Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/11806 E. 2023/739 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11806
KARAR NO : 2023/739
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2022 tarihli ve 2021/588 Esas, 2022/230 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan yapılan yargılamada, değişen suç

vasfına göre çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları gereğince hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafii, mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle kararı temyiz etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemesince “Suç tarihinde, 15 yaşından küçük mağdurenin sanık ile birlikte sanığın evine gittiği, burada sanığın mağdurenin cinsel bölgelerine dokunup öptüğü, mağdure ile sanığın cep telefonu ile karşılıklı birbirlerine gönderdikleri mesajların mağdurenin annesi tarafından okunması üzerine Küçükçekmece Çocuk Büro Amirliğine şikayette bulunulduğu, mağdurenin ilk ifadesinde sanık ile cinsel ilişkide bulunduğunu beyan ederek şikayetçi olduğu, ancak daha sonra verdiği ifadesinde sanık ile birlikte olmadığını, bir süre önce açık kimlik ve adresini bilmediği Hakan adlı şahısla birlikte olduğunu, sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği ancak Hakan adlı şahıs hakkında hiçbir bilgi vermediği, dolayısı ile bu isimde şahısla ilişkide bulunduğuna dair beyanında soyut olduğu ve sanığı suçtan kurtarmaya yönelik bulunduğu kanaati oluştuğu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 6 İhtisas Kurulu Raporuna göre mağdurun vajinal muayenesinde yapısı itibari ile yırtılmaksızın duhule müsait olduğunun belirtildiği olayda, uyulan Yargıtay ilamı sonrası yapılan yargılamada, sanık …, savunmasında; mağdure … ile birkaç ay arkadaşlıklarının olduğunu, ancak mağdureyle hiçbir şekilde cinsel birliktelik olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmişse de, olayın intikal şekli, mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, mağdurun iddiaları destekler nitelikteki sanık tarafından gönderilen mesaj içerikleri, doktor raporu, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın aksi savunmalarının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik savunmalar kapsamında kaldığı değerlendirilmekle itibar edilmemiş olup sanığın olay tarihinde on beş yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismar suçunu işlediği tutanaklar, beyanlar, raporlar ve tüm dosya kapsamından sabit bulunmuştur.

Suç tarihinin 2010 yılı olduğu görülmekle sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan uygulanacak kanun maddesinin tespiti bakımından lehe kanun tartışması yapma gereği hasıl olmuş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın uygulanması halinde sanığa TCK 103/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi göz önüne alınarak takdiren 8 yıl hapis cezası verileceği, sanığa verilen bu cezadan sanığın yargılama safhasındaki davranışları lehine indirim sebebi sayılarak 5237 sayılı TCK’nın 62. Maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılacağı ve sanığın sonuç olarak 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılacağı görülmüş; bununla birlikte suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK’nın 103/1 maddesinin uygulanması halinde ise sanığa suçun işleniş biçimi gözönüne alınarak takdiren 3 yıl hapis cezası verileceği, sanığa verilen bu cezadan sanığın yargılama sırasındaki davranışları lehine indirim sebebi sayılarak, 5237 sayılı TCK.62 maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılacağı, sanığın sonuç olarak 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılacağı tespit

edilmiş, dolayısıyla suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK’nın sanığın daha lehine olduğu değerlendirilmiş, yapılan bu değerlendirme sonucunda sanık …’nın, mağdur …’ya karşı cinsel istismar suçundan fiil ve eylemine uyan, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olduğu değerlendirilen 6545 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK.103/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi gözönüne alınarak takdiren alt hadden cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş sanığın yargılama safhasındaki davranışları lehine indirim sebebi sayılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

12.05.2022 tarihli duruşma tutanağı sonunda duruşma tarihinin 11.05.2022 olarak gösterilmesi düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2022 tarihli ve 2021/588 Esas, 2022/230 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.02.2023 tarihinde karar verildi.