Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/10862 E. 2023/2068 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10862
KARAR NO : 2023/2068
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/399 E., 2022/96 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında bozma ilamı üzerine kurulan hükümlerin ; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin , 09.10.2013 tarihli ve 2011/28 Esas, 2013/314 Karar sayılı kararı ile
a)Sanık …’in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43, 62, 53 üncü maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
b)Sanık …’nin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43,39,62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 39 ve 51 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve verilen hapis cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.

2. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin , 09.10.2013 tarihli ve 2011/28 Esas, 2013/314 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 23.09.2021 tarihli ve 2021/21704 Esas, 2021/7951 Karar sayılı kararı ile ”…Aşamalarda mağdurenin yaşının küçük olduğunun bilinmediği yönünde yapılan sanık savunmaları, mağdurenin beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesine muhalefet edilmesi…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma ilamına uyularak yürütülen yargılama neticesinde Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.03.2022 tarihli ve 2021/399 Esas, 2022/96 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi yollamasıyla 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince suç unsurları oluşmadığından atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.

4-Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 07.07.2022 tarihli, 9-2022/67744 sayılı, onama istemli Tebliğname ile Dairemize gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık … hakkında 5237 Sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde yer alan hata hükümlerinin tatbik koşullarının oluşmadığına ilişkindir .
B.Katılan Bakanlık Vekili ve Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstekleri
Sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde yer alan hata hükümlerinin tatbik koşullarının oluşmadığına ilişkindir .

III. OLAY VE OLGULAR
Sanıklar hakkında atılı suçlardan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; aşamalarda mağdurenin yaşının küçük olduğunun bilinmediği yönünde yapılan ve bu hususta savunmaları aksine şüpheden uzak delil bulunmayan sanık savunması, mağdurenin beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanıkların bilgi ve eğitim düzeyleri, içinde bulundukları sosyal ve kültürel çevre şartları itibariyle 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde tariflendiği üzere fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hataya düştükleri kanaatine varıldığından, bu madde yollamasıyla 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince suç unsurları oluşmadığından sanıkların atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Mahkemece kurulan hükümlerin Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ile bunun hukuki nitelendirmesinin yapılması suretiyle delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği halde;
Somut uyuşmazlıkta sanık … yönünden hüküm tesisi esnasında; mağdurenin fiziksel durumuna ilişkin bir gözlem, mağdurenin dosya içeriğinde mevcut suç tarihlerinde çekilmiş fotoğraflarına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, mağdur … ‘nün üç defa hakkında atılı suçlardan beraat kararı kesinleşen sanık Gülseren tarafından yaşı küçük olduğu için ailesinin yanına gönderildiğine dair tanık …’nın 04.07.2012 tarihli beyanları, mağdure …’nün “yaşımın küçük olduğunu sanık ilk buluştuğumuzdan beri biliyordu” şeklindeki açıklamaları değerlendirilmeksizin; sanığın mağdureyi on beş- on sekiz yaşında mı yoksa reşit olarak mı değerlendirdiğine yönelik bir açıklama yapılmaksızın ve yine sanık … hakkında hüküm tesisi esnasında; sanığın bilgi ve eğitim düzeyi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre şartları gibi somut unsurlar ihtiva etmeyen; eksik ve yetersiz gerekçeye dayalı hükümler kurulması suretiyle Anayasanın 141 ve 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrasına muhalefet edilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
2.Haziran 2010 -23.12.2010 olan suç tarihinin hüküm başlığında 23.12.2010 olarak yazılması hukuka aykırı görülmüştür.
3.Bozma kapsam ve gerekçesine göre tebliğnamedeki onama istemli görüşe iştirak olunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.03.2022 tarihli ve 2021/399 Esas, 2022/96 Karar sayılı kararına yönelik katılan Bakanlık vekili, katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.04.2023 tarihinde karar verildi.