YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11035
KARAR NO : 2023/3051
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/123 E., 2022/239 K.
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
KARAR : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2022 tarihli ve 2022/123 Esas, 2022/239 Karar sayılı kararı ile Dairemizin 20.01.2022 tarihli ve 2021/14314 Esas, 2022/499 Karar sayılı bozma kararına karşı verilen direnme kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 307 nci maddesine, 7165 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesi ile eklenen, üçüncü fıkrası ve aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz yoluna tabi olduğu belirlenmekle;
Mahkemece verilen direnme kararının; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin direnme kararını temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, hükmedilen ceza miktarına göre 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2019 tarihli ve 2019/23185 Esas numaralı iddianamesiyle sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.
2. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2019/232 Esas, 2019/351 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümleleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 05.12.2019 tarihli ve 2019/1941 Esas, 2019/470 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
4. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2020 tarihli ve 2020/18 Esas, 2020/82 Karar sayılı kararı ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 7 yıl 16 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 03.06.2020 tarihli ve 2020/730 Esas, 2020/582 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararının, katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 20.01.2022 tarihli ve 2021/14314 Esas, 2022/499 Karar sayılı kararı ile özetle, Mahkemenin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmaması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
7. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2022 tarihli ve 2022/123 Esas, 2022/239 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca direnilmesi ile sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 7 yıl 16 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
8. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 22.07.2022 tarihli ve 9-2022/92500, sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle; alt sınırdan uzaklaşılarak ve indirim yapılmadan ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; direnme kararının hukuka aykırı olduğuna, tanıkların dinlenmediğine, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
”Katılanın babası … ***’nın, sanık … ***’ün kız kardeşi… ile 29/04/2012 tarihinde evlendiği, … ***’nın daha önceki evliliğinden 30/10/2006 doğumlu katılan … ***’nın dünyaya geldiği, … ***’nın sanığın kız kardeşiyle evlenmesinden sonra sanığın zaman zaman evlerine gelip gittiği, yine katılanın zaman zaman üvey annesiyle, üvey annenin ailesiyle çalıştırdığı iş yerine gittiği, bu iş yerinde sanığın da çalışmakta bulunduğu, sanığın katılanın kaldığı eve gittiği zamanlarda ve katılanın üvey annesiyle iş yerine geldiği vakitlerde fırsatını bulduğunda katılanın poposunu ve bacaklarını elleriyle okşadığı, poposuna penisini dışarıdan temas ettirdiği, onu kucağına oturttuğu, bu şekilde katılana yönelik devamlılık arz etmeyen, kesik kesik ve ani hareketlerle gerçekleşen sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği, katılanın pedagog eşliğinde ÇİM’de alınan beyanı, nüfus aile kayıt tablosu ve tüm dosya kapsamıyla anlaşılmakla, sanığın, kız kardeşinin üvey kızı olan katılana yönelik sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar eylemi nedeniyle TCK’nın 103/1-2.cümle, 103/1-3.cümle, 103/3-c 43, 53 maddeleriyle cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar katılan kovuşturma aşamasında sanığın annesini üzdüğü için kendisine kızmasından dolayı soruşturma aşamasında söz konusu iddiayı gündeme getirdiğini, sanığın kendisine cinsel istismarda bulunmadığını belirtmekteyse de; katılanın soruşturma aşamasında ilk önce olayı sınıftaki arkadaşlarına, akabinde öğretmenine anlattığı, sonrasında ÇİM’de pedagog eşliğinde alınan beyanında yer ve zaman bildirmek suretiyle eylemleri somut bir şekilde bildirdiği, bu beyanlarının kurguya dayalı olmasının mümkün bulunmadığı, muhtemelen kovuşturma aşamasında beyanını değiştirmesinde ailenin yönlendirmesinin rol aldığı dosya muhtevası, kovuşturma aşamasında beyanı alınırken görüşüne başvurulan pedagog … ***’nın ifadesi ve tüm dosya kapsamıyla anlaşılmakla, katılanın kovuşturma aşamasında değiştirilen beyanına Mahkememizce itibar edilmemiş, sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar eylemi nedeniyle sanığın cezalandırılması yönünde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ”
şeklindedir,
IV. GEREKÇE
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalarda başka delille desteklenmeyen çelişkili ifadeleri, tanık beyanları savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan gerekçeyle Tebliğname’deki düşünceye iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde görülmediğinden Dairemizin 20.01.2022 tarihli ve 2021/14314 Esas, 2022/499 Karar sayılı bozma kararının, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,11.05.2023 tarihinde karar verildi.