YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11892
KARAR NO : 2023/2711
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/2596 E., 2020/1437 K.
SUÇLAR :Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, reşit olmayanla cinsel ilişki istismarı
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi ile düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden;
Sanık hakkında, Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/271 Esas, 2019/66 Karar sayılı kararı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için öngörülen cezanın türü ve miktarı dikkate alınarak sanık hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen beraat kararının istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında hüküm temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu yönünden;
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği
temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 28.06.2018 tarihli ve 2018/329 saylı iddianame ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması talep edilmiştir.
2. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/271 Esas, 2019/66 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
b) Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.10.2020 tarihli ve 2019/2596 Esas, 2020/1437 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,
b) Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvuruları üzerine 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının mahkumiyet bölümü ile katılanlar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısımların kaldırılması ile sanık hakkında mağdurenin altı aylık şikayet süresini geçirdikten sonra şikayetçi olması sebebiyle sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine ve yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına dair hüküm eklenmek suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine,
karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle; mağdurenin henüz on sekiz yaşını doldurmamasından dolayı tek başına şikayet hakkına sahip olmadığına ve bu hakkın katılanlar anne ile babaya da ait olduğuna zira katılan …’in olayı öğrendikten iki gün sonra şikayetçi olduğuna, suçun öğrenilmesinden sonra katılan …’in altı ay içinde şikayet
hakkını kullandığına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarından kurulan hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle; reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan düşme hükmünün hukuka aykırı olduğuna ve sanığın çocuğun nitelikli cinsel ilişki suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; ”Sanık ile katılan mağdurenin aynı köyden olmaları nedeniyle tanışıklıkları olduğu ve bir süre görüştükleri, katılan mağdurenin sanığa abisinin yemin töreni için ailesinin şehir dışında olduğunu söylemesi üzerine sanığın katılan …’a buluşma teklif ettiği ve olay günü gece 22:00- 23:00 sıralarında mağdurenin ikametine yakın olan *********** Derneği arkasındaki çevre yolu kenarında sanık ile buluştukları, bu sırada sanık ile katılan mağdurenin cinsel ilişkiye girdikleri, sanığın olay tarihi ve saatinde işte olduğuna dair savunmasına karşılık işyerine yazılan müzekkereye verilen cevapta sanığın olay tarihinde saat:08.00-16.00 vardiyasında çalıştığının belirtildiği, iddia edilen olayın ise 22.00-23.00 sırlarında gerçekleştiği, dosya kapsamına yansıyan ve katılanın sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir unsurun olmadığı, bu kapsamda sanığın katılan mağdure ile hiç görüşmediğine dair savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun değerlendirildiği bununla birlikte katılan mağdurenin, sanığın kendisi ile zorla cinsel ilişkiye girdiği şeklindeki iddiası yönünden yapılan değerlendirmede özellikle duruşma sırasında dinlenen tanık … ****’un katılanın sözlendiği … ile konuşması sırasında …’e hitaben… ile böyle böyle bir hata yaptık şeklindeki beyanı, katılan mağdurenin duruşma sırasında özellikle ilk beyanı alındığı sırada uzun uzun durakladığı ve önüne baktığı şeklindeki duruşma zaptına yansıyan Mahkeme gözlemi, bu sırada katılan mağdurenin ailesinin orada olması nedeniyle çekindiği ve gerçekleşen eylemin zorla meydana geldiği şeklinde beyanda bulunmak durumunda kaldığının değerlendirildiği, yine katılan mağdurenin sanık tarafından uygulandığı iddia olunan zorlama hakkında ayrıntı veremediği, ayrıca katılan mağdurenin maruz kaldığı iddia olunan zorlama eylemi sonrasında hemen şikayette bulunması veyahut ailesine haber vermesi beklenirken sanıkla rızası dahilinde ilişkiye girmiş olması ve sanıkla evleneceği düşüncesiyle sanığın mağduru istememesi üzerine durumu ailesine anlattığı ve şikayetçi olduğu, bu bakımdan cinsel ilişki eyleminin tarafların rızası ile gerçekleştiği, katılan mağdurenin evlenme vaadiyle kandırılıp ilişkiye girilmiş olmasının çocuğun cinsel istismarı suçu kapsamında katılan mağdurenin iradesini bertaraf edip fiile karşı koyma gücünü ortadan kaldıracak boyutta bir hile olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilerek eylemin zorla gerçekleştiği yönünde kesin kanaate ulaşılamamış ve katılan mağdurenin olay sırasında 16 yaşında olduğu da dikkate alınmak suretiyle sanığın eylemine uyan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılması ayrıca temel cezanın belirlenmesi aşamasında mağdurun evlilik vaadiyle kandırılması suretiyle gerçekleşen suçun işleniş biçimi ve katılanın bir başkası ile sözlenme aşamasında evlilik görüşmelerinin bozulmasının meydana gelen olay nedeniyle gerçekleşmesi dikkate alınarak alt sınırdan bir miktar uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmesi yoluna gidilmiştir. Her ne kadar reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun şikayete tabi olduğunun düzenlendiği, şikayet süresinin 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay olarak belirtildiği, sanık hakkında şikayetin 13.02.2018 tarihinde gerçekleştiği ve olay tarihinin de 13.07.2017 olduğu göz önünde bulundurulmuşsa da oluşa göre sanık ile katılan mağdurenin cinsel birliktelik yaşadıktan bir süre sonra katılan mağdurenin sanıkla evlenme ümidi içerisinde beklediği ancak sanık tarafından kabul edilmeyince şikayette bulunduğu, eylemin suç vasfının mahkememiz kabulünce değiştiği, 5271 sayılı Kanun’un CMK nun 158 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca bu durumda şikayetin süresinde yapıldığının kabulü ile bu doğrultuda karar verilmesi gerektiği inancına varılmıştır. Diğer taraftan her ne kadar sanık hakkında kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden de cezalandırılması talep edilmişse de yukarıda da ifade edildiği üzere katılan mağdurenin rızası dışında sanık tarafından hürriyetinin kısıtlandığına, alıkonulduğuna dair yeterli delil mevcut olmadığı ve katılan mağdurenin olay tarihinde 16 yaşında olduğu anlaşıldığından bu suç nedeniyle sanığın beraatına karar verilmesi gerektiği ” şeklindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm açısından; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
2. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hüküm yönünden; katılanlar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile mahkumiyet hükmüne ilişkin kısımların kaldırılarak her ne kadar sanık … hakkında katılan mağdureye yönelik olarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğinden bahisle 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de, sanığa isnat olunan eylemin aynı Kanun’un 104 üncü maddesinde yazılı reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve bu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, mağdurenin altı aylık şikayet süresini geçirdikten sonra şikayetçi olduğu anlaşılmakla aynı Kanun’un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine, yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına bölümünün eklenmek suretiyle istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılanlar vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığın eylemini katılan mağdurenin rızasıyla gerçekleştirdiği tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından sabit olmakla suçun hukuki nitelendirmesinin doğru yapıldığı anlaşılmıştır. Kayden 01.10.2000 doğumlu olan mağdurenin suç tarihi itibariyle on altı yaş içerisinde bulunduğu ve on beş yaşını tamamlamasından dolayı şikayet hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar kapsamında doğrudan kendisinde olduğu nazara alındığında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme
neticesinde vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılanlar vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.10.2020 tarihli ve 2019/2596 Esas, 2020/1437 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile katılanlar vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2023 tarihinde karar verildi.