Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/1173 E. 2023/2464 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1173
KARAR NO : 2023/2464
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2020/7 Esas, 2020/62 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 25.09.2020 tarihli ve 2020/858 Esas, 2020/87 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ve 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hüküm fıkrasının ortak hükümler başlığı altındaki avukatlık ücretine ilişkin sekizinci bendi tümüyle kaldırılarak yerine “Bakanlığın davaya katılmasının yasadan kaynaklı olması nedeniyle lehe vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresi eklenmek suretiyle düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Erzurum Bölge Adliyesi Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 01.03.2021 tarihli ve 2021/641 Esas, 2021/1680 Karar sayılı kararı ile özetle sanığın olay gecesi kullandığı aracın sağ ön koltuğunda oturan mağdurun bacaklarını okşayarak boynu ile dudaklarından öpmesi şeklindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleştiği nazara alınarak eylemin sarkıntılık düzeyinde kalması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/92 Esas, 2021/179 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın eyleminin ani ve kesintili olmayıp süreklilik arz ettiğine, dolayısıyla eylemin sarkıntılık boyutunu aştığına, sanığın üst hadden cezalandırılarak atılı suç nedeniyle herhangi bir pişmanlık göstermediği de nazara alınıp takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine, lehe vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

2.Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Dosya kapsamında olay anına ilişkin bir tanıklık durumunun mevcut olmadığına, tanık B.Y’nin anlatımlarının görgüye dayalı bir anlatım olmadığına, tanık B.Y’nin sanığa iftira atmasını gerektirir sebeplerin oluştuğuna, mağdurun sanık ile tanık B.Y’nin evlenmelerine hiçbir zaman rıza göstermediğine, bu evliliğine olmaması için her şeyi yapacağını söylediğine, dolayısıyla bu davanın da bu söylemin sonucu olduğuna, somut delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece, “Somut olayda katılan ve sanığın kuzen oldukları, ayrıca sanığın katılanın ablasının nişanlısı olduğu, 31.07.2019 günü akşam saatlerinde sanığın sürücüsü olduğu araç içerisinde yan koltuğunda bulunan katılanın cinsel saikle bacaklarını okşadığı, boynunu ve dudaklarını öptüğü, ardından katılanın kendisini kurtararak arabadan indiği ve ikametine doğru kaçtığı, akabinde olanları sanığın nişanlısı olan ablasına anlattığı olay kapsamında, mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanı ve olay anında durumu sıcağı sıcağına anlattığı ablası olan tanık …’ın mağduru doğrular beyanları, yine mağdurun ablasının nişanlısı olan sanığa iftira atmasını gerektirir bir durum olmadığı da düşünüldüğünde, sanığın cinsel saikle mağdura karşı eylemler gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, sanığın eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle suçun sarkıntılık düzeyinde kalması…” şeklindeki kabul ve gerekçesiyle sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1.Yargıtay (Kapatılan) 14.Ceza Dairesinin bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanı kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, bozma üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmeyerek reddedilmiş, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde; sanığın amacı, kişiliği, suçun işleniş biçimi, tehlikenin ağırlığı ve suç konusunun önem ve değeri göz önüne alınarak temel cezanın alt sınırdan belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında tadadi şekilde sayılan nedenlerden biri olan “…cezanın sanık üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak…” şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak kurulan hükümde; bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/92 Esas, 2021/179 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Patnos Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.04.2023 tarihinde karar verildi.