştirmiş olsa da zincirleme suç hükümleri uygulanırken, suçun nitelikli halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekmiştir…” şeklindeki kabulüyle suça sürüklenen çocuk …’in çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1.5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve suça sürüklenen çocuk müdafilerinin temyiz dilekçelerinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, dairemiz bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanı kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşılmış olup suçun sübutuna yönelik suça sürüklenen çocuk müdafilerinin temyiz isteği reddedilmiş olup hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde on beş yaşında olan mağdura karşı şantajda bulunarak direncini kırdıktan sonra cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince şantaj eylemi, çocuğun cinsel istismarı suçunun unsuru kabul edilerek kurulan hükümde, bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

3.Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde; suça sürüklenen çocuğun mağdura yönelik zincirleme olarak birden fazla kişi ile birlikte ve insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunda bulunduğu ortamın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel istismar suçunu işlediği anlaşıldığından, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar, suça sürüklenen çocuğun güttüğü amaç ve saiki, suça sürüklenen çocuğun kastının yoğunluğu, şahsi ve sosyal durumu göz önüne alınarak temel cezanın 9 yıl hapis cezası olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında sayılan nedenlerden biri olan “…yargılama sırasındaki olumlu davranışları…” şeklindeki gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak kurulan hükümde; bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.06.2022 tarihli ve 2022/154 Esas, 2022/167 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.